İstanbul Mali Müşavirler ve Muhasebeciler Derneği (İSMMMD) Meslekte Birlik Grubu, aylık seminerlerini "sosyal güvenlik" konusuyla sürdürdü. Mecidiyeköy Kültür Merkezi Konferans Salonu'nda gerçekleştirilen "Sosyal Güvenlik Sisteminde Değişiklikler, SSK, Bağ-Kur Primlerini Yeniden Yapılandırma, İstihdam Paketi ile Getirilen Düzenlemeler ve 5510 Sayılı Kanunda Yapılan Değişiklikler" konulu seminerin oturum başkanlığını İSMMMD Başkan Yardımcısı İbrahim Balcıoğlu yaptı.

Seminerde SGK İstanbul İl Müdür Yardımcıları Mustafa Cerit, Murat Göktaş ve Ramazan Yıldız, SGK'daki son gelişmelerle ilgili bilgiler verdi. Baş konuşmacı SGK İstanbul İl Müdürü Mustafa Kuruca ise rahatsızlığı sebebiyle seminere katılamadı.

Seminerin açılış konuşmasını yapan İSMMMD Yönetim Kurulu Başkanı Abdulaziz Ural, Euro 2008'de mücadele eden Milli Takım'a başarılar diledi. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nda temel amacın "sosyal sigortalar ile genel sağlık sigortası bakımından kişileri güvence altına almak; bu sigortalardan yararlanacak kişileri ve sağlanacak hakları, bu haklardan yararlanma şartları ile finansman ve karşılanma yöntemlerini belirlemek; sosyal sigortaların ve genel sağlık sigortasının işleyişiyle ilgili usul ve esasları düzenlemek" olduğunu hatırlatan Ural, kanunun amacına uygun uygulanabilirliliğini görmekten mutluluk duyacaklarını söyledi. Ural, Türkiye'deki sorunların ancak katılımcı demokrasi ve üretimle aşılabileceğini de belirtti.

"MESLEKİ KONULARDA HASSAS OLMALI"
Oturum başkanı İbrahim Balcıoğlu ise, 17 Nisan 2008'de TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilerek 24 Nisan'da Cumhurbaşkanlığı'na gönderilen söz konusu yasayla ortaya çıkan sigortalı olma furyasını hatırlattı. Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası'nın hükümlerinden olumsuz etkilenmemek için ilk kez sigortalı olanların sayısının 439 bine ulaştığını ve bu başvurulardan 1.039'unun bebek olduğuna dikkat çeken Balcıoğlu,

"Yasanın emeklilik yaşı, aylık bağlama oranı gibi hükümlerinden etkilenmeme düşüncesiyle Sosyal Güvenlik Kurumu il müdürlükleri önünde sigorta başvurusu için oluşturulan kuyrukların sayısal verileri ortaya çıktı. Sigorta başvurusunda bulunanların 101 bin 888'i 18 yaşından küçüklerden, 337 bin 69'u da 18 ve üstü yaşlardakilerden oluşuyor. SGK'nın verilerine göre, Nisan ayında ilk kez sigorta başvurusunda bulunanlardan bin 39 kişi 0-2 yaş arası, 2 bin 322 kişi 3-5 yaş arası, 2 bin 644 kişi 6-8 yaş arası kişilerden meydana geliyor. Aslında bu işi meslektaşlarımızın başına saran birkaç yazardır. Hepimiz zor durumlarda kaldık. Kanunların eksik ve yanlış yönleri olabilir. Ama bunları topluma faş etmek, toplumu bu konuda sahtekarlığa yöneltmek haklı bir durum değildir. Mesleki konularda hassasiyet çok önemli" dedi.

"SGK BİR BAŞLI 7 KOLLU BİR KURUM"
Seminerde ilk sözü alan SGK İstanbul İl Müdür Yardımcısı Murat Göktaş, SGK'nın teşkilat yapısı hakkında bilgi verdi. 5510 ve 5502 sayılı yasaları ayrıntılarıyla dinleyicilere aktaran Göktaş, Çalışma ve Sosyal Bakanlığı'na bağlı olarak Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK), Emekli Sandığı ve Bağ-Kur'un bir çatı altında toplandığını belirtti. Göktaş, SGK'da başkan ve başkana bağlı 3 başkan yardımcısının olduğunu, bunların altında Sosyal Sigortalar Genel Müdürlüğü, Genel Sağlık Sigortası Genel Müdürlüğü, Hizmet Sunumu Genel Müdürlüğü ve Primsiz Ödemeler Genel Müdürlüğü şeklinde dört birimin kurulduğunu söyledi. Göktaş, söz konusu yasanın 1 Ekim 2008 tarihi itibariyle yürürlüğe gireceğini kaydetti.

