İstanbul Mali Müşavirler ve Muhasebeciler Derneği (İSMMMD) Meslekte Birlik Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Abdülaziz Ural, vergi iadesi uygulamasının kalkmasıyla devletin vergi kaybına uğrayacağını ve vergi kaçağının büyüyeceğini söyledi. 

"Kayıt dışılığı önlemenin yolu öncelikle sıkı denetimden geçer" diyen Ural, Türkiye'deki istihdam sorununu da değinerek, Maliye Bakanlığı'na, vergi denetimlerinin işsiz gençler tarafından yapılmasını önerdi. Ural, "Vergi denetimlerini gençlerimize yaptırtmak hem vergi kaybını önler, hem de istihdama önemli katkıda bulunur" dedi. 

Abdülaziz Ural, istihdam, vergi iadesi uygulamasının kaldırılması, muhasebecilerin kayıt dışılık, Gayri Safi Milli Hasıla (GSMH) ve bütçe açığına yönelik katkıları, meslektaşların sorunları, beklentileri, Kot 5 uygulaması ve İSMMMD'nin seminerleri ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Mali müşavir ve muhasebecilerin kamu görevlileri olmasa da yürüttükleri hizmet dolayısıyla kamu maliyesine ve milli gelire desteklerinin göz ardı edilemeyeceğini belirten Ural, bu açıdan mesleği icra edenlerin yoğun ve sirkülasyonu yüksek bir mevzuat ile mesleki sorumlulukla karşı karşıya olduğunu hatırlattı. Muhasebecilerin kendi mevzuatını sıcak takip etmek ve meslek içi eğitimlere önem vermek zorunda olduklarına dikkat çeken Ural, 3568 sayılı meslek yasasının tam uygulanması, tüm beyanların meslek mensuplarının denetiminden geçirilmesi, istisnaların ve basit usulün kaldırılmasının gerekli olduğunu bildirdi.

"UYGULAMADA SORUN ÇOK" 

Meslek mensuplarının duyarlılığı ve meslek içi eğitimle ile kayıt dışılığın önlenmesinde muhasebeciliğin vazgeçilmez bir kurum olduğuna işaret eden Ural, "Bu nedenle, vergi mevzuatının ana esaslar itibarıyla, meslek mensupları ve vatandaşlar tarafından anlaşılır, basit ve uygulanabilir olmasını, mevzuatın sık sık değişmeyen, sirküler ve iç genelgelerle beslenmeyen yapı ve düzeyde olmasını, mükelleflere kaliteli hizmeti sunan ve mükelleflerin gönüllü uyumunu esas alan, saygılı ve dürüst olma temel ilkesiyle çalışan, büyümeyi destekleyen, vergi güvenliğini güçlendiren, geniş tabanlı, düşük oranlı, yaşanabilir bir vergi ortamı sağlayan, yenilikçi bir anlayışın hakim olmasını görmek istiyoruz" dedi. 

Ural, mali müşavir ve muhasebecinin işini yapmada elini kolunu bağlayan çok sorun olduğunu, bunların başında mevzuat eksikliğinden ziyade uygulamada sıkıntılar yaşandığını söyledi. Uygulama ile ilgili örnek veren Ural, "213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 227 maddesinin, beyannamelerin 3568 sayılı yasa gereği belge almış meslek mensupları tarafından imzalanmasını zorunlu kıldığı halde, vergi daireleri imzasız ve kaşesiz verilen beyannameleri kabul etmekte ancak ceza uygulamasını yapmamaktadır. Bu da yetkisiz ve ruhsatsız kişilerin çalışmalarına neden olmakta haksız rekabetin oluşmasına zemin hazırlamaktadır. Odalarımız da bu konuda üzerine düşeni yapmakta zaaf içinde bulunmaktadır. Oysa kayıt dışılığın önlenmesinde bu uygulama hayati önem arz etmektedir. Özellikle mevzuatın sık sık değişmesi, uygulama ve yorum farklılıkları bir diğer sıkıntımız. Ancak haksızlık etmemek adına şunları da ilave edeyim; mali mevzuatın yeniden düzenlendiği ve sadeleştirildiği bir süreç yaşamaktayız. Avrupa Birliği katılım süreci ve uyumlaştırma çalışmaları bu alanda yapılan iyileştirmelere katkı sağlamaktadır. Kurumlar Vergisi Kanunu yasalaştı, Gelir Vergisi Kanunu Meclis alt komisyonunda, Vergi Usul Kanunu çalışmaları ise devam etmektedir. Ocak 2007 tarihi itibariyle T.C. Kimlik Numarası vergi kimlik numarası olarak kullanılıyor. Bu çok önemli bir uygulamadır verginin tabana yayılması ve denetimde büyük kolaylık sağlayacaktır" diye konuştu.

