Hangar Ayakkabı Yönetim Kurulu Başkanı Alpaslan Selçuk, ayakkabı sektörünün 2009 yılının son dönemlerinde sıkıntılı bir süreçten geçtiğini belirterek, "2010 yılı, dünya için olduğu kadar Türkiye için, dolayısıyla da sektörümüz için ekonomik açıdan önemli bir yıl olacaktır" dedi.

Uzak Doğu ve bazı üçüncü dünya ülkelerinin mallarının, bu ülkelerin Dünya Ticaret Örgütü üyesi olmaları nedeniyle uluslararası anlaşmalardan dolayı 2010 yılında dünya pazarlarında rahat dolaşacak olmasının Türkiye kadar Avrupa devletlerini de telaşlandırdığını ifade eden Selçuk, "Türkiye, Avrupa Birliğine (AB) girmeden Gümrük Birliği'ne giren tek ülkedir. Dolayısıyla ülkemiz milyarlarca dolar kayba uğradığı gibi sektörler de ağır faturalar ödemiştir. Kaldı ki Yunanistan, Portekiz ve İspanya, ekonomilerini AB'ye ve Gümrük Birliği'ne hazırlamak için esnafının ve sanayicisinin altyapısını oluşturmak amacıyla bir geçiş süreci yaşamış, gerekli yardımları aldıktan sonra gümrük birliğine imza atmış ve AB'ye girmiştir" diye konuştu. Selçuk, hükümetten referans fiyatlarının uygulamasına devam edilmesini, ihtisas gümrüklerinin sayısının azaltılmasını, gümrüklerde ciddi kontrollerin artırılmasını, kotaların uygulamasına belirli bir süre daha devam edilmesini, ithal edilen ayakkabılarda standart aranmasını talep ettiklerini bildirdi. İthal hammaddeye uygulanan fonların kaldırılması gerektiğine de işaret eden Selçuk, faturasız, fişsiz mal satılan pazar yerlerinde denetimlerin artırılmasını istedi. Alpaslan Selçuk, "Türkiye'de ayakkabı imalat sektöründe ters giden bir şeyler var. Türkiye'de kurulu ayakkabı kapasitesinin 500 milyon çift olduğunu görüyoruz. Dünya ayakkabı pazarında aldığı pay binde yarım, binde 1 değil" şeklinde konuştu.

Avrupa'daki yapılanmanın başlangıcını Bulgaristan'la yapmayı planladıklarını belirten Selçuk, "Şu anda görüşme aşamasındayız. Eğer anlaşma olursa ve Bulgaristan hükümeti de kiloyla satışa müsaade ederse orada da kiloyla satış yapmayı düşünüyoruz" diye bildirdi. Kilo ile satış yaptıkları bölgelerde halktan iyi tepkiler aldıklarını belirten Selçuk bu fikri Avrupa'da yaymak için altyapı çalışmalarının tamamlandığını ifade ederek, "Gerekli başvurular kabul edilerse bir Türk markası olarak Avrupa'da da kilo ile ayakkabı satışına başlayacağız" dedi. Düşük kur ve yanlış enerji politikasının üreticinin aleyhine geliştiğini belirten Selçuk, bu konuya bir an önce çözüm bulunması gerektiğini belirterek şöyle devam etti: "Dünyanın en büyük limanıyız. Bunu iyi değerlendirmemiz lazım. Turquality diye bir şey çıkardılar. Gidip başka ülkelerde açılan mağazaları destekliyorlar. Önce kendi ülkemizdekini bir desteklesin devlet, sonra dışarıdakilere yardımcı olsun. Bu kadar esnaf sıkıntı içindeyken böyle bir uygulamayı anlamak güç. Bizim üretimimizin tamamı yerli. Yüzde 100 yerli ürün kullanıyoruz. Uluslararası pazarlarda tabii ki Çin bizi de etkiliyor. Onların 2 dolara mal ettiğini biz 6 dolara mal edebiliyoruz. Fakat bizim kalitemizde yapamıyorlar. Şu anda Türkiye'de bulunan Çin malı ayakkabılar orta üreticiyi ya iflas ettirdi, ya da çok zor duruma soktu. Ama beni çok da etkilemiyor. Çünkü benim kalitemde ürünü benim fiyatıma satamıyor. Hep şu sloganı söylüyoruz: 'Bedavadan daha ucuz' satıyoruz."