30
Nisan
2024
Salı
İSTANBUL

Garipoğlu Ailesi'ne çağrı

İstanbul Valisi Muammer Güler, Münevver Karabulut cinayetine ilişkin yaptığı açıklamada, "Kim olursa olsun, kimin oğlu olursa olsun bu kişinin statüsü, maddi durumu asla bu soruşturmanın hassasiyeti konusunda güvenlik güçleri üzerinde bir etki yapmaz. Garipoğlu Ailesi için bu çocuğun adalete teslim edilmesi bir manevi mükellefiyettir. Gelsin, adaletin gerçekleşmesi için yardımcı olsun" dedi. Cinayet sonrasına ilişkin bir görüntü bulunduğunu fakat görüntüyü izlemediğini de belirten
İstanbul Valisi Muammer Güler, "İstanbul'da 2000 yılından bu yana 4 binin üzerinde cinayet işlendi. Faillerin yakalanması konusunda hiçbir oran yüzde 90'ın altına düşmemiştir" diye konuştu.

Münevver Karabulut cinayetine ilişkin İHA'nın sorularını yanıtlayan Vali Güler, adli soruşturmanın devam ettiğini belirterek, olayın kamuoyuna mal olması, sürekli bu konuyla ilgili değerlendirmeler yapılması ve ailesinin de içinde bulundukları acılı ortamı hesaba katarak kendisinin de konuyla birebir ilgilendiğini söyledi. Vali Güler, "İçişleri Bakanı da olayı takip ediyor. Hunharca işlenmiş bir cinayet, kamuoyunda son derece etki yarattı. Bu olaydan alınacak dersler var. Basın için dersler var, emniyet
için dersler var, bizim için dersler var. Ailelerimiz ve çocuklarımız için dersler var. Çocuklarımızın zararlı alışkanlardan korunması için alınan tedbirlerin ne derece önemli olduğunu bize hatırlatan yönleri var. Türkiye Cumhuriyeti ana yasası, ailenin korunması, gençlerin korunması, çocukların korunması konusunda devlete önemli görevler vermiştir. Olayın bir de adli boyutu var. Kriminal boyutu var. Olayın 1.5 saat sonrasında failin belirlenmesi ve 4 saat geçtikten sonra da genel olarak olayın geçtiği yerle ilgili bütün tespitlerin yapılmış olması önemli bir durum. Olayın faili olduğu tahmin edilen şüpheli dediğimiz bir çocuk var, ismi bilinen. Olaydan sonra kaçtığı biliniyor" dedi.

Şüpheli Cem Garipoğlu'nun, olayın ardından Türkiye'nin çok değişik noktalarında arandığını belirten Güler, zanlının yurt dışında olduğuna dair duyumlar bulunduğunu da belirtti. Konuyla ilgili çalışmaların çok yönlü sürdüğünün altını çizen Güler, sınır kapılarının uyarıldığını, zanlının kaçma ihtimali olan yerlerde gerekli takiplerin yapıldığını ve Cem Garipoğlu'nun son olarak kırmızı bültenle dünyanın her yerinde arandığını söyledi.

İstanbul Valisi Muammer Güler, "Ben, polis açısından yapılabilecek her şeyin titizlikle yapıldığından emin olunmasını istiyorum. Aile de, kamuoyu da bundan emin olsun. Ben, İstanbul'un asayişinden birinci derecede sorumlu olan kişi olarak, vatandaşın can ve mal güvenliğinin korunması için her şeyi yapmakla yükümlüyüm. Olayın başka failleri var mıdır diye soruldu. Benim sadece bir kişi üzerinde yoğunlaştığım söylendi. Bunların hepsi bilgi kirliliği" diye konuştu.
Bu konuda verdiği demeçlerin hep farklı yansıtıldığından yakınan Vali Güler, olayın asli faili olarak bir kişinin göründüğünü fakat beraberinde başkaları var mı ihtimali üzerinde de çalışıldığını belirtti. Güler, "Son Adli Tıp raporundan sonra malumunuz şüphelinin babası tutuklandı. 10 kişi hakkında adli kontrol kararıyla bir tedbir getirildi. Şahıslar hakkında yurt dışına çıkış yasağı konuldu. Bunlardan belli örnekler alındı. Bir kısmıyla karşılaştırmalar yapıldı ama bir şey bulunamadı. Diğerleriyle ilgili bulgular da araştırılıyor" ifadelerini kullandı.

