İsrail'le Fransa arasında sorun oluşturduysa bu film de o kadar sorun oluşturur. Onun oluşturmuş olduğu bir sorun yok. Bu film de anlatım olarak bir sorun oluşturmaz" dedi.

Filmin ülkeler arasında bir kriz çıkartıp çıkarmayacağı şeklindeki ısrarlı sorular üzerine ise filmin senaristlerinden Bahadır Özdener, "Ben yönetmenimize göre daha kriz yanlısı birisiyim. Türkiye ile İsrail arasında 1948'den beri konuşulmayan ilişkiler var. Umarım filmimiz kendi misyonundan öte bunları konuşulmaya fırsat verir. Bu da bir fırsat. Ama bu gece siyasetin dışında kalalım. Filmde emeği geçen çok sayıda insan var. Onlara teşekkür ederim. Bu gece onların gecesi. Siyaseti buradan benle birlikte

çekelim" diye konuştu.

Almanya'da filmin yasaklanmasına da değinen Özdener, "Yarın (bugün) Almanya'da büyük ihtimalle vizyona gireceğiz. Hukuka aykırı bir karar idi. Avukatlarımız gerekli itirazı yaptı. Yarın öğleden sonra netice alacağız. Bazı sinema salonları bu hususun devam etmesi halinde bile filmi gösterime sokacaklarını söyledi. Alman Film Denetleme Kurulu'nun yaptırım hakkı yok. Hiçbir denetleme kurulu hiçbir filmi denetleyemez, yargılayamaz" dedi.

Hükümetten hiçbir destek almadıklarını da söyleyen Özdener, Mavi Marmara gemisinin İHH desteğiyle verildiğini belirtti. Özdener, halkın teveccüh göstermesi halinde diğer mayınlı bölgelerle ilgili de film yapacaklarını sözlerine ekledi.

Galaya ilgi gösteren yabancı basın mensuplarının sorularını İngilizce olarak cevaplayan Bahadır Özdener, bir soru üzerine, "Almanya'nın kararı politik ve utanç verici. Bizim bu filmdeki amacımız özgürlükleri için savaşan zavallı ve onurlu Filistin halkının sesini dünyaya duyurmak" şeklinde konuştu.

Özdener'in ardından söz alan filmin başrol oyuncusu Necati Şaşmaz, büyük katılımlı gala yapmamalarının sebebini filmi izleyenlerin çok iyi anlayacağını söyleyerek, "Bizim Filistin'de yaşananlara büyük ilgimiz var. Bunu dizimizi izleyenler de biliyor. Rahmetli Ömer Lütfü Topal ile Filistin'i ve İsrail'in zulmünü işlemiştik. Bu filmi çekmeye benim ve arkadaşlarımın inancı doğrultusunda karar verdik. Nasıl insanlar diziden para kazanırsa filmden de para kazanacaksınız ki daha iyisini yapmak için. Amerika ve

Avrupa ülkeleri de böyle yapıyor. Ama çok şükür biz dünyaya zulmün sesini duyuran bir film yaptık" dedi.

Hiçbir halkla sorunlarının olmadığını da söyleyen Necati Şaşmaz, "Bizim Yahudi karşıtlığımız yok. Ülkemizde de yok. Aksine Safarat dediğimiz 1492'de göç etmek zorunda bırakılmış Musevi vatandaşları ülkemizde yaşamakta. Hiçbir halkla sorunumuz olmadığı gibi gelecekte de olmayacak. Macaristan Cumhurbaşkanı geçtiğimiz günlerde yaptığı konuşmada diyor ki, 'İyi ki Türkiye Osmanlı bizi geçmişte yönetti. Onlar olmasaydı herhangi bir ülke bizi asimile ederdi.' Biz bu kökten geliyoruz. Her ırka, her ülkeye saygımız var öyle olmaya devam edecektir" diye konuştu.

Basın toplantısının ardından oyuncular hep birlikte salondan ayrıldı

İHA

Yayın Tarihi : 27 Ocak 2011 Perşembe 10:02:01

Güncelleme :27 Ocak 2011 Perşembe 18:18:45