CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, Şaban Dişli olayının baş aktörü Mustafa Karasu'nun, Silivri Belediye Başkan Yardımcısı Namık Öndeş'e 80 bin YTL gönderdiğini açıklayarak rüşvet olayının Silivri Belediyesi ayağınının bir kısmının ortaya çıktığını söyledi.

Kılıçdaroğlu, Maliye Bakanlığı'nın gurbetçi paralarını Türkiye'ye çekme planının, Türkiye'yi bir kara para cennetine çevirebileceği uyarısında bulundu.

TBMM'de bir basın toplantısı düzenleyen CHP Grup Başkanvekili Kılıçdaroğlu, 11 Ağustos günü yaptığı basın toplantısında bir rüşvet protokolünü kamuoyuna açıkladığını ve Silivri'de satılan bir arsa dolayısıyla sağlanan rantı ortaya çıkardığını hatırlattı. Ortaya çıkan rüşvet belgesi üzerine İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve Silivri Belediye Başkanı ve yardımcılarının açıklamalar yaptıklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, "Bizi suçladılar, iftira attığımızı söylediler. Ama güneş balçıkla sıvanamadı" diye konuştu.

48 saat içinde bir işadamına 11 trilyonluk rantı sağlayan bir belediye başkanının hangi çağdaş demokratik ülkede sorgulanmayacağı sorusunun cevabını alamadıklarını kaydeden Kılıçdaroğlu, Kadir Topbaş'a bu soruyu kendisinden önce Başbakan Erdoğan'ın sorması gerektiğini söyledi. Çankaya Belediyesi'nde ortaya atılan bir yolsuzluk iddiası dolayısıyla savcılığın derhal harekete geçerek soruşturma açtığını belirten Kılıçdaroğlu, İçişleri Bakanlığı'nın bir grup müfettişi derhal görevlendirdiğini, CHP'nin kendi içinde ayrıca bir komisyon kurarak olayı araştırdığını anlattı. Kılıçdaroğlu, "Bunların tümü olması gerekendi. Yolsuzluklara karşı mücadelede hukuk devletinde olması gerekenler demek ki istendiğinde yapılabiliyor. CHP olarak biz hiçbir yolsuzluk olayının karanlığa mahkum edilmemesini, tam aksine aydınlatılmasını istiyor ve diliyoruz" şeklinde konuştu.

Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Silivri Belediyesi ekseninde yaşananlarla ilgili ise hiçbir adım atılmadığını dile getirdi. Kılıçdaroğlu şöyle
konuştu:
"Peki o zaman sormazlar mı, 'kardeşim madem ki yolsuzluklar karşısında bunları yapmayacaktın, o zaman partinin adına niçin AK diyorsun'. Bence AK Parti'nin adına yakışan kısa sözcük AK Parti değil 'YE Parti'dir."

Kılıçdaroğlu, AK Parti'nin 2. adamının, yani Genel Başkan Yardımcısı'nın bir hayali ihracatçı olduğunu öne sürerek, bu suçun Danıştay kararıyla kesinleştiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, "Bunu yapan kişi ortada kapı gibi mahkeme kararı varken AK Parti Genel Başkan Yardımcılığı görevini hala sürdürürse artık o parti kendine 'AK Parti' diyemez. O parti artık bir yiyenler partisidir" dedi.

Kılıçdaroğlu, kamuoyuna bir banka dekontu açıklayacağını belirterek, bu dekonta göre para gönderen kişinin Şaban Dişli olayının baş aktörü işadamı Mehmet Karasu olduğunu ifade etti. Kılıçdaroğlu, Karasu'nun Silivri Belediye Başkan Yardımcısı Namık Öndeş'e banka havalesi ile 15 Şubat 2008'de 80 milyar lira gönderdiğini bildirdi. Kılıçdaroğlu, "Bir belediye başkan yardımcısı, Mehmet Karasu'dan 80 milyar lirayı niçin alır. Şimdilik Silivri Belediyesi ayağının bir kısmı ortaya çıktı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ayağı hala karanlıkta. Kadi Topbaş ve imar komisyonu üyeleri gecikmeksizin mal varlıklarını kamuoyuna açıklamalıdırlar. Aksi halde üstlerindeki şaibeyi ortadan kaldıramazlar" şeklinde konuştu.

Bir soru da Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler'e sormak istediğini dile getiren Kılıçdaroğlu, Güler'e 17 Aralık 2007 tarihinde İstanbul WOW Otel'de İsrail Enerji Bakanı ile biraraya gelip gelmediğini, geldiyse bu görüşmede hangi konunun görüşüldüğünü ve oteldeki yemek masraflarını hangi şirketin ödediğini sordu.

Açıklamalarının sonunda gazetecilerin sorularını cevaplayan Kılıçdaroğlu, Maliye Bakanlığı'nın Almanya'daki gurbetçilerin parasını Türkiye'ye getirme projesi ile ilgili bir soru üzerine, "Medyadan öğrendiğimiz kadarıyla söyleyebilirim. Elimizde hiçbir bilgi yok. Çantalar içinde kuryeler aracılığıyla gelen paranın da önü açılmak isteniyor. Biliyorsunuz bu AK Parti'nin ve onun yandaşlarının klasik yöntemidir. Bu yönteme başvurulması Türkiye'yi bir kara para cennetine dönüştürebilir" dedi.