Basında yer alan kamera kayıtlarıyla ilgili konuşan Güler, "Kamuoyunda, kamera kayıtları denildi. Bizim elimizde bir görüntü var. Olayın adli boyutu itibariyle, ben bu görüntüyü izlemedim. Oradan bir sonuç çıkarılabilecek durum var mı, onun değerlendirmesini de arkadaşlar yapıyorlar. Ama olayın diğer boyutları konusunda da çalışılıyor. Garipoğlu Ailesi için bu çocuğun adalete teslim edilmesi bir manevi mükellefiyettir. Hem kendileri açısından, hem hukuk açısından, hem de topluma olan sorumlulukları açısından. Gelsin, adaletin gerçekleşmesi için yardımcı olsun. Kendine ve başkalarına verebileceği diğer zararları önlemek açısından bu son derece önemli bir husustur. Kim olursa olsun, kimin oğlu olursa olsun bu kişinin statüsü, maddi durumu asla bu soruşturmanın hassasiyeti konusunda güvenlik güçleri üzerinde bir etki yapmaz. Kim olursa olsun kanun karşısında eşitlik, bizim en önemli prensibimizdir. Kaldı ki, suçlar ve suçluların takibinde herkes aynı prosedüre tabidir" dedi.

Konuyla ilgili söylemediği şeylerin gündeme getirilmesinden yakınan İstanbul Valisi Muammer Güler, Karabulut Ailesi'nin konuşmasına karşı hiçbir memnuniyetsizlikleri bulunmadığının altını çizdi. Güler, "Babasının acısını anlıyor ve hissediyoruz. Bir baba olarak ve insan olarak bu olaydan etkilenmememiz söz konusu olabilir mi? Annesinin acısını hissetmememiz, yakınlarının acısını hissetmememiz mümkün olabilir mi. Ancak kirli bilgilerle, yanlış varsayımlarla doğru olmayan bir takım değerlendirmelerin
değişik ortamlarda mahkeme kurar gibi yapılması, olayın aydınlatılmasına, sağlıklı şekilde soruşturulmasına hizmet etmiyor. Uzmanlıkları olmayan kişiler konuyla ilgili konuşuyor ama babasının bunu dile getirmesi, tabii ki acılı bir insan olarak hakkıdır. Kendisini anladığımızı da ifade ettim. Yakalamak bizim görevimiz, çalışıyoruz" diye konuştu.

İstanbul Valisi Muammer Güler, İstaf yönlü sürdüğünnbul'da 2000 yılından bu yana 4 binin üzerinde cinayet işlendiğini açıkladı. Bunların sadece çok az bir kısmının failinin belirlemediğini belirten Güler, "Faillerin yakalanması konusunda hiçbir oran yüzde 90'ın altına düşmemiştir. Gelelim bu hunharca işlenen benzer cinayetlere. En az 80'e yakın bu tür cinayet var. Bunların 2'si hariç, tamamıyla ilgili tespitler yapılmış, deliller ortaya konulmuştur. Yakalanamayanlar da olabilir" açıklamasında bulundu.

Güler, 2000 yılında 15 yaşındaki Çağla Tuğaltay'ın Fulya'daki evinde öldürülmesi ve failin hala yakalamamasıyla ilgili basında yer alan haberlere de değinerek, "Bugün kamuoyunda 2000 yılında meydana gelen bir cinayet haberi var. Bir kız çocuğunun öldürülmesinin ardından failin yakalanamadığı söyleniyor. O konuda delil tespitinde bile çok yönler var. Delil tespitinde güçlük çekilmiş. Son olayda deliller belli. En azından şüpheli var. Yakalandıktan sonra, hakkında iddianame hazırlandıktan sonra sanık konumuna gelecek. Mahkeme kendisini suçlu bulursa, mahkum olacak. Bizi, 'niçin kamuoyuna açıklama yapmıyorsunuz' diye eleştiriyorlar. Bizim kamuoyuna çıkıp konuşmamız için, ortada delillerin, bulgu ve belgelerin olması lazım. Bunun da mahkeme kararıyla hükme bağlanmış olması lazım. Sabır tavsiye etmiş olmamız da kamuoyunda eleştirildi. Elbette burada soğukkanlılıkla olayın takip edilmesi gerekiyor. Aile için kolay değildir ama polisin bu konuda her türlü gayreti gösterdiği konusuna itimat etmelerini
istiyorum. Güvenleri olduğunu zaten Süreyya Bey bize söyledi. Kamuoyu da, güvenlik güçlerinin bu konuda her şeyi yaptığını bilmeli" dedi.
 

iha
Yayın Tarihi : 8 Haziran 2009 Pazartesi 18:55:36


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?