KODDA GÜVENE DAYALI SİSTEM 

Muhasebeciler ile mükellefler arasında önemli bir sorun teşkil eden kod uygulaması ile ilgili de bilgi veren Ural, bu sistemin vergi dairesi başkanlıkları tarafından genellikle sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge kullananların tespitinde kullanıldığını belirtti.
Kod uygulamasıyla dürüst mükellefin korunduğunu dile getiren Ural şöyle konuştu: "Ancak uygulama zaman zaman çok abartılmakta ve dürüst mükelleflerde cezalandırılmaktadır. Bir adres değişikliğinde denetim elemanı mükellefi yerinde bulamamışsa hemen koda alınabilmektedir. Oysa mükellef aktiftir, dürüsttür ve bildirim süresi içinde adres değişikliğini ilgili vergi dairesine bildirememiştir. Bu durumda mükellef mağdur olmakta ihracatçılara satış yapamamakta ve koddan çıkarılması için yeniden yoklama yaptırması gerekmektedir. Bu da hem zaman almakta hem mükellefe ağır maliyetler getirmekte hem de ticarete ciddi darbeler vurmaktadır. Maliye'nin bu konuda daha esnek ve güvene dayalı bir sistemi geliştirmesi gerekiyor".

"CEZA SORUNU ÇÖZMEZ" 

Mali mevzuatın yeniden düzenlendiği ve sadeleştirildiği bir sürecin içerisine girildiğini, sürecin kısa zamanda tamamlanmasını beklediklerini anlatan Ural, vergi iadesinin kaldırılmasının da bu sürecin içerisinde bir bölüm olduğuna değindi. Yaklaşık 22 yıldan bu yana uygulanan vergi iadesinin kaldırılmasıyla devletin vergi toplamasında birçok sorunla karşılaşılacağını belirten Abdülaziz Ural, Maliye Bakanlığı'nın fiş vermeyen esnafa 139 YTL, fiş almayan vatandaşa 28 YTL ceza uygulamasının vergi kaacrüst olma temel ilkesiyle çalçağını önlemede yetersiz kalacağını ileri sürdü ve "Vatandaş vergi iadesi kalktığına göre fiş ve fatura alma da kalktı diye düşünüyor" şeklinde konuştu. 

Fiş veya fatura alışverişinde ceza uygulamasının oldukça zor olduğunu ifade eden Abdülaziz Ural, "Fiş almayanlara ya da doktorlardan, avukatlardan serbest meslek makbuzu almayanlara 28 YTL özel usulsüzlük cezasının kesilebilmesi için, belge alınmadığına ilişkin tespitin, Vergi Usul Kanunu, Md. 353/a-3'e göre vergi incelemesine yetkili olanlar tarafından yapılması şarttır. Türkiye'de vergi denetimi yapmaya yetkili olanların sayısı yetersizdir. Kadroların yüzde 50'sinden fazlası da boştur. Öncelikle bu kadrolara atama yapılması ve vergi incelemesine yetkili olanların kapsamı genişletilmelidir" dedi. 

Ural, Meclis'te bulunan yasa değişikliğinin 2008 yılında devreye gireceğini, dolayısıyla vergide 2007 yılında önemli kayıplar gözleneceğini belirtti. Ural, Meclis'teki yasanın bir an önce görüşülerek en azından özel indirimin Temmuz 2007'den geçerli olmak üzere yürürlüğe girmesi gerektiğini, ancak vergi bilincinin yerleştirilmesi anlamında vergi iadesi uygulamasının genişletilerek bir müddet daha devam etmesinin daha yerinde bir karar olacağını savundu.

İSTİHDAMA ÖNEMLİ KATKI 

Türkiye'de birçok sorunun çözülmesi için ekiplere ihtiyaç bulunduğunu, ancak ülkedeki kadro problemleri sebebiyle gerekenin yapılamadığını dile getiren Ural, Türkiye'de hem istihdam sorunun çözülmesi hem de vergide gereken denetimin sağlanması için Maliye Bakanlığı'na önemli bir öneride bulundu.
 
