İstanbul Büyükşehir Belediyespor Teknik Direktörü Abdullah Avcı, Genç Milli Takım'da elde ettiği başarıların karşılığını alamadığını söyleyerek, "Gelecekte A Milli Takım teknik direktörlüğü yapmak gibi bir hedefim var. Bu yolu açmadılar bize, ama o yolu almayı istiyorum" dedi.
 
İstanbul Büyükşehir Belediyespor Teknik Direktörü Abdullah Avcı, FourFour Two Dergisi'ne önemli açıklamalarda bulundu. Genç Milli Takım'da Eylül 2004'te göreve başladığını, 2005'in Mayıs ayında Avrupa Şampiyonu olduklarını söyleyen Abdullah Avcı, "Peru'da düzenlenen Dünya Şampiyonası'nda dördüncü olduk. Avrupa şampiyonluğundan sonra kimsenin dikkatini çekmese de bu ülkeye Fair-play ödülü getirdik. Nuri Şahin ile Caner Erkin'i kazandırdık. Ben birçok yerde halkın oylarıyla yılın teknik direktörü seçildim. Ben bu kadar başarılı olan bir takımın ardından kurum içinde sıçrama bekledim. Doğru yolu takip etmek istedim. Genç Milli Takım antrenörlüğü, arkasından Ümit Milli Takım antrenörlüğü, ardından da A Mili Takım antrenörlüğü. Ama bunun karşılığını milli takım kurumunun içinde alamadım. Bunun bir örneği Fatih Terim hocamızdır. Olimpik Milli Takım ile Akdeniz Oyunları şampiyonu oldu daha sonra Ümit Milli Takım'da ve A Milli Takım'da teknik direktörlük yaptı. Gazetelerde Ümit Milli Takım için adımın geçtiği ifade ediliyor, ama Mayıs sonu itibariyle ben artık o yoldan çıktım, ileride A milli takım hocalığı yapmak gibi bir hedefim var. Yolu açmadılar bize, ama o yolu almayı istediğimi, arzuladığımı belirtiyorum" dedi.
 
Rezerv Lig'in kurulması için TFF'nin büyük bir gayret içerisinde olduğunu kaydeden Avcı, "Ekonomik manada çok külfetli olduğu için sponsorlar aranıyordu, fakat başarılı olunamadı. Rezerv Lig'in bir an evvel hayata geçirilmesinde büyük fayda görüyorum. Çünkü bu jenerasyondaki futbolcuları PAF Ligi pek tatmin etmiyor. Onu çok cazip hale getirmemiz lazım. Televizyonun yayınlaması lazım. PAF Takımı'nda yer bulan oyuncular seyircilerin gelmediği sahalarda oynamak zorunda kalıyor, PAF maçları A Takımın oynadığı statta zemin bozulacağı gerekçesiyle oynatılmıyor. Türk futbolunun geleceği için bu konu ihmal edilmemeli" diye konuştu.
 
Türk futbolcusunun her şeyi başarabilecek güçte olduğunu ifade eden Avcı, "Almanlar'la, İtalyanlar'la, İngilizler'le oynadık Türk futbolcusu kadar yetenekli oyuncu topluluğu görmedim. Everton'da oynayan Vaughan diye bir futbolcu vardı, bizim çocuklar da bu çocuğu televizyondan takip ettikleri Premier Lig maçlarından biliyorlar. Avrupa Şampiyonası'nın ikinci maçında karşılıklı oynadıktan sonra bana gelip, 'Bu oyuncu mu Premier Lig'de oynuyor?' diye soranlar oldu. Böylesi özgüvene sahip oyuncularım vardı. Ama bu özgüveni onlara da verebilmek önemli. Maçtan sonra oyuncularıma bağırırsam onları kaybederim. Peru'da başarılı olan takımımızın formülü iletişim ve psikolojinin doğru bir şekilde uygulanmasından geçmekteydi" diye konuştu.
 
Türkiye'de bazı şeyleri çok büyüttüklerini belirten Avcı, "4 büyüklerde oynayan futbolcular sanki uzay futbolcuları, diğerleri normal topçular. Forma farkı var, başka hiçbir fark yok. Bugün takımımdaki Erkan Ferin de Galatasaray'da oynar, Cafercan Aksu da. Arda Turan oynamadı mı? Bu çocuklar bir-iki maç oynarlarsa taraftar Erkan Ferin'i de, Cafercan Aksu'yu da izlemek isteyecek, aynı Arda Turan'da olduğu gibi onları da yoğun ilgiden ötürü oynatmak zorunda kalacaklardır diye düşünüyorum" dedi.