Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, İstanbul'daki kültür varlıklarının etrafındaki çirkin görüntülerin bir dönem içinde kaldırılmasının mümkün olmadığını, öncelikle önemli tarihi mekanlarda "dairesel iyileştirmeler" yapacaklarını söyledi. Günay, ilk etapta Topkapı Sarayı, Süleymaniye Camisi ve Yıldız çevresinin ele alınacağını bildirdi.

Günay, İstanbul'un sanayi kenti haline getirilmesinin, "talihsizlik ve on yıllardan geriye uzanan tercih yanlışlığı" olduğunu kaydetti.

"Sanayi kenti vasfının İstanbul'un coğrafyası ve tarihine uygun olmadığını" ifade eden Günay, bugün yaşanan tüm sorunların temelinde de bu tercih yanlışlığın yattığını bildirdi.

Günay, "siyasetin de içselleştirdiği" bu durumdan yıllardır rahatsız olduğunu belirterek, "İstanbul'un turizm, bilim, eğitim ve kültür kenti olması gerekirdi. İstanbul, bugün, belki, nüfusu 5 milyonu aşmayan, 20-25 milyon yabancının gelip ziyaret edeceği, çok ilgi çekici ve dünya çapında bir kent olmalıydı" dedi.

"Belli alanlar seçildi"

Bakan Günay, "50-100 yılda yapılan yanlışların bir dönemde düzeltilmesinin mümkün olmadığını, tarihi mekanların çevresindeki kötü görünümün düzeltilmesi için bölge bölge 'dairesel iyileştirmeler' yoluna gidileceğini" anlattı.

Günay, yapılması düşünülen düzenlemelerle ilgili şunları kaydetti:

"Belli alanlar seçildi ve o alanlarla çevresi daire içine alındı. Oralarda iyileştirme yapacağız. Sonra bu dairelerin, çevreye halka halka yayılacağını umut ediyorum.

Dairesel iyileştirmeler için en uygun alanın Topkapı ve çevresindeki Gülhane Parkı olduğunu düşünüyorum. Orası tarihi olarak Topkapı'nın bahçesi olan Sur-u Sultani ya da Sur-u Hümayun dedikleri bir tür hasbahçedir. Oradan başlayan bir çalışmayı İstanbul için çok yaşamsal görüyorum. Onun içindeki mekanların teker teker temizlenmesi için gayretle kollarımızı sıvadık.

Aynı şekilde, Süleymaniye Camisi ve çevresinde belediyenin başlattığı, bizim de ciddiyetle takip ettiğimiz ve yeni açılımlar getirmeye çalıştığımız iyileşme çalışması var.

Yıldız çevresinde de iyileştirme yapacağız. Yıldız, içine gereksiz birtakım kurum ve kuruluş ile özel dernek, vakıf ve üniversitenin girdiği bir alan haline gelmiş. Halbuki, Yıldız da çok özel alanlardan biridir. Böyle dairevi iyileştirmeler yaparak mekanların çevresini düzenleme konusunda bir gayretimiz var."

Çalışmaların sonuçlarını hafta hafta takip ettiğini, birkaç ay sonra somut sonuçların ortaya çıkacağını anlatan Günay, bunların İstanbul'un 2010 Avrupa Kültür Başkenti olmasına da hazırlık teşkil edeceğini söyledi.

"Bunlar hayatın içinde yaşamalı"

Bakan Günay, tarihi mekanların restore edildikten sonra da kapısının kilitlenerek çürümeye terk edilmemesini isteyerek, "Bizim tarafımızdan ya da başka bakanlıklar tarafından restore edilmiş, kapısı kapatılmış ve içerisi şu anda tozdan, dumandan girilmez halde binalar var. Bu haksızlık... Türkiye'nin kaynakları bizim havaya savuracağımız kadar bol değil" dedi.

Bu binaların otel, lokanta, kütüphane, sergi, sinema salonu, kafeterya gibi kullanılabileceğini ifade eden Günay, "Hatta, doğrudan doğruya konut olarak kullanılabilir. Bunlar hayatın içinde yaşamalıdır" diye konuştu.

Günay, bu konuda belediye, valilik ve sivil toplum kuruluşlarıyla iç içe çalışma ihtiyacı içinde olduklarını da dile getirdi.