1
Mayıs
2024
Çarşamba
İSTANBUL

İki tarihi han korunmayı bekliyor

2010 Dünya Kültür Başkenti İstanbul’da biri Bizans diğeri Osmanlı eseri olan iki tarihi han, ilgisizlik ve bakımsızlıktan yıkılmaya yüz tutmuş bir halde, kaderiyle baş başa.
 
Eminönü’nde Tarihi Çevreyi Koruma Müdürlüğü’nün karşısında yer alan Kızıl Han ve Büyük Çukur Han, içlerindeki baharatçı dükkanları, nayloncuları ve ikinci el eşya dükkanlarıyla harabe bir halde.
İstanbul’un en eski hanlarından biri olan Büyük Çukur Han, Bizans döneminden kalma bir yapı. Eminönü Meydanı’na açılan Asmaaltı caddesi üzerinde bulunan görkemli han, 1500 metrekarelik bir alan üzerine 2 katlı olarak 40 odalı inşa edilmiş. Reşad Ekrem Koçu’nun İstanbul Ansiklopedisi’ne göre 1984 yılında ağır hasara uğrayan han, uzun bir zaman metruk kalmış. Kemaliyeli Mıkırdiç Nurcan tarafından restore edilmesinin ardından, han sahipleri birer birer ortaya çıkmaya başlamışlar. 

Han, 1943-1944 yılları arasında da amele ve işçi aileleri tarafından mesken tutulmuş. Hanın bugünkü yıkık ve harap halinden çok az işyeri sahibi şikayet ediyor. Çukur Han’da 20 yıldır kiracı olarak dükkan işleten Şen Baharatçılık’ın sahibi Ferzali Sevindik, “ Tarihi eserlere bu kadar zarar verilmesi çok yanlış. Burada insanlar kimseye sormadan hanın duvarlarını çivilerle demir parmaklıklarla dolduruyorlar”dedi. Sevindik, zabıta ekiplerinin sık sık denetlemeye geldiğini ancak yapılan tahribatı görmezden geldiklerini öne sürdü. 

Yıkık haldeki bir diğer han da Kızıl Han. Kitabesi yok olmuş ve ne zaman yapıldığı tam olarak bilinmeyen hanın, kaynaklarda yapı malzemesi ve mimari özellikleri göz önüne alınarak 16’ıncı yüzyılın ilk yarısında inşa edildiği belirtiliyor. Mimar Sinan’ın eseri Rüstem Paşa Külliyesi yakınında bulunan Kızıl Han da insanlığın hoyrat mizacından nasibini almış durumda. Kızıl Han aynı kaderi paylaştığı Büyük Çukur Han’dan çok daha vahim bir durumda. 

Batı ülkelerinde tarihi işlevleriyle olduğu gibi korunan ya da müze yapılan benzer eserlerin aksine Eminönü Belediyesi’nin, Eminönü’nde bulunan birçok hanı butik otele çevirme projesi gündemde. Sanat tarihi uzmanlarına göre, Mimar Sinan’ın inşa ederken Rüstempaşa Külliyesi’ne entegre ettiği hanlar, Bizans eserleri gibi Osmanlı eserlerine de evrensel koruma bilincinin aksine ticari yaklaşan politikasına kurban edilmek üzere. Ancak buradaki esnafın bu projeden haberi yok. Bu iki hanın tam karşısında bulunan ve restore edilmiş Kiraz Han’da konuşlanmış İstanbul Büyükşehir Belediyesi Tarihi Çevreyi Koruma Müdürlüğü ise yanı başındaki bu tarihi mirası sorumluluk alanında görmüyor. Tarihi Çevreyi Koruma Müdürlüğü yetkilileri bu alanların kendileriyle ilgili olamadığını ve bu hanların kendi sorumluluk alanlarına girmediğini açıkladı. 

Hiç kimsenin sorumluluk alanına giremeyen bu iki tarihi yapı, İstanbul’un Avrupa kültür başkenti olacağı 2010’da yüz akıyla görücüye çıkabilmek için kendilerine sahip çıkacak duyarlı yetkilileri bekliyor.
Sayime Başçı/İÜHA
Yayın Tarihi : 27 Şubat 2007 Salı 22:45:56


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?