3
Mayıs
2024
Cuma
İSTANBUL

En acı buluşma

Her iki kazanın da sorumluları şu anda serbest. Acılı anneler ise kararlı: “Katiller en ağır cezayı almalı”

Bahçeşehir Üniversitesi Gazetecilik Bölümü öğrencisi Tuğçe Sakarya, ileride büyük bir gazeteci ve yazar olmak istiyordu. Moda tasarımcısı Sinem Yalçın da dünyaca tanınan bir modacı olmayı hayal ediyordu. Bu hayallerle yaşayan iki genç kız, geçen ocak ayında trafik canavarına kurban gitti. 20 yaşındaki Tuğçe Sakarya, yılbaşı gecesi arkadaşı İpek Tümay ile konserden dönerken, bindiği taksiye bir minibüsün çarpması sonucu olay yerinde yaşamını yitirirken, arkadaşı İpek Tümay da yaralandı. 29 yaşındaki Sinem Yalçın ise 14 Ocak 2008’de emniyet şeridinde otomobilini kontrol ederken Faruk Kalkavan’ın kullandığı lüks cipin altında kalarak can verdi. Faruk Kalkavan ikinci, Tuğçe’nin ölümüne neden olan Mehmet Karaağaç ise üçüncü celsede serbest kaldı.

Canlarından çok sevdikleri kızlarını trafik terörüne kurban veren iki anneyi VATAN buluşturdu.

Bunlar kaza değil cinayet

Aynı acıyı yaşayan Nazmiye Yalçın ve Semra Bolat, hem gözyaşı döktü hem de olaydan sonra yaşanan sürece isyan etti. Tuğçe Sakarya’nın annesi Semra Bolat, bunun kaza değil, bir cinayet olduğuna inanıyor: “Benim canım yanmış, biricik yavrumu kara toprağa vermişim. İçim yanıyor. Bu kadar hızla birisine çarpıp öldüren kişi, bunun sonucuna katlanmak zorunda. Bu bir cinayettir.” Semra Bolat ise kızının ölümüne neden olan Mehmet Karaağaç’ın tahliye olduğu gün ikinci defa öldüğünü söylüyor: “Tuğçe’nin katilinin çıktığı gün benim ikinci ölümüm oldu. Kimse bunu anlayamaz. Çünkü bir koca gibi, baba gibi değil. Evlat acısı çok başka bir şey. Bu katilin ceza almasını istiyorum. Eğer ceza almazsa Allah onun cezasını versin.”

Vatan gazetesi
Yayın Tarihi : 24 Mayıs 2008 Cumartesi 10:40:37
Güncelleme :24 Mayıs 2008 Cumartesi 11:00:23


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?