4
Mayıs
2024
Cumartesi
İSTANBUL

Ameliyathane karıştı, Nazar öldü

Çatapat yutan minik Nazar'a karaciğer nakli için anne babası gönüllü oldu. Ancak ameliyat sırasında aile büyükleri "Kız zaten ölecek, baba sakat kalmasın" diye hastanede olay çıkardı

Doktor ameliyattan çıkıp ikna etmeye çalıştı ama olmadı. Karar değiştiren anne bu kez imza vermeye yanaşmayınca, operasyon yarım kaldı. Ve küçük Nazar kurtarılamadı...

Minik Nazar, Ramazan Bayramı'nın birinci günü, 5 yaşındaki Ahmetcan ile bakkaldan 10 YKr'ye çatapat aldı. İki kardeş aldıkları çatapatları eve getirerek oynamaya başladı. Anneleri Mehle Emre mutfakta yemek yaparken salonda oynayan iki kardeşten Ahmetcan çatapatları terlikle ezdi. Nazar ise kardeşinin ezdiği çatapatları çikolata sanarak yedi.

Bir süre sonra da kusmaya başladı. Kızının ağzından çatapat parçalarının çıktığını gören anne ve baba çocuklarını hemen Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne götürdü. Küçük kız buradan Bakırköy Eğitim ve Araştırması'na sevk edildi. Çatapatın içinde bulunan barutun kanına karıştığı belirlenince İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne sevk edildi.

ANNE BABA İMZALADI
İlk 4 gün durumu iyi görünen küçük kız, çatapatı yuttuktan 6 gün sonra tekrar fenalaştı. Bunun üzerine de karaciğer nakli için düğmeye basıldı. Anne ve babanın ciğerlerinin uygun olduğunun anlaşılmasının ardından Prof. Dr. İlgin Özden ekibiyle birlikte ameliyat hazırlıklarına başladı. Baba Emre ve eşi karaciğerlerinin verilmesi için gerekli belgeleri de imzaladı. 11 Ekim'de baba Emre ameliyat masasına yatarken anne ise olumsuz bir gelişme durumunda ameliyata alınmak üzere hazır bekletiliyordu. Ancak ne olduysa operasyon başladıktan sonra oldu. Ameliyathanenin kapısının önü birdenbire karıştı. Metin Emre'nin aile büyükleri ameliyatın bitirilmesini istedi. Dışarıdaki arbede üzerine Prof. Dr. Özden ameliyatı bırakıp çıktı. Baba Emre ameliyat masasında karnı açık bir şekilde bekletilirken Prof. Dr. Özden yaklaşık bir saat ameliyatın devam etmesi için aile büyüklerini ikna etmeye çalıştı. Ancak aile büyükleri küçük kızın zaten kurtulamayacağını, babasının ise karaciğerinden parça alınması halinde 'yok yere' sakat kalabileceğini söyleyerek doktora karşı çıktı.

AİLEYİ İKNA EDEMEDİ
Babadan karaciğer alınıp çocuğa nakledilmesi halinde küçük kızın yüzde 30 yaşama şansı olduğunu söyleyen Prof. Dr. Özden ise ailenin tepkisinden korkarak ameliyatı anne-babanın imzası olmadan yapmayacağını söyledi. Ancak baba Emre'nin hiçbir yakını imza vermedi. Ameliyata giren doktorlar tutanak tutup ameliyatı sonlandırdı. Bu sırada hastaneye çağrılan polis doktora doğrudan saldırı olmadığı için bir işlem yapmadan ayrıldı. Doktorlar da kızının hayatı için karaciğerinden bir parça vermek isteyen baba Metin Emre'nin açılan karnını 35 dikiş atarak geri dikti. Narkozun etkisi geçtikten sonra kendisine gelen baba Emre karaciğerinin alınmadığını öğrendi. 6 yaşındaki Nazar ise 13 Ekim günü hayata gözlerini yumdu.

BABA: DAVA AÇACAĞIM
Metin Emre, doktorun ameliyatı yarım bırakmasına bir anlam veremediğini söyleyerek şöyle konuştu: "Hem ben hem de eşim karaciğerimizi vermek için kendi adımıza ayrı ayrı imza verdik. Kendi irademle ameliyat masasına yattım. Ben ameliyattayken ailemiz arasında fikir ayrılıkları olmuş. Doktorlar da buna dayanarak ameliyatı yarıda kesmiş. Eşimden ve ailemden tekrar imza istemişler. Oysa ben zaten tüm imzaları vermiştim. Ne pahasına olursa olsun ameliyat devam etmeliydi. Doktorlardan davacı olacağım."

ANNE: GEÇ KALDILAR
Küçük Nazar'ın annesi Mehle Emre ise, doktorların nakil için geç kaldığını iddia ederek, "Kızım gülüp oynarken bir anda komaya girdi. Yaşama şansı yüzde 30 dediler. Bu sırada aile büyükleri ameliyathanenin kapısında olay çıkardı. Doktor ameliyattan çıkıp benden ve diğer aile büyüklerinden tekrar imza istedi. Biz imza vermeyince de ameliyatı yarıda kesti. Kızımın öleceğini biliyordu. Ailenin yaptığı sorumsuzca davranışı bahane edip suçu üzerimize attı" dedi.

'Aldığımız karaciğer elimizde kalabilirdi' 

Ameliyatı yarım bırakan İstanbul Tıp Fakültesi Karaciğer Nakli Ekip Başkanı Prof. Dr. İlgin Özden, çok üzgün olduğunu belirterek şunları anlattı: "Anne 'Kocamın ameliyat olmasını istemiyorum' diye ısrar etti. Organ nakilleri ikili ameliyattır. Baba o an narkoz altında olduğu için çocuğun velayeti annenin üzerindedir. Babadan aldığımız organ elimizde kalabilirdi. Baba ameliyattan uyanınca bize 'Neden yapmadınız' diye sordu. Ama o sırada babanın sağlık durumu ikinci bir ameliyata izin vermiyordu. Hepimiz çıkabilecek bir kadavra bekledik. Ne yazık ki olmadı ve kızımızı kaybettik. Babanın ameliyatta başına bir şey gelse ya da çocuğun organ nakli başarısız olsa bunun sorumluluğunu doktor üstlenemez. Durumu resmi olarak raporladık." Türk Tabipleri Birliği Başkanı Gençay Gürsoy da, doktorun doğru bir karar aldığını belirterek, "Anne nakil yapılmasını istemediği için doktorlar ameliyatı sonlandırabilir" dedi.

Sabah
Yayın Tarihi : 20 Ekim 2008 Pazartesi 09:49:58
Güncelleme :20 Ekim 2008 Pazartesi 10:00:21


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?