SGK İl Müdür Yardımcısı Ramazan Yıldız'ın özürlü istihdamıyla ilgili konuşması dikkat çekti. Yıldız, bir işyerinde yüzde 75 oranında özürlü çalıştırıldığında yeni yasaya göre prim borçlarına ait işveren payına düşen spek alt sınırının Hazine tarafından ödeneceğini, aynı zamanda en alt oran olarak kabul edilen yüzde 3'lük özürlü istihdamını aşan işyerlerinde de speklerdeki işveren payına düşen primin yarısının Hazine tarafından karşılanacağını belirtti. Yıldız, bugün itibariyle Türkiye'deki özürlülük oranının da yüzde 12.5 olduğunu kaydetti.

"BAĞ-KUR'LUYA EMEKLİLİK MÜJDESİ"
SGK İstanbul İl Müdür Yardımcısı Mustafa Cerit ise, daha çok Bağ-Kur ile ilgili konulara değindi. Özellikle Bağ-Kur'da çok fazla problem olduğunu, ancak SGK'nın bu sorunları çözmeye gücünün olduğunu ifade eden Cerit, "Çalışmalarımız geceli gündüzlü sürüyor" dedi.

Cerit, bir kişinin geriye dönük hiçbir Bağ-Kur tescili yoksa yani numara almamışsa emeklilikle ilgili miladın 4 Ekim 2000 tarihinden itibaren başladığını hatırlattı. Cerit, 4 Ekim 2000 tarihinden önce Bağ-Kur'a tescilli kişilerin bu durumu mahkeme kararıyla vergi mükellefiyeti veya başka belgelerle açıklayabildiklerinde arada atladıkları prim borçlarını ödeyerek aftan yararlanacaklarını ve yeni yasa ile emekli olabileceklerini söyledi. Mustafa Cerit, mahkeme kararında çıkan tarihin Bağ-Kur'lunun sigortaya başladığı tarih olarak alınacağını dile getirdi.

Bir kişinin Bağ-Kur'da kaydı olduğu ortaya çıkarsa ve bu kişi gecikmiş primlerini peşin olarak ödediğinde emekli olacağını vurgulayan Cerit, "Bağ-Kur'da yaş dolduğu zaman 25 yıl ve 9 bin iş günüyle emekli olunuyor. Yeni yasa ertelenmezse, kayıtlı bir Bağ-Kurlu gecikmiş primlerini ödediği takdirde, ki bu en fazla 21 bin 243 YTL olarak hesaplanıyor, 24 yıllık sigortalılık süresini tamamlamış olacağından emekli olmaya hak kazanıyor. Bağ-Kur'da sigortalılık tarihi mahkeme kararıyla 1982 yılına kadar
götürülebiliyor" şeklinde konuştu.

"DOLANDIRICILIK ELEKTRONİK SİSTEMLE ENGELLENECEK"
Seminerin sonunda soruları cevaplandıran SGK İl Müdür Yardımcıları Murat Göktaş, Ramazan Yıldız ve Mustafa Cerit, sosyal güvenlikte yapılan değişiklikler konusunda halkın devlete güvenmesini istediler.

Ramazan Yıldız, devletin 3 kurumdan 43.5 milyar YTL prim alacağı olduğunu belirtirken, devleti çeşitli vesilelerle dolandırmaya yeltenenlerin daha çok okumuş ve eğitim görmüş kişiler olması sebebiyle devletin de işi vicdani sorumluluğa bırakmamak için sosyal güvenliği elektronik sisteme bağladığını ve bu ağın giderek genişletildiğini kaydetti. Yeni yasayla ağır yaptırımların da beraberinde geldiğine işaret eden Yıldız, "Prim borcu olanlara büyük kolaylıklar tanınmıştır. Devlet zamanında prim ödemiş insanları aldatılmış durumuna düşürmemek maksadıyla borcunu ödemeyenler için ana para, artı yüzde 30 gecikme cezası koyarak sistemde adaleti sağlamaya çalışmıştır" dedi.

Özürlüler konusundaki soruları da cevaplandıran Yıldız, kanunda özürlü sayılabilecek taban oranın yüzde 40 olduğunu, çalışırken yüzde 60 özürlülük oranına ulaşanların 10 yıl ve bin 800 gün prim ödemeleri durumunda emekli olabileceklerini söyledi.

"SİGORTALININ ÖLÜMÜ DURUMUNDAKİ HAKLAR"
SGK İl Müdür Yardımcısı Murat Göktaş da, ölüm durumunda yeni kanunun işleyişiyle ilgili bilgi verdi. Göktaş, yeni kanunla bir SGK'lının iş yerinde ölmesi durumunda olayın iş kazası olarak değerlendirildiğini, kurumun ölen kişinin eşine yüzde 50, çocuklarına ayrı ayrı yüzde 25, geri kalanı da ispatlanması durumunda anne ve babasına verildiğini dile getirdi.

İşiyle ilgili bir görevlendirme dolayısıyla iş yeri dışında ölüm gerçekleştiğinde yine olayın iş kazası sayıldığını belirten Göktaş, şayet iş kazası olmayıp da bir kişinin iş yeri dışında ölmesi durumunda SSK'lının 900 gün, Bağ-Kur'lunun ise bin 800 gün prim ödemiş olmasının arandığını ve ölüm maaşının buna göre bağlandığını kaydetti.

Yayın Tarihi : 15 Haziran 2008 Pazar 15:20:22