Yıllardır Devlet İstatistik Kurumu, Yüksek Seçim Kurumu gibi devlet birimlerinin, işlerini yüksek okul mezunu veya üniversitede okuyan gençlere yaptırdığını hatırlatan Abdülaziz Ural, fiş - fatura alışverişinin takibi ve denetiminin de işletme, iktisat, maliye, kamu idaresi gibi bölümlerden mezun veya halen okuyan işsiz gençlere yaptırılmasının son derece uygun olacağını kaydetti. Ural, "Böylece bu uygulama, resmi 2.5 milyon, ancak fiili yaklaşık 6-7 milyonun üzerinde işsizin olduğu Türkiye'de istihdam sorununa nispeten bir çözüm teşkil edebilir. Ancak bunun ikinci adımı 3568 sayılı yasa ile belge almış serbest muhasebeci ve mali müşavirlere yetki verilmesidir. Bu sorunu kökten çözer. Uygulama hem önemli bir müesseseyi ortaya çıkarır hem de istihdama önemli katkılar sağlar" diye konuştu. 

Her ferdin topluma karşı sorumlulukları olduğunu, muhasebeci ve mali müşavirler olarak vergi bilincini oluşturmada görevlerini yerine getirmeye çalıştıklarını belirten İSMMMD Yönetim Kurulu Başkanı Abdülaziz Ural, hükümetten vergi tabanının genişletmesini, meslektaşlardan da haksız rekabetten kaçınmalarını istedi. Ural, "Ülkede vergi adaleti sağlanırsa hiç kimseye haksızlık edilmez. Her vatandaş rahatlıkla vergisini ödeyebilir. Bu da devletin gelirlerinin artmasında önemli rol oynar" dedi.

MESLEKTE BİRLİK SEMİNERLERİ 

Meslekte Birlik'in meslektaşına yol gösterme, bilgilendirme ve eğitimine önem verme, değişen mevzuatı en kısa yoldan, en kısa zamanda ulaştırma çabasında olduğunu ifade eden Abdülaziz Ural, geleneksel hale gelen aylık seminerlerin çok katılımlı olarak devam ettiğini bildirdi. Son olarak Dönem Sonu İşlemleri konulu seminerin de meslektaş tarafından büyük ilgi gördüğünü belirten Ural, seminerde İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı Dış Ticaret Uygulama Grup Müdürü Birol Acar, Vergi Denetmeni Yusuf Aydoğan, YMM Vedat BÜKÇÜ ve SMMM Günaydın Topçu'nun önemli bilgiler verdiğini kaydetti. Seminerde mali mevzuatın yeniden düzenlendiği ve sadeleştirildiği bir süreçte bu tür toplantıların önemini dile getiren Ural, "Aralık 2006'da yapılan 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu seminerine 800'ün üzerinde meslektaşımız katıldı. Ocak ayındaki 'Dönem Sonu İşlemleri" seminerimizde de salonumuzda yer kalmadı. Meslektaşlarımızın kurulduğu günden beri bize esirgemediği ilgi ve desteği Meslekte Birlik'i daha iyiyi üretme ve sunmaya teşvik etmiştir. Meslektaşlarımızın sürekli artan ilgisi olmazsa bu çalışmalarımızı sürdürmek mümkün olmazdı. Katılımcılarımızın her birine ayrı ayrı teşekkür ediyorum" diye konuştu. 

Ural, aylık seminerlerin etkin ve yetkin uzmanların davet edilmesiyle devam edeceğini, Mart ayında ''Gelir Vergisi Beyanname Düzenlenmesi ve Uygulamalı Örnekler'', Nisan ayında ''Kurumlar Vergisi Beyanname Düzenlenmesi ve Uygulamalı Örnekler'', Mayıs ayında ''İş Hukuku, Sosyal Güvenlik Mevzuatı'' konularının gündeme geleceğini söyledi. Ural, Haziran'dan itibaren bölgesel ve sektörel olarak; KDV İadesinde Hazırlanacak Evrak ve Listeler, TTK, UFRS, TMS Basel 2 , KOBİ'ler Mevzuatı, Dış Ticaret Eğitimleri, İnşaat Maliyetleri, Temel Bilgisayar Eğitimleri, Mali Tablolar ve Analizler, Şirket Kuruluşları ,Ticaret Odası İşlemleri, Tasfiye, Birleşmeler, Muhasebe Bürolarında Kalite Standartları çalışmalarını yapmayı planladıklarını sözlerine ekledi.