Başbakan Tayyip Erdoğan, Grand Cevahir Otel’deki AKP Şişli İlçe Teşkilatı Kongresi’ndeki konuşmada, "CHP’nin İSKİ çukurundan devraldık" dediği İstanbul’da icraatlarını anlattıktan sonra sözü, yine Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı ve Hürriyet Gazetesi sahibi Aydın Doğan’a getirdi.

Erdoğan’ın, konuşmasının üçte birini bu konuya ayırdığı kongrenin yapıldığı salonda çok sayıda çocuk ve bebek de vardı. Geçmiş kongrelere göre coşkunun az olduğu salonda Erdoğan’ın "1994’den önce hava kirliği var mıydı?" sorusuna büyükler "Evet" derken çocuklar "Hayır" dedi. Sonra "Evet evet" diye düzelttiler. Kongreyi tiyatro gibi izleyen çocuklar, Erdoğan’ın her söylediğine güldüler. Metrobüsten "Eurobus" diye bahseden Başbakan Erdoğan, Haliç’in temizlenmesi sürecini de anlatırken, "İstanbul’a ne deniyor?" diye sordu, ardından "Altın boynuz" dedi. Başbakan Erdoğan’ın, konuşmasında Aydın Doğan’la ilgili söyledikleri özetle şöyle:

Baykal’ın mal varlığı

"Aydın Doğan diyor ki, ’Biz Baykal’ın mal varlığını tam açıklamadığını iki yıl önce haber yaptık’. Ben de diyorum ki, ’Yok hayır; bu konuların üstüne gitmediniz’. Başka gazeteler gitti, siz utanma belasına kerhen yazıp geçtiniz. Sorarlarsa ’Yazmıştık’ demek için.

’Büyük patlama’ benzetmesi

Dünkü gazeteleri, herkesin gözü önündeyken Gaziantep’i yayınladıklarını söylüyorlar. Asım Güzelbey, Aydın Bey’i aradı. ’Ben bu kadarını bilmiyordum’ diye cevap verdi. Peki bunlar gazetelerinizde yayınlandı mı? Düzeltme sözü verildi. ’Araştırma ekibi kurduk’ diyor. Yeraltı laboratuvarında büyük patlama deneyi mi yapıyorsun?

Kontrol edemedeğiniz medya

Muhatabın cevabını olduğu gibi yayınlarsın. Cevabın varsa koyarsın. Çarpıtmalı yorumlarla eğip bükerek yayınlamak cevap hakkına saygı değildir. Bunu da mı ben öğreteyim Allah aşkına?

Kaçak kağıt meselesine gelince, kontrol edemediğiniz medya organlarının iddialarından sonra SPK bu iddiaları inceledikleri bilgisini doğruladı. Başkaları küçük ortaktan kaçırılan kağıt alımı olduğunu söylüyor. Bana cevap vermeyi bırakın, SPK’ya küçük ortaklarınıza bunun doğruluğunu anlatın.

Tabii arada gidip gelenler var onların aracısı olarak bize bir şeyler anlatıyorlar. Yerin kulağı var söylediklerinizi duyuyoruz diyoruz. Bizi takibe mi aldınız diyorlar. Kimin kimi takibe aldığı belli bunu çok iyi anlamanız lazım. Hakarete varmayan namus şerefe iftira atmayan her eleştirinin başımızın üstüne yeri var ama insan şerefi için yaşar. İftiraya eyvallah diyemeyiz."