İmparator Iustiniaos tarafından inşa ettirilen ve dünyanın en önemli yapılarından biri olan Ayasofya Müzesi'nin adeta ayrılmaz parçalarından biri olan inşaat iskelesi 16 yıl sonra nihayet sökülüyor.

UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde bulunan Ayasofya'daki çalışmalar sadece iskelenin sökülmesiyle sınırlı kalmayacak.

Müze, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı'nın desteğiyle gerçekleşecek kapsamlı bir restorasyon çalışmasıyla baştan aşağıya yenileniyor. Bu çalışmanın ilk adımı dün Ayasofya'da atıldı. Başbakan Yardımcısı Hayati Yazıcı, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, İstanbul Valisi Muammer Güler, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Yürütme Kurulu Başkanı Nuri Çolakoğlu'nun katıldığı törenle tarihî iskelenin sökümüne başlandı. İskeleden sökülen ilk parçalar da Hayati Yazıcı ve Ertuğrul Günay'a verildi. Böylece İstanbul 2010 projesinin ilk somut adımı da atılmış oldu.

Törende konuşan Nuri Çolakoğlu, tarihî iskelenin on iki günde aşağıya indirileceğini ve müzenin onarım görmeyen son çeyreğinin bulunduğu köşeye taşınacağını söyledi. Buradaki çalışmaların haziran sonunda tamamlanacağını ifade eden Çolakoğlu, "Haziran sonunda içeride hiç iskele kalmayacak, sadece yarım kubbeleri onarma çalışması yapılacak ve kasım ayı sonunda Ayasofya'da bütün işler bitmiş olacak.'' dedi. Bu çalışmalar haricinde Ayasofya'nın avlusundaki Sultan II. Selim, III. Mehmed ve şehzadelerin türbeleri, I. Mahmud'un şadırvanı ve muvakkithanenin başlamış olan restorasyonları da tamamlanarak çevre düzenlemeleri de yapılacak.

Bakan Yazıcı: Bu, bizim ayıbımız

Bakan Hayati Yazıcı, 2010 Ajansı'nın, İstanbul'da var olan değerleri, medeniyet ögelerini insanlığa tanıtmak üzere kurulduğunu söyleyerek, ajansın dünyaya sunacağı kültürel değerler arasında en önemlisinin Ayasofya olacağını vurguladı. Ayasofya'daki iskelenin 1992-1993 yıllarında UNESCO'nun teknik desteğiyle kurulduğunu hatırlatan Yazıcı, "Bu güzel eser içerisindeki demir yığını, 55 metre yüksekliğinde ve 181 ton ağırlığında. Bu bizim ayıbımız. Ayasofya 8 ay sonra bu demir yığınından kurtulacak." dedi. Yazıcı, 2010 Ajansı'nın çalışmalarıyla ilgili basında çıkan eleştirileri de değerlendirerek, basın mensuplarından ve İstanbul halkından ajansın çalışmalarını takip etmesini ve yanlışları olursa ifade etmelerini istedi.

Ertuğrul Günay da 2010 projesinin en çok anlam taşıyan işlerinden birini hayata geçirdiklerini ifade etti. Günay, Sur-ı Sultani çevresinde ilk kez bir master plan çalışmalarına başlayacaklarını söyleyerek, bu işin kaynaklarının ajansın imkanları içinde değerlendirileceğini belirtti. Günay, bu işlerin bugüne kadar yapılmamış olmasının izah edilebilir bir ihmalkârlık olmadığını söyledi.

AKM, 2009 sonuna yetişecek

Atatürk Kültür Merkezi'nde restorasyon çalışmalarına niçin başlanmadığı yönündeki soruları Nuri Çolakoğlu cevapladı. Çolakoğlu, belirli prosedürleri yerine getirmeye çalıştıklarını söyledi. Uygulama projelerinin ihalelerini 15 Şubat'a kadar bitirmeye çalışacaklarını ifade eden Çolakoğlu, 2009 sona ermeden AKM'yi teslim etmeyi hedeflediklerini ifade etti. Konuşmaların ardından iskelenin sökülme işlemi başladı. Hayati Yazıcı ile Günay'a, sökülen iskelenin ilk parçaları hediye edildi. Eline iskele parçasını alan Yazıcı, "Arkadaşlar, bunu son günlerde toprak altında bulunan bazukalara benzetmeyin.'' diyerek bir Ergenekon esprisi yaptı.

Ayasofya'da yapılacak çalışmalar

Galeri katında duvar ve tonozlarda yer alan mozaik ve kalemişi yüzeylerin restorasyonu ve konservasyonu yapılacak.

I. Mahmud Kütüphanesi'nin restorasyonunun yapılabilmesi için öncelikle rölöve ve restorasyon projelerinin hazırlanması planlanıyor.

Ana mekanda yer alan ve dünyanın en büyük hat levhaları kabul edilen, 7,5 metre çapında, üzerinde "Hz. Allah, Hz. Muhammed, Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin" isimleri yazılı 8 adet hat levhanın konservasyonu ve restorasyonu yapılacak.

Ana mekanda yer alan ahşap maksurelerin ve mihrap döşemesinin restorasyonu, mermer sütun başlarının temizliği yapılacak.

Ayasofya Müzesi çevre düzenlemesi yapılacak. Ünlü İtalyan mimar Fossati kardeşler tarafından 1846 yılında çevre duvarları yapılan bahçe, açık hava müzesi haline getirilecek.