30
Nisan
2024
Salı
İSTANBUL

Başbakan'ın 3 çocuk ısrarı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yaşlılara devletten önce ailelerinin sahip çıkması gerektiğini belirterek, "Babamız, annemiz yaşlandığı zaman onları kendi başına bırakmayı, varlığımıza saygısızlık olarak görüyorum.Onları kendi başına yaşamaya mahkum etmeyin. Böyle bir ülkenin başbakanı olmaktan da büyük üzüntü duyarım" dedi. Sağlıklı ve güçlü bir gelecek için genç nüfus oranının belli bir seviyede tutulması ve bu nedenle her ailenin 3 çocuk sahibi olması gerektiğini de belirten Erdoğan, "Bilimsel rakamlara göre 2 olması bile gerileme demektir. Nüfusumuz ne kadar artarsa, o kadar güçlü olacağız" diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, TÜRYAK Yaşlılık Konseyi tarafından Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen "Uluslararası Örnek Kıdemli Vatandaşlar Kongresi"ne katıldı. Kongrede konuşan Erdoğan, İstanbul'un medeniyetler arasında bir köprü niteliğinde olduğunu söyledi. Erdoğan, İstanbul başta olmak üzere Türkiye'nin bir çok noktasında camiler, kiliseler ve sinegogların birbirine komşu olduğuna dikkat çekerek, Türkiye'nin; sahip olduğu zenginliği, hoşgörü iklimini, birbirine saygı kültürünü evrensel bir çağrıya dönüştürmek için Birleşmiş Milletler çatısı altında İspanya ile birlikte Medeniyetler İttifakı projesini başlattığını ifade etti. Projenin temel hedefinin, ön yargıyı ortadan kaldırmak olduğunu söyleyen Erdoğan, beklenenin üzerinde ilgi duyduğuna da dikkat çekti.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dünyadaki her toplumun yaşlılarına gereken değeri vermek durumunda olduğunu belirterek, "Yaşlanmak, bir dağa tırmanmaya benzer, çıktıkça yorgunluğunuz artar, nefesiniz daralır ama görüş açınız genişler. Yaşlıların sahip olduğu bilgelik ve engin bakış açısı dünyamıza hakim olursa, kıdemli insanlarımız birikimlerini önceki nesillere sağlıklı bir şekilde aktarabilirse, dünyamız bugün arz ettiği manzaradan çok daha farklı bir manzara arz edecektir" dedi.

Türk toplumunun, geçmişten günümüze yaşlılara hürmetle yaklaşan bir toplum olduğunu ifade eden Erdoğan, "Bizler yaşlılarına her daim saygı gösteren bir toplumuz. Bizde aile kutsal addettiğimiz bir kurum. Yaşlılarımıza devletten ve devletin kurumlarından önce ailelerin sahip çıkması, yeni nesillerin yaşlıların hayat tecrübesi üzerine bir yaşam tarzı bina etmesi, geleceğimizin de tartışmasız bir şekilde teminatı olacaktır. Sosyal devlet, yıllarını ülkesi için sarf etmiş yaşlı vatandaşlarına her şart altında bakmak, onların ihtiyaçlarını karşılamak durumundadır. Yaşlıların, kıdemlilerin eğer varsa aileleri içinde korunmasını, bakımlarının aileleri tarafından karşılanmasını son derece önemsiyoruz. 'Bırakın kıdemli insanlar kendi kendine yetsin.' Ben bu ifadeye katılmıyorum. Büyük konuşmak istemem ama babamız, annemiz yaşlandığı zaman onları kendi başına bırakmayı, varlığımıza saygısızlık olarak görüyorum. Babamız, annemiz o kıdem anında, o yaşlı anında ihtiyarladığı zaman bizimle beraber olmalı, bizimle beraber yaşamalı" diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, insanların yaşı ilerledikçe ailesine daha büyük ihtiyaç duyduğunu belirterek, şunları söyledi: "Neler gördük. Ölmüş, üzerinden haftalar geçmiş af edersiniz ölümünden sonraki koku etraftaki dairelere sirayet edince ölümü ortaya çıkıyor. Biz bunların yaşandığı bir ülke olmak istemiyoruz. Böyle bir millet olmak istemiyoruz. Böyle bir ülkenin başbakanı olmaktan da büyük üzüntü duyarım. Halkıma özellikle sesleniyorum; anneniz, babanız yaşlandığında onları kendi başına yaşamaya mahkum etmeyin. Onların en çok sizlerin uzatacağı o noktadaki ele, saygıya, güler yüzünüze, okşanmaya muhtaç olduğu andır. Bunu

yaşadığım için çok iyi biliyorum. Bu da tecrübeyle sabit. Bu noktada bizim de öz eleştiri yapmamız, batıdaki kadar olmasa da aile kurumunun çözülmesine karşı tedbirler almak zorunda olduğumuz bir gerçek."

