4
Mayıs
2024
Cumartesi
İSTANBUL

Aşırı TV izleme şişmanlık nedeni

Uzmanlar, insan sağlığını en çok tehdit eden unsurların başında televizyonun geldiğini açıklandı.

Hareketsizlik ile sürekli oturmaya bağlı kilo artışı ve bunun oluşturduğu sağlık sorunlarının gittikçe yükseldiği günümüzde televizyonun kilo alınmasındaki en büyük etkenlerden biri olduğu belirtildi.

5. Ulusal Obezite Kongresi'nde yapılan sunumda, son otuz yılda insan bedeninin göbek çevresindeki genişlemenin giderek genel bir tehlike haline geldiği dile getirilerek, televizyon seyretme saatlerinin azaltılması tavsiye edildi.

Teknolojik gelişmenin sunduğu konfor ile beraber şişmanlamanın genel bir hastalık halini aldığını belirten Diyet, Obezite ve Beslenme Derneği Başkan Yardımcısı Mücahit Özyazar, "Günde bir saat televizyon karşısında oturanlar, oturmayanlara göre daha fazla obez riski taşıyorlar. Çocuklar tv den kalkıyorlar bilgisayarın başına oturuyorlar. Üstelik bunlar birer ödül mekanizması olarak görülüyor. Oysa tam tersi olmalı" dedi.

"Şişmanlık bir hastalık olarak kabul edilmeli, sadece estetik görünüm eksikliği olarak değil. Bu nedenle şişmanlıktan ve obezlikten kurtulmak isteyen hastaların psikiyatr ve psikolog kontrolüne girmeleri de şarttır" diyen Prof. Özyaraz, "En yaygın hata sadece diyetisyene gitmekle kilo sorununun çözüleceğini düşünmektir" şeklinde konuştu.

Prof. Dr. Mücahit Özyazar sözlerini şöyle sürdürdü: "Şişmanlık konusunda herkesin katkısı olmak lazım. Bilinç düzeyinin yükselmesi lazım. Zayıf bir anne çocuğuna bol pasta yedirmesi yanlış. Anne gayet iyi ama çocuk kilolu. Eğitime aileden başlamak lazım, bizde yiyen çocuk sağlıklı çocuk olarak görülüyor oysa bu algı son derece yanlış. Okullarda rapor almaya gelenlerin çoğu beden harektelerine girmemek için geliyorlar. Zaten beslenme yanlış, üstüne bir da hareketten kaçınca şişmanlık kaçınılmaz. Üstelik televizyonlarda her gün pek çok reklamla yağlı yiyecekler özendiriliyor. O yüzden ailenin önemi çok büyük. Şişmanlık sadece estetik görünüm olarak sorun değildir önemli olan vücuttaki yağ oranıdır. Sumo güreşçileri iri yarıdırlar ama vücutları kas olduğu için sorunları yoktur. Bizim insanımız her pazartesi diyet yapmaya başlar. Her bahar başlangıcında ama uygulamaz. Çünkü diyet yapmak çok zordur. Diyeti bir baskı unsuru olarak görüyor, yaşam tarzının değiştiğini, özgürlüğünün kısıtlantığını düşünüyor. Hastalarımız sadece ilaçla zayıflamayı düşünüyor.

İlacı alacak, yemekten vazgeçmeyip egzersiz yapmadan zayıflamayı istiyorlar. Böyle bir istek doğru değildir. Hastalarımızın sadece diyetisyenlerin önüne oturup zayıflamalı düşünmeleri de yine önemli yanlışların başındadır. Şişmanlığın kaynağını bulmadan, böbrek ve trioid gibi bozuklukları kontrol etmeden diyetisyene gitmek yetersizdir ve çoğu zaman istenilen sonucu alamamaktadırlar."

Diyet, Obezite ve Beslenme Derneği Genel Sekreteri Zeynep Oşar Siva kilo sorunlarıyla uğraşmanın en önemli yolunun egzersiz yapmaktan geçtiğini söyledi. Siva, "Haftada en az 150 dakika tempolu yürünmelidir. Atılan her adımın yararlı olduğu bilinmeli ve ona göre bir hayat tarzı oluşturmalıyız. Örneğin sürekli oturarak çalışanlar her yarım saatte bir işyerlerinde bir tur atmanın inanılmaz faydasını göreceklerdir. Ve elbette stresten uzak durmak lazım. Stres hem iştahı artırır hem de kontolü zorlaştırır. Üstelik yedikçe alınan kilolar nedeniyle estetik kaygılar ya da enerji azlığının oluşturduğu depresyonlara uğrama riski de yükseliyor. Özgüven eksikliği ortaya çıkıyor. Bireyin sağlığını ve tüm yaşamını etkileyen bir probleme dönüşüyor" dedi.

Yeni araştırmaların sonuçlarının bel çevresinin erkeklerde 94, kadınlarda 80 santime çıkmasıyla diyet riski arttığının gözlendiğini söyleyen Prof. Dr. Zeynep Oşar Siva, "Her geçen gün yağ oranının daha az olması gerektiği gerçeğiyle karşı karşıya kalıyoruz. Beslenme alışkanlıklarının değişmesi ve düzenlenmesi hayati önem arzediyor. Alışkanlıkları değiştirmek o kadar zor ki, eğer diyet yapmaya karar veren bir birey psikolog desteği de almalıdır. Yaptığının önemini kabullenmesini sağlayacak desteğin çok faydası olacaktır. Kilo problemi olanların grup halinde diyete başlamaları da rejim disiplini açısından büyük yararlar sağlayacaktır. Sık sık rejim yaparak kilo vermek yerine belli kiloda kalmayı başarmak çok daha önemlidir" diye konuştu.

5. Ulusal Obezite Kongresi'ne yaklaşık 350 hekim katıldı. Kongrede özellikle yeme alışkanlıkları, obezite gelişimleri, yeni zayıflama yöntemleri, pek çok hastanede yapılmış dar kapsamlı çalışmaların sunumları gerçekleştirildi ve bunlar üzerinde tartışmalar yapıldı. Üç gün boyunca süren kongre, Çeşme Sherton otelde gerçekleştirildi.

iha
Yayın Tarihi : 10 Kasım 2008 Pazartesi 14:01:19


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?