Kilit isim kayıplara karıştı

İlhami Erdil’in talimatıyla askeri ihaleler alan Şirin Melek Özden kayıplara karıştı. Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Emekli Oramiral İlhami Erdil ile eşi ve kızına ağır suçlamaların yöneltildiği iddianemedeki sanıklardan biri de Şirin Melek Özden. Kızlık soyadı Hekim olan Şirin Melek Özden de iddianamede adı geçen sanıklardan. Ancak Şirin Hanım firarda ve hakkında gıyabi tutuklama kararı var. Peki Özden neden bu davanın kilit ismi? Bu sorunun cevabı da yine iddianemede çok net: İlhami Erdil Paşa’nın kızı Deniz Halide Erbil, Heker adlı şirkette Şirin Melek Özden’in gizli ortağı. Heker, Deniz Kuvvetleri’ne bağlı askeri birimlerin açtığı ihalelere giren bir şirket. Dolayısıyla iddianemede kurulan bağ şöyle: îlhami Erdil Paşa, kendi komuta ettiği birimlere kızının gizli ortağı olduğu Heker firmasına ihale verilmesi için telkinlerde bulunuyordu.

Hamili kart yakınımdır!

Askeri Savcılık iddianamesinde "5 numaralı olay" başlığı altında yer alan iddia da, İlhami Paşa’nın bir boya ihalesinde Heker firması lehine girişimde bulunduğu anlatılıyor. VATAN’ın dünkü sayısında da özetle yer verilen bu olay şöyle gerçekleşiyor: Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı İstanbul Tersane Komutanlığı dış cephe boya ihalesi açıyor. İhaleden önce dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Erdil, İstanbul Tersane Komutanı Tuğamiral Metin Poyrazlar’ı arayıp "Size birisini göndereceğim, bir kart bırakacaklar, ihalede tekliflerini değerlendirin" emrini veriyor.

Tuğamiral Poyrazlar da ifadesinde "kendisine bu emrin verildiğini" doğruluyor: Tuğamiral Poyrazlar’ın askeri savcıya verdiği ifade şöyle: "Hatırladığım kadarıyla 2001 yılı başlarında bir gün Deniz Kuvvetleri Komutanımız Oramiral İlhami Erdil beni aradı ve tersanedeki boya alımı ihaleleri konusunda bir firmadan bahsetti. Firmanın ismini hatırlamıyorum. Erdil bana,’Size birisini göndereceğim, kendileri size kart bırakacaklar, bunların tekliflerini de değerlendirin’dedi. Daha sonra firma sahibi veya temsilcisi bir bayan geldi. Bir kart bıraktı. Bu kartı zaman zaman bize yapılan başvurular gibi Döner Sermaye’de görevli Muhasebe Müdürü Yasemin Hanım’a verdim.

Tuğamiral: Rahatsızlık duyardım
"Tersane Komutanlığım zamanında bana üst düzey komutanlardan ve çeşitli makamlardan gerek işçi alımları, gerekse ihaleler konusunda zaman zaman başvurular olurdu. Ben bu konularda çok rahatsızlık duyardım. Kuvvet komutanınızın bu talebine’Hayır’demem olanaksızdır. Ancak rahatsız oldum. Bu arada değerlendirme için herhangi bir mahsur görmedim. Ben bu alım esnasında herhangi bir usulsüzlük yapılacağını tahmin etmiyorum. 5 yıllık Tersane Komutanlığım zamanında Döner Sermaye görevlilerine hiçbir şekilde baskım sözkonusu değildir. Kendine özgü bir işleyiş şekli vardır.

Aynı olayla ilgili ifadesi alınan Tersane Döner Sermaye Genel Müdürlüğü’nde görevli Muhasebe Müdürü Yasemin Orçun da ifadesinde, Tuğamiral Poyrazlar’ın bu konuda büyük rahatsızlık duyduğunu söyledi. Orçun’un ifadesi şöyle: "2001 yılı başlarında bir gün Tersane Komutanı Metin Poyrazlar Amiralim beni çağırdı ve sıkıntılı bir şekilde bir kart uzattı. Tuğamiral Metin Poyrazlar bana,’Yasemin, Kuvvet Komutanı (İlhami Erdil) beni aradı ve bize bir firma yönlendirdi. Firma da gelip bu kartı bize bıraktı.’Boya alımında bu firmanın durumunu değerlendirin’dedi. Kendisi çok olumlu bir insandır. (Metin Poyrazlar’ı kastediyor) Herkes ona çok inanır, çok güvenilir bir kişidir. Bunu bana söylerken çok sıkıntılı idi ve kendisini üzgün gördüm. Bu esnada komutanın kızının sözü geçmedi. Hiç kimse o firma hakkında bir şey bilmiyordu. Alımlardan çok sonra söylentiler başladı. O zaman kızının bu firmayla ilgili adı geçti.

Ben bu olayı gittim satın alma komisyonu başkanı Ali Ulaş Albay’a ve Ahmet Durmuş Binbaşı’ya anlattım. İki firmadan daha teklif aldık. Bu firmalar Gökşin ve Pürkay firmalarıydı. Bütün firmalar tekliflerini verdikten sonra Heker firmasının fiyatı daha uygun geldi. Muhammen bedelin altında bir alım yaptığımızı iyi hatırlıyorum. Belki de bir kırım yaptırmış olabiliriz."