Modern hayat ve küreselleşmenin, getirdikleri kadar götürdükleriyle de tartışma konusu olduğunu söyleyen Erdoğan, bu durumun bir çok toplumsal ve kültürel değerin üzerinde sarsıcı etkiler yaptığını da belirtti. Başbakan Erdoğan, "Değerlerimizi aşındırmadan, kimliğimizi muhafaza etmek zorundayız. AK Parti'nin muhafazakar demokrat kimliğinin altında yatan felsefe budur. Aile kurumunu korumak, sağlamlaştırmak, geleceğe taşımak bizim en önemli misyonlarımızdan bir tanesi" açıklamasında bulundu.

65 yaş üstü vatandaşların, devletin araçlarından alacakları kimlik kartlarıyla istifade edebileceklerini ifade eden Erdoğan, bu konuda gerekli müzakerelerin yapıldığını, en kısa zamanda da hizmetin yürürlüğe gireceğini belirtti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Emekli vatandaşların maaşları konusunda önemli iyileşmeler sağlandı. Yeterli değil tabi ama bu durum ülkemizin ekonomik konumuyla ilgili. Doğrudan sosyal yardımlarımızı yaygınlaştırdık. Türkiye'nin neresinde olursa olsun ihtiyaç sahiplerine ulaştık" dedi.

Yaşam süresinin uzaması ve doğum oranındaki düşüş nedeniyle dünyadaki 60 yaş ve üstü nüfusun hızla yükseldiğini de belirten Erdoğan, 'en az 3 çocuk' çağrısını yineleyerek, sözlerini şöyle tamamladı:

"Birleşmiş Milletler 21. yüzyılın yaşlıların yüzyılı olacağını belirtti. Türkiye mevcut durumda genç nüfusuyla dünyada farklı bir konumda bulunuyor. Yapılan son nüfus sayımına göre ülkemizdeki nüfusun yaklaşık yüzde 26'sı 0 ile 14 yaş grubunda yer alıyor. Şu an Türkiye'de yaklaşık 6 milyon yaşlı insan bulunuyor. Bu sayının 2025 yılında 9 milyona, 2050 yılında 18 milyona çıkacağı tahmin ediliyor.

Bu durum devletin yaptıeet, yıllarını ülkesi iğı harcamanın yönünü bile etkileyecek, ciddi politika değişiklikleri olacak. Bir çok alanda farklı ihtiyaçlar ortaya çıkacak. Eğitime yapılan yatırımların azalacağı ön görülüyor. Mevcut durumumuzu koruyabilmemiz için her ailede 3 çocuk olması şart. Bilimsel rakamlara göre 2 olması bile gerileme demektir. Bu durumu asla korumaz. 2030 yılından sonra yaşlı bir nüfusa sahip ülke oluruz. 3 olursa bu Türkiye'nin mevcut durumunu koruyacak, avantajlı durumumuzu

muhafaza edecektir. Yaşlı vatandaşların güçlü bir ülke için son derece önemli olduğunun bilincindeyim, yaşlılarımızın çok daha iyi şartlarda hayatını idame ettirebilmeleri için güçlü bir ekonomik yapının da gerekli olduğunu biliyoruz. Sağlıklı ve güçlü bir gelecek için genç nüfus oranını belli bir seviyede tutmak zorundayız. Dünyaya 360 dereceden bakmamız lazım. Sadece bulunduğumuz noktadan bakarsak o zaman dünyayı göremeyiz. Nüfusumuz ne kadar artarsa, o kadar güçlü olacağız."

İHA
Yayın Tarihi : 10 Ekim 2009 Cumartesi 11:48:02
Güncelleme :10 Ekim 2009 Cumartesi 13:28:07


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?