Boğaziçi Hayvanat Bahçesi’nde bir süre önce görülen "koi" balığı ölümleri aydınlandı. Fiyatları bazen binlerce doları bulan koi balıklarını, hayvanat bah-çesinin sakinlerinden cüce susamuru çiftinin tüm engelleri aşıp kafesle-rinden kaçarak öldürdüğü anlaşıldı.

Darıca’daki Boğaziçi Hayvanat Bahçesi’nin en değerli canlılarından, "su mücevheri" anlamına gelen "koi balıkları" bir süre önce birer birer ortadan kaybolunca yetkilileri, bir endişe ve telaş sardı. Sahibini tanıyabilen ve insanlarla oynayabilen koi balıklarının fiyatları, türüne, boyuna, yaşına ve eğitimine göre binlerce doları buluyordu. Yaklaşık 30 santimetre boyunda ve 2 kilogram ağırlığındaki kırmızı-beyaz bir koi, yüzdükleri havuzun yanında yarısı yenmiş şekilde bulundu.

Olay yerinde inceleme yapan hayvanat bahçesi görevlileri, "katil"le ilgili araştırma başlattı. Çevredeki kafeslerde potansiyel suçlular aranırken, geçen yıl mart ayında Almanya’dan gelen cüce susamuru çiftinden erkek olanı, kendi boyunda bir koi’yi yakaladıktan sonra havuzun dışına çekip yerken suçüstü yakalandı. Uzun dişleri yengeç ve istiridyeyi kabuklarını parçalayıp yiyecek kadar güçlü olan cüce susamuru, görevlilerce yakalanıp kafesine konuldu.

ENGEL TANIMIYORLAR

Ancak susamuru, kısa süre sonra yine Koi havuzunun yanında görüldü. Personeli terleten yaramaz, yakalanıp yine kafesine götürüldü. Kafesi çevreleyen çitlerin altından kaçtığı sanılan susamurunun çıkışını engellemek için çitler boşluk kalmayacak şekilde uzatıldı. Ama "seri koi cinayetleri" devam etti. Bu sefer çitlerin altına beton döküldü, ama bu da cüce susamurunu durduramadı. Üçüncü cinayetini işleyen susamurunun, kafesin içindeki oyun ağacına çıkıp oradan atlayarak çiti aştığı anlaşılınca, tırmanmasını engellemek için ağacın gövdesine set çekildi. Setteki küçücük bir aralıktan yine ağaca çıkmayı başaran cüce susamuru tekrar koi havuzunun çevresinde görülünce, kafesleri, ağaç dışarıda kalacak şekilde küçültüldü. O günden sonra koi cinayetleri sona erdi. Güneydoğu Asya kökenli cüce susamurları ise artık kendilerine ikram edilen istavrit yada hamsilerle idare etmek zorundalar.