İhalede süpriz olmuyor
Kuvvet Komutanı’nın "emri’üzerine, İstanbul Tersane Komutanı Tuğamiral Metin Poyrazlar Heker firmasının sahiplerinden Şirin Melek Özden’i kabul ediyor. Şirin Hanım kartını tuğamirale bırakıyor. Bir süre sonra da ihale açılıyor. 2001 yılının Şubat, Mart ve Nisan aylarında yapılan dış cephe boya ihalelerinde "sürpriz olmuyor" ve Heker istanbul Tersane Komutanlığı’na 22.7 milyar bedel karşılığı boya satıyor. Daha sonra yapılan denetimlerde İstanbul Tersane Komutanlığı’nın depolarında çok miktarda ihtiyaç fazlası dış cephe boyası bulunduğu ortaya çıkıyor. Üstelik bu boyaların son kullanma tarihlerinin geçmiş olduğu anlaşılıyor.

İhalede sorun çıksa Şirin, Denizi arardı

İddianameye göre Erdil Paşa’nın kızı Deniz Halide Erdil, Heker’de Şirin Melek Özden’in gizli ortağı. Bu konudaki en büyük dayanak ise her ikisinin ortak kullandıkları bir banka hesabı bulunması. 32 yaşındaki Deniz Halide Erdil, Askeri Savcı’nın ortak hesap konusundaki sorusuna şu cevabı veriyor: "Bir dönem müşterek bir hesabımız olmuştu. (Şirin Melek Özden’i kastediyor) Tekstilbank’ın Şişli Mecidiyeköy civarındaki bir şubesinde müşterek bir hesabımız olmuştu. Bu hesapta ikimiz belli bir miktar para koyarak faiz elde etmek istedik. Paraya ihtiyacımız olduğunda bu para çekildi."

Deniz Hanım ’m malvarlığıyla ilgili detaylar sol taraftaki sütunda... Ancak soruşturma sırasında alınan ifadelerin bazı bölümlerinde Deniz Erdil’le Şirin Özden arasında ilişki olduğu doğrulanıyor. Örneğin Deniz Kuvvetleri ihalelerine katılan Erhan Orhan’ın sözleri:

"İlhami Erdil’in kızı Deniz Erdil’le Şirin Melek Özden’i yan yana görmedim. Yalnız bizim şirkete geldiğinde (Şirin Melek Özden’i kastediyor) herhangi bir konu olduğunda cep telefonuyla Deniz Erdil’le görüşürdü. Görüştüğü kişinin Deniz Erdil olduğunu telefonda Deniz diye hitap ettiği için tahmen ediyorum. Ayrıca telefondaki konu itibariyle de Deniz Erdil’le görüştüğünü sanıyorum. İhalede bir sorun çıktığında Deniz’i arardı. Ve sanıyorum Deniz Erdil de Yalçın Kayatunç’u (İlhami Erdil’in emir subayı yardımcısı) arayarak ona sorunu söylerdi ve sorun çözülürdü."

Banka hesabına sürekli havale çıktı

İfadelerde Şirin Melek Özden’le ilgili bölümler, Deniz Kuvvetleri Komutanı’nın kızının arkadaş seçimi (muhtemelen iş ortağı seçimi) konusunda pek de titiz olmadığını ortaya koyuyor. Yine Erhan Orhan’ın ifadesinden okuyalım: "Şirin Hanım telefon açar ’İki tane çarşı pazarlığı dosyamız var. Gidin alın veya bakın’ derdi. Ben de bu konuşma üzerine İstanbul Deniz Teknik Satınalma Komisyonu’na giderdi. ’Heker’in evrakları varmış’ derdim. Onlar da bana fiyat tekliflerinde kullanılan, alınacak malın özelliklerinin belirtildiği bir evrakı verirlerdi. Ben bunu alıp Şirin Hanım’a götürürdüm. Şirin Hanım bu evrakı çoğaltır, farklı firmalar tarafından farklı teklifler verilmiş gibi 2 veya 3 sayfa şeklinde imzalanmış ve doldurulmuş olarak bana geri verirdi. Ben de bunları alır, Satınalma Komisyonu’na bırakırdım. O ihale bizde kalırdı." Deniz Kuvvetleri ihalelerine giren bir firmanın görevlilerinden Taner Çetin’in ifadesinde de Şirin Melek Özden’den bahisler var:

"Şirin Hanım’ı tanırım. Metin veya Feridun’un (müteahhitler) onun hesabına yatırmak üzere verdiği parayı 2 veya 3 kez Kasımpaşa’daki Garanti Bankası Şubesi’ne götürüp yatırdım. Daha doğrusu Kasımpaşa Şubesi’nden Nişantaşı Şubesi’ndeki Şirin Hanım’ın hesabına havale ettirdim. Şirketinin ismi Heker’di. Şirin Hanım’ın teslim edeceği malzemeler bir iki kez bizim şirkete getirilmişti. Arabaya binerek ben transit depoya götürüp teslim etmiştim. Şirin Hanım esasen Feridun ve Metin’in firmalarının bulunduğu binaya, yani hepimizin gidip geldiği birçok firmanın kontrol edildiği ofise gidip gelirdi. Konuşmaları sırasında Kuvvet Komutanı’nın kızıyla iş yaptığını söylerdi. Bunları bizzat ben duymuştum.

... Yalçın Yüzbaşı’yla (Kayatunç, Erdil’in emir subayı yardımcısı) Şirin Hanım’a havale çıkarırdım. Yalçın Yüzbaşı’ya çıkardığım havalenin miktarı fazla değildi. Ancak Şirin Hanım için yatırılan paranın miktarı çok yüksekti ve birkaç kez yatırmıştım."