Ekonomistler Platformu Başkanı Tuna Bekleviç, teşvik yasasının istenileni vermediğini belirterek, "Yerel kendi teşvik politikasını kendisi belirlemeli, şu andaki teşvik uygulamaları tamamen kaldırılmalıdır" dedi. Bekleviç, hükümetin 2002 yılından bu yana başarılı bir ekonomi politikaları uyguladığını ifade ederken son dönemde yapısal reformlar konusunda yavaşlama görüldüğünü ileri sürdü.


Bekleviç yaptığı açıklamada, ekonomi yönetiminin 2 yılda bir enkazı yüzdürecek hale getirmesine rağmen bir türlü istihdam ve gelir dağılımındaki eşitsizlik konusunda yol alamadığını bu konularda ilerlemenin ancak toplumsal bir uzlaşma ile sağlanabileceğini savundu.


Gerek Ekonomistler Platformu’nun hazırladığı programlarda gerekse ekonomi yönetiminin uygulamalarında ülkenin topyekun kalkınması amacı dahilinde çeşitli hukuki engeller ile karşılaştığını belirten Bekleviç ilgili yasalarda köklü değişiklikler yapılması gerektiğini ifade etti. Beklevic, kötü hazırlanan ve ardında tek ekonomi bürokratının duramadığı teşvik uygulamalarının komple kaldırılarak anayasal bir güvence ile "Yerel Kalkınma Yasası" çıkarılmasının gerektiğini kaydetti.



"HER ŞEHRE, FARKLI SEKTÖRLERDE, TEŞVIK"


Burak Karapınar öncülüğünde son bir yıldır bu yasa tasarısının akademik alt yapısı için çalışmalar gerçekleştirdiklerini ifade eden Bekleviç, bu ekonomi programı için yerel yöneticilerden uluslararası kurumlara kadar birçok kişi ve grubun katkısı ile şekillendiğini ifade etti. Yerel kalkınma yasası ile yerelin kendi teşvik politikasını kendisi belirleyerek uygulaması gerektiğini belirten Ekonomistler Platformu, böylece her şehrin farklı sektörlerde teşvik kapsamında olacağını ve bunun bütçeye yük olmayacağını söyledi.


Teşvik kapsamı için kapsamlı bir tarım reformu öneren Bekleviç, "Çeşitli hukuki düzenlemeler ile miras yoluyla toprağın bölünmesinin dahi önüne geçmeye çalışıyor. Otomotivde motor gücüne göre değil beygir gücüne göre vergilendirme öneren platform tüm değişikliklerle ekonomide büyüme, vergi gelirlerinde artış, şehirlerarası gelir dağılımında düzelme hedefliyor" dedi. Birçok sektörde rekabetçi bir model öneren Bekleviç, tarımda korumacı tercihlerin ülkenin kalkınmasında doğru tercih olacağına onandığını belirtti. Piyasanın maalesef tarımsal düzenlemelerde arızalara yol açtığını ve tarımın sadece piyasaya bırakıldığında önce gelir dağılımında eşitsizlik, sonrasında da devlet bütçesinde ciddi açıklara yol açtığını bildirdi.


Program içerisinde tarımda tam anlamıyla merkezi planlama olmasa da bir merkez strateji grubunun şehir valilerini yönlendirmesi ve bu yönlendirmeler dahilinde çiftçiye eğitim programlarının sağlanmasının da önerildiğini belirten Bekleviç, tarım konusundaki yaklaşımlarını teşvik ile çiftçiye neyi, ne kadar ekeceğini öğretmek şeklinde özetledi.

9’LAR TEŞVİKİ


Tüm bu kapsamda 9’lar ismini verdikleri ve sadece tarım ve hayvancılık sektörlerine ek teşvikin 9 şehre merkez bütçeden aktarılması gerektiğini ifade eden Bekleviç, tüm bu önerilerin 5-6 Temmuz’da Bahçeşehir Üniversitesi’nde düzenleyecekleri 7. Ekonomi Politikaları Zirvesi’nde kamuoyu ile paylaşacaklarını söyledi. Bekleviç, "Ekonomistler Platformu zirve akabinde şekillenecek programı önce birçok kamu kurumunun iştirak ettiği Ekonomi Değerlendirme Kurulu’na (EDK) katılan ekonomi bürokratlarıyla sonrasında hükümet ile paylaşarak ortak bir akılda buluşmayı hedefliyor" diye konuştu.


Bekleviç, hedeflerinin yasamaya müdahale etmek olmadığını, komisyonların üzerinde tartışacağı öneriler bütünü hazırlamak olduğunu belirterek, ekonomiyle ilgilenen teknik bir sivil toplum örgütü taslağının hükümet ve muhalefet partisinin desteğiyle hayata geçirilmesinin demokrasi ve katılımcılık anlamında örnek teşkil edeceğini kaydetti.

"SOMUT PROJELER GELİYOR"


Ekonomistler Platformu Yönetim Kurulu Üyesi Burak Karapınar ise hazırladıkları yol haritasının ana hatlarını, bölgesel ve sektörel kalkınmaya öncelik verilmesi, önceliklere göre ve bölge ve sektörlere göre teşvik düzenlemesi yapılması, eğitim yatırımlarının mutlaka teşvik edilmesi ve kalkınma modelinin ana mantığına uygun olarak yapılandırılmasının sağlanması, Türkiye’nin belli sektörlere odaklanması ve bu sektörlerdeki rekabet avantajını artırması olarak belirtirken çevresel faktörlerin teşvikin kapsamında ve önceliklerin belirlenmesinde ana parametreler olduğunu ifade etti.


Karapınar Türkiye’yi büyütecek hamleleri tekstil ve otomotiv sektörlerinde üretimin desteklenmesi, beyaz eşya ihracatının teşvik edilmesi, lojistik yatırımlarının kıyı kesimlerinde teşvik edilmesi, organik tarım ve din ve kültür turizminin desteklenmesi ve bunlara ek olarak tarım reformu çerçevesinde tarıma doğrudan gelir desteği sağlanması, hayvancılığın canlandırılması, yerel kalkınmanın finansmanı için yerel yönetimlerin güçlendirilmesi ve eğitilmesi olarak formule etti. Karapınar ve öncelikler dahilinde tüm ülke çapında 12 adet pilot proje hazırladıklarının altını çizdi.