7
Mayıs
2024
Salı
İSTANBUL

İlaç sahteciliği tarihe karışıyor

BAKAN AKDAĞ:

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, karekod sisteminin birkaç ay içinde yürürlüğe gireceğini belirterek, "Buna karşı çıkmak demek, Türkiye'de ilaçta kayıt dışını istemek olur. İlaç sahteciliği tarihe karışıyor" dedi.

Eylem yapmanın, kepenk kapatmanın kimseye faydası olmayacağını belirten Akdağ, "Biz her zaman sorunları diyalog yoluyla çözmeye çalıştık" diye konuştu. Bakan Akdağ, CHP'nin soru önergesine karşılık, "Balıklar yenmemeli diye bir şey söyleyemeyiz, şu anda öyle bir risk gözükmüyor" ifadelerini kullandı

Four Seasons Bosphorus Hotel'de, "Sağlığınız İçin Suya Sabuna Dokunun Hastalıklardan Korunun" konulu bilinçlendirme toplantısına katılan Bakan Akdağ, basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Bir soru üzerine, MEDULA Reçete Provizyon sistemi ile ilgili açıklamalarda bulunan Akdağ, "Bu sistem, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na bağlı sosyal güvenlik kurumu ile eczacılar arasında öteden beri uygulanan bir sistem. Değiştirmek ve geliştirmek istediler. Gördüğümüz kadarıyla sahada bazı

problemlerin yaşandığını gözlemledik ve ilgili kuruma ilettik. Onlar da hummalı bir şekilde çalışıyorlar ve zannediyorum kısa bir süre içinde bu sorunları aşacaklar. Biz Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile işbirliği içerisindeyiz. Bunu daha da geliştirmeye yönelik çalışmalar yapılacaktır" dedi.

Bakan Akdağ, ilaç takip sisteminin Türkiye'de ilaç sahteciliğinin, sahte ilaç kullanımının neredeyse yüzde 100 önüne geçecek bir sistem olduğunu belirterek, "Sistem, Türkiye'de kullanılan bütün ilaçların adeta bir parmak izi gibi. Türkiye'de her yıl milyarı aşkın kutu ilaç tüketimi var. Bu sistem, kupür sahteciliğinin önüne geçiyor. Her kutunun bir kimliği oluyor. İlaç takip sistemi için kullanılacak olan karekod sistemi, açıkçası her bir kutunun kimliği haline dönüşüyor. İlaç sahteciliği tarihe

karışıyor. Uygulamayla ilgili olarak, bence ilaç firmaları üstüne düşeni yapmıştır. İlaç dağıtan depocuların biraz daha zamana ihtiyacı var. Eczacılar tarafında da eksiklikler var. Eczanenin bir programı olacak, bir de karekod okuyucusu olacak. Maalesef biraz gevşeklik var. Bu sisteme kökünden karşı çıkanlar da var. Buna karşı çıkmak demek, Türkiye'de ilaçta kayıt dışını istemek olur. Karekod sistemi birkaç içinde yürürlüğe girecek" diye konuştu.

Değişimin her zaman ufak tefek sancılara neden olduğunu belirten Akdağ, hastanelerin Sağlık Bakanlığı'na devrinde de benzer tartışmaların yaşandığını fakat sistemin oturmasının ardından tartışmaların sona erdiğini hatırlattı.

Eczacıların eylem yapacağı duyumunun sorulması üzerine, eylem yapmanın kimseye faydası olmayacağının altını çizen Akdağ, "Bunu ilk defa sizden duydum. Eylem olacağını tahmin etmiyorum. Geçmişteki eylemlerin doğru olduğunu düşünmüyorum. Eylem yapmanın, kepenk kapatmanın kimseye faydası yok. Biz her zaman sorunları diyalog yoluyla çözmeye çalıştık. Burada da diyalog yolunu uygulamak gerekir" açıklamasında bulundu.

Bakan Akdağ, CHP'nin 'kirlilikten etkilenen deniz ürünlerinin insan sağlığına etkileri' konulu soru önergesinin hatırlatılması üzerine, "Kıyıya yakın bazı ürünlerde, özellikle midyelerde ağır metal kalıntılarının bulunduğu ortaya çıktı. Bu, bir balığın sağlığa zararlı olduğu anlamına gelmez. 2-3 ay içinde bu araştırmanın sonucu çıkacak ama deniz ürünlerinin yenmemesi gibi bir bulgu bulunmuyor. Yani balıklar yenmemeli diye bir şey söyleyemeyiz, şu anda öyle bir risk gözükmüyor. Şu anda deniz ürününü

tükettiği için kanser olan bir vatandaş bulunmuyor" ifadelerini kullandı.

Bakan Akdağ bir soru üzerine, domuz gribi salgınının hızını kaybettiğini, hatta tamamlandığını söyledi. Türkiye'de ocak ve şubat aylarında zirve olması beklendiğini fakat salgında duraklama yaşandığını belirten Akdağ, "600'e yakın vatandaş domuz gribinden hayatını kaybetti. Bu ölenlerin arasında 40 hamile bayan vardı. Risk grubunda olanlar aşılanmalı, dikkatli olmakta fayda var. Uzmanlar, ikinci bir salgının gelmeyeceğini düşünüyor ama önlem almak gerekiyor" dedi.

Son olarak, tüp bebek konusunda fazla embriyo verilmesine bir düzenleme getirileceği yönündeki çalışmaların anne ve babaları rahatsız ettiği iddialarını yanıtlayan Akdağ, sözlerini şöyle tamamladı:

"Aslında anne ve babalar bundan rahatsız değil, merkezler rahatsız. Bu, anneler için bir risk. Biz, anneler ve bebekler için bu uygulamayı yapıyoruz. Fazla embriyo verildiğinde ikiz gebelikler söz konusu oluyor. Bebekler yaşasa bile annelerde çeşitli sorunlar çıkıyor. Bundan sonra yapılacak tüp bebek merkezlerinde yoğun bakım olacak. Vatandaşlar çok iyi bir şekilde bilgilendirilecek."

İHA
Yayın Tarihi : 3 Mart 2010 Çarşamba 12:35:03
Güncelleme :3 Mart 2010 Çarşamba 18:27:12


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?