4
Mayıs
2024
Cumartesi
İSTANBUL

Ayasofya fotoğrafları kitap oldu

25 yıl Ayasofya Müzesi'nde çalışan Tahsin Aydoğmuş'un 20 yıldan beri çektiği ödüllü Ayasofya fotoğrafları kapsamlı bir kitap oldu..

Tahsin Aydoğmuş, 1979'da İstanbul Kültür Müdürlüğü'nün memurluk sınavına girmiş. Bir süre sonra evine bir mektup gelmiş ve Ayasofya Müzesi'nde mülakata çağrılmış. O da soluğu Sultanahmet Meydanı'nda almış. Üstelik ilk kez... O anki düşüncelerini anlatırken, "Müzeler, sadece eski eserlerin sergilendiği yerler sanıyordum," diyor ve devam ediyor: "Dört minareli müze olabileceği aklıma gelmemişti. Birine 'Ayasofya müzesi neresi?' dedim, 'İşte Ayasofya Camisi,' cevabını aldım. Bunu üzerine 'Yok ben müze istiyorum,' dedim. O da 'Sen nerede yaşıyorsun! Bak karşısı,' diyerek bu heybetli yapıyı gösterdi. Ayasofya'ya girdiğim anda nevrim döndü, çok etkilendim." Aydoğmuş, yaklaşık 25 yıl müzede memur olarak görev yapmış ve altı yıl önce emekli olmuş.

20 yıldan fazla süredir fotoğraf çeken Aydoğmuş, "Fotoğrafı bana öğreten Ayasofya'nın kendisidir," diyor ve bu yapının kendisi için önemini anlatıyor: "Ayasofya dünyanın en muhteşem yeri. Oraya girdiğinde etkilenmemek mümkün değil. Ben oraya 'aşkım' diyorum. Orada kendimi buldum. Bugün Türk fotoğrafında bir yerdeysem, bunu Ayasofya'ya borçluyum."

İKRAMİYEYLE ATÖLYE KURDU
Bu tutku nedeniyle, Tahsin Aydoğmuş'un aklında böyle bir kitap yapma fikri hep varmış aslında. Shell'in CEO'su George Spanoudis bu fikirle ilgilenince, kitap bir yıl içinde tamamlanmış. Şimdiye kadar uluslararası alanda pek çok ödülü alan fotoğrafçı, kazandığı ödüllerden hiçbirinin bu kitap kadar haz vermediğini söylüyor. Ayasofya kitabının içinde 105 tane fotoğraf var. Bunların yüzde 60'ı Aydoğmuş'un emeklilik dönemi öncesinde çektiği kareler.

Hâlâ bazen Ayasofya'ya neden gittiğini şöyle anlatıyor: "Öğle tatillerinde müzenin içinde oturur kubbeye bakardım; çeşitli zamanlarda gider kendimi dinler, ışığın yansımasını izlerdim. Beni eski dönemlere alıp götürürdü." 1985'te ilk sergisini açan Tahsin Aydoğmuş, 2003'te siyah-beyaz fotoğraf çekmeye başlamış. Emekli olduktan sonra emeklilik ikramiyesiyle kendine bir atölye kurmuş. "Siyah-beyaz çekeceksen, kendi filmlerini kendin yıkayacaksın," diyor ve ekliyor: "Siyah- beyazdaki ton zenginliği, renkliden daha fazladır." Kitabın önsözündeki teşekkür bölümünde Burhan Doğançay'dan Okan Bayülgen'e kadar pek çok ünlü ismin adı geçiyor.

Fotoğrafçılık sayesinde bu gibi kişilerle tanıştığını söyleyen Aydoğmuş, dijitalleşmeden de biraz rahatsız. "Dijital, yaratıcılığı öldürdü; çünkü sana bir şey bırakmıyor, her şeyi kendisi yapıyor," diyor. Önbaskısı dağıtılan bu dev boyutlardaki kitap, aralık ayında yayınevlerin raflarında yerini alacak.

Sabah
Yayın Tarihi : 15 Kasım 2008 Cumartesi 10:26:28
Güncelleme :15 Kasım 2008 Cumartesi 10:46:58


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?