Ali Sami Yen Stadı’nın, yıkılarak, yerinin şehre nefes alınacak bir yer haline getirilmesi konusunu aylarca önce gündeme getirmeye çalışmıştık.

Şişli Belediye Başkanı Sayın Mustafa Sarıgül’ün, son günler de televizyon kanallarında yaptığı açıklamalarla; bu konuda yaptıkları çalışmaları görmek bir İstanbul’lu olarak bizleride çok sevindirdi.

Her nedense medyamızda Sayın Hıncal Uluç’tan başka kimse tarafından pek destek görmeyen bu projenin algılanamadığı, veya anlamaya hafızaların yetmediği kanatindeyiz.

Bir Mecidiyeköylü olarak gerekirse bir platform oluşturarak sonuna kadar destekliyeceğimiz bu projenin gerçekleştirilmesi için tüm İstanbul halkının da her türlü kanaldan harekete geçmesini beklemekteyiz.

Tüm İstanbullular bu konudaki görüş, düşünce, ve desteklerinizi ( 0212 ) 213 48 55 ve ( 0212 ) 213 73 05 nolu telefonlarla veya ( 0212 ) 216 23 32 nolu faksla Recep Coşkun’a bildirebilirsiniz.

İşte aylar önce KENTHABER sayfalarında tüm İstanbul halkına duyurduğumuz "Bir şehre nefes aldırmak" başlıklı yazımız:

Galatasaray kulübü yönetimi, Mecidiyeköy’deki Ali Samiyen stadyumunun yıkılarak yerine yeni ve modern bir stad yapılması için yabancı bir firma ile anlaştı.

İyi güzelde, stadyum yapmak için İstanbul’da Mecidiyeköy den başka bir yer mi kalmadı .

Yapıldığı tarihte şehrin dışı sayılan Mecidiyeköy, bu gün İstanbul’un hem nüfus yoğunluğu

hem de trafik yoğunluğu bakımından en beter yeri.

Anadolu yakasından gelenlerle Anadolu yakasına geçmek isteyen yaya ve araç trafiğinin kesiştiği alancık.

Yoğun egzoz dumanının ve pis havanın sirkülasyonunu kesen, büyüklüğü ile övünülen,

devasa beton yığını viyadük .

Yer yokluğundan viyadük altına yapılan bir çok otobüs durağı. Buralarda otobüslerden inen,

otobüslere binen ve otobüs bekleyen binlerce değil yüz binlerce insan.

Allah korusun her an gelecek diye beklenilen deprem anında; insanların kaçacak yeri dahi bulunmayan, yeşilin hiç olmadığı , İstanbul un en sık yapılaşma alanı.

Hele maç günleri İstanbul’un kabus alanı!

Ve böyle bir alanda; Ufak diye bir stadyum yıkılacak yerine daha büyüğü yapılacak .

Bu bir cinayet değil de nedir ?

Bu İstanbul halkına bir işkence değil de nedir ?

Bu şehir planlamacılığını inkar değil de nedir ?

Sayın İstanbul halkı: Bu oluşuma göz yuman , düşünemeyen , düşünmek istemeyen , sadece kendi çıkar ve geleceklerini düşünen kamu kurum ve kuruluşlarının yetkililerinden ümit yok.

Umut ; İstanbul halkında .

Umut ; Sivil Toplum kuruluşlarında.

Umut ; İstanbul’ luyum diyenlerde.

Umut ; İstanbul’ cuyum diyenlerde.

Umut ; Mimarlar Odası’nda.

Umut ; Şehir planlamacılarında.

Umut ; Bedrettin Dalan’a Gök kafesi yaptırmamak için, Swiss Otel’i yaptırmamak için direnenlerde.

Umut sizlerde .

Sayın İstanbullular :

İstanbul büyük şehir belediye başkanı Sayın Ali Müfit Gürtuna ,Galatasaray Kulübü yetkililer ininde onaylayacağı bir alanı Galatasaray Kulübüne verse ve oraya yapılacak stadyum inşaatında da kendilerine yardımcı olsa , o alana da Türkiye’nin en güzel spor kompleksi yapılsa .

Ali Samiyen stadı ile ,bitişiğindeki yine kamuya ait olan Likör fabrikasının alanlarını birleştirerek İstanbul’a muhteşem bir meydan kazandırsa acaba nasıl olur ?

Sayın Ali Müfit Gürtuna ve bu işe destek olan kuruluşlar, acaba isimlerini İstanbul’a kazımış olmazlar mı ?

Bu büyüklükteki bir alanın altına sahip olmak isteyen kuruluşlara acaba bu iş bedava yaptırılamaz mı ?