İSKİ Basın Müdürlüğü tarafından yapılan yazılı açıklamada, haberle İstanbullular'ın tedirgin edilmesine sebebiyet verildiği belirtilerek, "Haberde yer aldığı şekliyle 2002 yılından bu yana 2007 yılı dahil olmak üzere Karadeniz ve Marmara Denizi'nden Terkos ve Büyükçekmece Gölü'ne deniz suyu aktarılması gibi bir uygulama söz konusu olmamıştır" denildi.

Geçtiğimiz yıllarda yağış rejiminin mevsim normallerinde olduğu dönemlerde Terkos havzasına düşen yağışlarla barajın dolduğu, 2003 yılında 118 milyon metreküp, 2004 yılında 64 milyon metreküp, 2005 yılında 8.5 milyon metreküp, 2006 yılında ise 86 milyon metreküp fazla gelen suyun savaklanarak Karadeniz'e döküldüğü belirtilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

"Hal böyle iken Karadeniz'in suyunun Terkos Gölü'ne aktarılması gibi bir uygulamanın mantıklı bir izahı yoktur. Terkos ve Büyükçekmece'deki klorür parametresi, su kalitesi kriterlerini aşmamıştır. 2007 yılı Terkos ortalaması 92 mg/lt, Büyükçekmece ortalaması 68 mg/ltdir. Deniz suyunda ise bu parametre Karadeniz'de 12.000 mg/lt olup, diğer denizlerde daha da yüksektir. Haberde belirtilen kanal, Terkos taşkın savağını denize bağlamakta olup, taşan suyu denize taşımaktadır. Kanaldaki klorür miktarı 6500 mg/lt civarında olmasına rağmen gölde ise 250 mg/lt'dir. İstanbul'da şehre verilen sular, her gün 350-400 farklı noktadan numune alınarak analiz edilmektedir. Analiz neticeleri musluklardan akan suyun Dünya Sağlık Teşkilatı, Avrupa Birliği ve Sağlık Bakanlığı'nın (İnsani Tüketim Amaçlı Sular) yönetmeliğinde belirtilen kriterlere uygun olduğunu göstermektedir. Su analizlerinde mikrobiyolojik, inorganik kimyasal, radyolojik, estetik değerler gibi toplam 37 farklı parametrede analiz yapılmaktadır. Haberde yer
alan ve kanser etkisi yaptığı belirtilen ağır metaller de sürekli izlenmektedir. Ağır metaller, arıtılmış sulara da bulunmadığı gibi ham su kaynaklarında dahi yoktur."

İha

Yayın Tarihi : 24 Ağustos 2007 Cuma 22:05:34