4
Mayıs
2024
Cumartesi
İSTANBUL

Bu müzeyi gezin 'gar’i

İstanbul’da içinden tren geçen bir müze olduğunu biliyor muydunuz? Bu müzenin ziyaretçilerinin yarıdan çoğunun yabancılar olduğunu… Evet! Sirkeci Garı’nda bir müze var, biz gitmesek de görmesek de… O müzede Osmanlı’dan Cumhuriyet’e “uzayıp giden o tren yollarının” yüz elli yıllık öyküsü var.
Müzede anlatılan sadece tren ve raylar değil: Bizim hikâyemiz….

Müzeyi gezerken ayrılığa, hasrete, gurbete, sılaya, vuslata dair sararmış fotoğraflar beliriyor zihninizde. İçinizden bir şiiri okumaya başlıyorsunuz. “Sirkeci’den tren gider/ Evim barkım viran gider”, az sonra bir türkü dolanıyor dilinize: “Kara tren gecikir belki hiç gelmez/Dağlarda salınır da derdimi bilmez /Dumanın savurur halimi görmez/ Kan dolar yüreğim gözyaşım dinmez…”

Sirkeci Garı’ndaki İstanbul Demiryolu Müzesi, demiryollarının 149. kuruluş yıldönümü olan 23 Eylül 2005’te açılmış. Gar binası içinde yaklaşık 45 metrekarelik alanda hizmet veren mütevazı müzede, 118 yıllık mazisi olan Sirkeci Garı’ndan çeşitli parçalar, Şark Demiryolları’na ait planlar, Orient Ekspres’e ait yemek takımları, demiryollarına ait araçlar ve fotoğrafların aralarında bulunduğu yaklaşık 380 obje yer alıyor.

Müzenin kurucusu bir demiryolu tutkunu olan TCDD Birinci Bölge Eğitim Müdür Yardımcısı Ruhan Çelebi. “Belki benden önce düşünenler olabilir. Ama ben bu işe yüreğimi koydum ve bunun için çok uğraştım... Geçmişe saygılı olmak, anılara sahip çıkmak, geçmişi unutmadan geleceği kurmak benim yaşam anlayışım.” diyor Çelebi. Çelebi’nin anlattıklarına göre sergilenen eşyaların bir kısmı bağış yoluyla toplanmış. Şu an hayatta olmayan emekli demiryolcu Hilmi Duman’ın müzeye bağışladığı 1.100 adet dönem fotoğrafı (1927-1957), açılış madalyaları ve albümleri müzenin ilk parçaları olmuş. Almanya’dan bile müzeye bağış yapılmış. Küçük maket tren ve Belemedik’te bulunan Hacıkırı köprüsünün yapımına ait fotoğraflar Almanya’dan gönderilmiş. Personel kasketlerinden eski gar saatlerine, lokomotif tampon fenerlerinden oyuncak trenlere, yok yok müzede!

Müzede ilk dikkati çeken obje makinist kabini. Sirkeci-Halkalı hattında aralıksız elli yıl boyunca çalıştırılan elektrikli banliyö trenlerinden 8027 numaralı olanının makinist bölümü müzenin en çok ilgi gören objesi. Çelebi bu kabini özellikle müzeye koyduğunu söylüyor. Nedenini ise şöyle açıklıyor: “8027 makinist kabinini müzeye yerleştirirken de çocukları düşündüm. Müzede trencilik oynayacakları bir yer olursa, dokunurlarsa treni demiryollarını severler diye düşündüm. Bu konuda özellikle demiryolcuların bazılarından çok eleştiri aldım ama hedef kitle çok memnun... Ağlayarak bırakıyorlar treni, yabancı konuklar da ziyaretçi defterinde “çocuklarına makinistlik tecrübesi” yaşattığım için teşekkür ediyorlar.”

En değerli eşya çini soba

Müzede sergilenen en kıymetli eşya büyük çini soba. Çini soba, bir zamanlar Sirkeci Garı’ndaki bekleme salonunda kullanılmakta olan yedi sobadan biri... Uzun kış günlerinde gar salonunu, bu Avusturya yapımı sobaların ancak yedisi ısıtabiliyormuş. Yine Sirkeci-Edirne arası vaziyet planları, Orient Ekspres’in son seferine ait gümüş madalya, Atatürk’ün imzası olan seyrüsefer cetveli kıymetli objeler arasında.

Müzede oyuncak tren setleri var. Raylar, makaslar, gar binaları... Rayların üstünde de, kimi buharlı, kimi dizel lokomotifler. Arkalarında kömür vagonu, sıra sıra yolcu vagonları, yataklı vagonlar ve restorandan oluşan tam bir katar. Müze görevlisi Serdar Kıvılcım müzeye çocuklar geldiği zaman oyuncak treni çalıştırdığını söylüyor. Büyükçe bir camekanın altında, hareket personelinin, kondüktörlerin, şef trenlerin değişik zamanlarda giydiği kasketler var. Yanında da omuzdan asılan para çantaları, bilet baskı makineleri, gece bekçisi saatleri, hareket düdükleri…

Demiryolu personeliyle bütünleşen Serkisof saatler de müzede yerini almış. Osmanlı dönemindeki tren şefinin lacivert üniforması üstüne geçirilmiş, başında kırmızı fesiyle, bir demiryolu görevlisi mankeni yer alıyor. Kocaman yuvarlak kadranlı saat ise, yakın zamanlara kadar Sirkeci Garı’nın tarihî peron saatlerinden birisiymiş. Bir vitrinde sergilenen yataklı vagonlarda kullanılmış gümüşten, alpaka yemek takımları dikkat çekiyor.

Müzeyi geçen yıl 52.774 kişi gezmiş. Bu yıl rakam 58 bini geçmiş. Müzeye ilgi gösterenlerin çoğu (30 binden fazla) yabancı turist. Müzeye ilgi gösteren ikinci grup ise öğrenciler… Müzedeki ziyaretçi defterine yazılanlara bakılırsa halkımızın çoğu böyle bir müzenin varlığından habersiz. Müze pazar, pazartesi ve bayram günleri dışında her gün açık, ücretsiz gezilebilir. (212) 520 65 75 / 7885 m.tokay@zaman.com.tr

Murat Tokay/ Zaman
Yayın Tarihi : 15 Mayıs 2008 Perşembe 17:26:52


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?