4
Mayıs
2024
Cumartesi
İSTANBUL

Kastamonu pazarına geç kalma!

Sabahın erken saatlerinde Balat'taki Kastamonu pazarında tatlı bir hareketlilik var. Yağmur yağmasına rağmen tezgâhların önü müşterilerle dolu. Taze ve doğal köy ürünlerinin lezzetini bilen İstanbullular, soluğu burada almış.

Kadıköy, Emirgan ve Üsküdar'dan bile gelenler var. Pazarcılar, hazırlıklarına sabah ezanıyla birlikte başlamış. Yağmurdan ıslanmamak için tenteler çekilmiş, mantar turşuları, köy yumurtaları, bal kavanozları üst üste dizilmiş.

Pazardan en taze, en ilginç ürünleri almak isteyenler hava aydınlanmadan gelmeye başlıyor. 07.30'da ortalık iyice kalabalıklaşıyor. Şu aralar tezgâhların en değerli ürünlerinden biri "beyaz altın" olarak bilinen Kastamonu sarımsağı. Satılan ürünleri bir çırpıda saymak mümkün değil. Kestane, üzüm ve armut balı, pekmez, tereyağı, süzme yoğurt, üzüm yaprağı, elma hoşafı, şeker fasulyesi, ceviz, Kastamonu sarımsağı, domates ve biber salçaları alıcısını bekliyor. Bir diğer tezgâhta ebegümeci, ıspanak ve pancarlar taptaze duruyor.

Pazarda satılan ekmekler ise birbirinden özel. Esmer buğday, çavdar ekmeği, kepekli ekmek, pırasalı ve mısır ekmeği lezzet düşkünlerinin vazgeçilmezleri arasında. Ekmeğin sırrı pişirilme yönteminde saklı. Meşe odunuyla, taş ocaklarda pişiriliyor. Kepekli buğdaydan yapılan erişte, gözleme, yufka ve keteler ise iştah kabartıcı. Bu tazeliğin ve doğallığın farkında olan bazı ünlü restoranlar ve oteller de alışverişlerini buradan yapıyor.

Memleket hasreti çeken, soluğu pazarda alıyor

Küçücük bir sokakta sadece dokuz tane tezgâh var. Pazarcıların hepsi İnebolulu. Akraba oldukları için birbirini yakından tanıyorlar. Pazarın geçmişi bir hayli eski. 1900'lü yılların başında sarayın mutfak malzemeleri bu pazardan karşılanırmış. Gemilerle getirilen ürünler İstanbul'un farklı semtlerine dağıtılırmış. İnebolulularda pazarcılık mesleği babadan oğula geçiyor. Kimle konuşsak iki-üç kuşaktır bu mesleğin içerisinde olduklarını öğreniyoruz.

İstanbul, uzun yıllardır Anadolu'nun farklı yörelerinden göç alan büyük bir şehir. Bu yüzden yöresel lezzetler ilgi görüyor. İnebolulu pazarcılar arasında imece usulü yardımlaşma son derece kuvvetli. Bütün ürünler bir kamyon kiralanarak İstanbul'a getiriliyor. Kamyon her cuma, İnebolu'dan yola çıkıyor ve pazar günü Balat'ta yükünü boşaltıyor. Mehmet Karaman, ekmek parasını birkaç metrekarelik tezgâhından çıkarıyor. Babası, dedesi ve onun da babası yıllarca bu mesleği yapmış. Karaman, lezzetli, doğal ve taze ürün almak isteyenlerin sabahın erken saatlerinde pazarı gezmeye başladıklarını söylüyor. Karaman, aynı zamanda müşterilerinin özel siparişlerini de getirerek evlere servis yapıyor. Cep telefonu bu aralar en çok da "Mantar turşusu istiyoruz." talepleri için çalıyormuş.

Yılmaz Abdiusta, yedi yaşından bu yana pazarcılık yapıyor. Satılan ürünler doğal olduğu için fiyatların yüzde 20 daha pahalı olduğunu söylüyor. Daha çok memleket hasreti çekenlerin buraya geldiğini anlatıyor. Pazarda en fazla da Kastamonu ekmeği ve simidi ile kestane talep görüyor. Yörede kestanenin çorbası bile yapılıyormuş. Pazarda da her çeşidi bulunuyor. Reçel yapmayı seviyorsanız, erik, incir, balkabağı, kuşburnu alabilirsiniz. Hazır reçel bulma imkânınız da var. Bölgenin armut ve elma karışımından yapılan pestili meşhur. Meyveler tahta tokmaklarla dövülüp, kazanda bir gün bekletildikten sonra sıkılıyormuş. Bir zamanlar padişahlara yapıldığı için "saray helvası" da denen Kastamonu'nun ünlü "çekme helvası"nı da pazarda bulabilirsiniz.

Zaman
Yayın Tarihi : 27 Aralık 2008 Cumartesi 17:40:32


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?