Tüm Mühendisler ve Mimarlar Birliği Platformu (TMMBP) Başkanı ve Samsun Dernekleri Federasyonu (SADEF) Kurucu Genel Başkanı Mimar-Ekonomist Remzi Kozal, petrolden ve doğalgazdan daha değerli olan suyun taşınması için de boru hatları oluşturulması gerektiğini belirterek, İstanbul'un suyunun Samsun'dan İstanbul'a boru hattı kurularak Karadeniz Bölgesi'nden temin edilebileceğini hatırlattı.
Bütün canlılar için olduğu gibi insanoğlu için de suyun hayat olduğunu ve susuz yaşamanın mümkün olmadığını ifade eden Remzi Kozal, "Dünyanın nüfusu arttıkça içme ve kullanma suyuna daha da fazla ihtiyaç duyuluyor. Su kaynaklarının kirletilmesi ve küresel ısınma sonucu yağışların azalmasıyla susuzluk kendisini her geçen gün biraz daha fazla hissettiriyor. Su kaynaklarının gerek dünya genelinde ve gerekse aynı ülke içerisinde belli yerlerde kümelendiğini düşünürsek, suyun bulunduğu yerden ihtiyaç duyulan yere taşınması gibi bir başka durumu da dikkate almak zorundayız" dedi.

Samsun-Artvin arasında yağışların arttığına dikkat çeken Remzi Kozal, "Türkiye içme ve kullanma suyu kaynakları bakımından çok zengin olmamakla birlikte kaynakların bulunduğu yerlerle ihtiyaç duyulan yerler arasında da farklılıklar bulunmaktadır. Küresel ısınma ile birlikte Türkiye'de de yağışların azalacağı ve kuraklığın artacağı uzmanlarca belirtiliyor. Küresel ısınmanın sonucu Türkiye'nin güney bölgelerinden başlayarak çölleşmenin yaşanacağı, yine uzmanların açıklamalarında yer alıyor. Uzmanların açıkladığı bir başka önemli konu ise küresel ısınma sonucu Türkiye genelinde yağışlar azalırken yalnızca Rize ağırlıklı olmak üzere Doğu Karadeniz Bölgesi'nde yağışlar artmaktadır. Nitekim 2008 yılı istatistiklerine göre Türkiye genelinde yağışlar azalırken, Samsun'dan Artvin'e kadar olan Doğu Karadeniz Bölgesi'nde artışlar tespit edilmiştir" diye konuştu.

Rize bölgesinin zaten dünyanın en fazla yağış alan yerlerinden birisi olduğunu söyleyen Kozal, "Uzmanların tespiti ve istatiksel verilere göre küresel ısınma sonucu Rize merkezli olmak üzere Samsun'dan Artvin'e kadar olan bölge dünyanın en fazla yağış alan bölgelerinden birisi konumuna gelecektir. Ancak, adeta Türkiye için hayat olan bu su denize akıp gidecek, bizler de öylece bakıp duracak mıyız? Artık istesek de bunu yapamayız. Başta İstanbul ve Ankara'da yaşayan insanlarımız susuzluktan kıvranırken, Doğu Karadeniz Bölgemizin binbir çiçekten süzülüp gelen masmavi tertemiz yayla suları boşa akıp gidemez. Samsun'un Kızılırmağı ve Yeşilırmağı, Ordu'nun dereleri, Giresun'un şifalı fındık suları, Trabzon'un buz gibi yayla suları, Artvin'in ve Rize'nin şelaleleri İstanbul ve Ankara başta olmak üzere Türkiye'nin susuzluğuna çare olmak durumundadır" şeklinde konuştu.

Petrolden ve doğalgazdan daha değerli olan suyun taşınması için de boru hatlarının oluşturulması gerektiği kaydeden Remzi Kozal, sözlerini şöyle tamamladı:
"Samsun'dan Artvin'e kadar olan bölgede akarsuyun debisine göre barajlar, bendler, rezervuarlar oluşturarak öncelikle bulundukları yörelerde kirletilmeden elektrik üretimi, sulama, içme suyu ve benzeri amaçlı olarak kullanılmalıdır. Kullanımdan sonra en küçük dereden en büyük Kızılırmağa kadar sular denize bırakılmayıp Karadeniz otoyolunu takip eden bir boru sistemi ile İstanbul'a kadar taşınmalıdır. ihtiyaç olan yerlerde Ankara gibi Konya gibi Kayseri gibi bölgelere kollar vererek suyu dağıtmalıyız.

Yüzyılın projesinin hayali dahi güzel. Bu proje bugün için belki bir hayaldir ama, gelecekte Türkiye'ye hayat veren şah damarı olacaktır. Hatta gelecek yüzyıllarda dünya var oldukça Türkiye'nin bağımsız, güçlü ve müreffeh bir ülke olarak yaşamasını sağlayacaktır. İstanbul'da belli barajlarda depolanacak su, düzenlemeler yapılarak önce elektrik üretiminde kullanılmalı sonra işlemlerden geçirilerek şehir su şebekesine verilmelidir. Şehirden gelen kirlenmiş sular, kanalizasyon arıtmalarda arıtılarak İstanbul'un park bahçeleri başta olmak üzere oluşturulacak sulama suyu şebekesine verilmelidir."