Türkiye’de yapılan madencilik faaliyetlerinin çoğu zaman yanlış ve hak etmediği eleştirilere hedef olduğunu vurgulayan Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı (YMGV), Kapalıçarşı’da altın aramada kullanılanılandan daha fazla siyanür kullanıldığını iddia etti.

Düzenlenen basın toplantısında konuşan Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı (YMGV) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Güven Önal, siyanürle altın aramanın olumsuzlukları ve eski teknoloji olduğu yönündeki yorumlara katılmayarak, dünyadaki altın aramalarının yüzde 86’sında siyanür kullanıldığını söyledi. Önal, "Kapalıçarşı’daki altın işlemecileri, madenlerde kullanılandan çok daha fazla siyanür tüketiyor. Madende kullanılan siyanür uygun şekilde saklanırken Kapalıçarşı’daki kanalizasyonlardan Marmara Denizi’ne akıyor" dedi.

KAZ DAĞLARI: Güven Önal, bir soru üzerine de Kaz Dağları’nda altın bulmak için yapılan sondajların uzun yıllardır sürdüğünü, buranın milli parkla ilgisi olmadığını belirtti. Madenciliğin, yapıldığı alanda, çalışma süresince topoğrafya ve doğanın değişmesine neden olurken sonrasında rehabilitasyonla daha uygun ve kullanılabilir verimli alanlara dönüştürüldüğünü anlatan Önal, "Madencilik çalışmaları tüm dünyada bu yöntemle yapılmaktadır. Madenciliği doğa ile barışık, çevreye duyarlı bir etkinlik olarak, sürdürülebilir kalkınma çerçevesinde yürütmek zorundayız. Madeni olup da işletmeyen tek bir ülke yoktur" diye konuştu.

MADENİ OLAN İŞLETİYOR: Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı(YMGV) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Güven Önal, Türkiye’de yapılan madencilik faaliyetlerinin çoğu zaman yanlış ve hak etmediği eleştirelere hedef olduğunu kaydetti. Önal, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sektör çevreyi kirletip, ormanları tahrip etmekle suçlanıyor. Oysa, madencilik faaliyetleri; çalışma süresince, çalışma alanındaki topografyas ve doğanın değişmesine neden olurken, dana sonra bu bölgelerin rehabilet edilmesi sonucu daha uygun ve kullanılabilir verimli alanlar oluşturuyor. Dünyada madei olup da işletmeyen bir ülke yok. Madeni olan onu mutlaka işletir. Türkiye’de de bu böyle olmalı."