1
Mayıs
2024
Çarşamba
İSTANBUL

Köprü ışıkları tartışma yarattı

Kimi, "İstanbul Uzakdoğu'nun hafif meşrep kentlerine benzedi... Hem kazalar hem de intihar olayları artacak" diyor, kimi ise hayranlığını dile getiren "İstanbul'u tanıtacak... Işıklar boğaza yakıştı" cümleleri kuruyor. 5 milyon YTL'lik yatırımla renkli ışıklara bürünen Boğaziçi Köprüsü, yeni bir tartışma konusu yarattı

Türk Philips tarafından mavi, kırmızı ve sarı renklerden oluşan 16 milyon LED armatürlerle donatılan Boğaziçi Köprüsü, 22 Nisan akşamından bu yana farklı bir görüntüye kavuştu. Ancak köprünün rengarenk hali mimarlar, renk bilimciler hatta sokaktaki insanlar arasında bile görüş ayrılıklarına neden oldu. Şehir Markaları Uzmanı Muhterem İlgüner, "İki kıtayı birleştiren, üç imparatorluğa başkentlik yapmış bir kentin disko gibi algılanması hoş değil" derken, Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Üyesi ve Mimarlar Odası eski başkanı Oktay Ekinci, muvcut ışıklandırmanın İstanbul'un asalatine yakışmadığı görüşünde. İnanlar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Serdar İnan ise ışıklandırmanın özellikle turizme önemli bir katkısı olacağına dikkat çekiyor ve ekliyor: "Bence İstanbul'a ve boğaza yakıştı. Bu ışıklar turistlerin de dikkatini çekecek. İstanbul'un tanıtımına katkı sağlayacak." Mimar Haldun Bağbakan da Serdar İnan'la aynı görüşte. Bağbaba, "Köprüdeki ışık şovları farklı bir görüntü yarattı" diyor.

Marka yönetiminin iyi yapılmadığının işareti

Boğaziçi Köprüsü'nün ışıklandırılmasına yönelik eleştiriler projenin sahibi Karayolları 17. Bölge Müdürlüğünü de harekete geçirdi. Boğaziçi Köprüsü Başmühendisi Ramazan Yüksel, belediye, karayolları, üniversiteler, mimarlar ve renk bilimcilerden oluşan bir komisyon kurulduğunu ve bu komisyonun, İstanbul'a yakışan görüntüyü belirlemek üzere toplantılara başlayacağını belirtiyor. Bir hafta daha mevcut ışıklandırmanın devam edeceğini söyleyen Yüksel, "İstanbulluların bugüne kadar gördükleri ışık şovları aslında köprüdeki bu sistemin sorunsuz çalıştığının test edilmesiydi. Komisyon şu andaki görüntüleri masaya yatırarak İstanbul'a ve boğaza yakışan en estetik görüntü nasıl olmalı onu tartışacak. Önümüzdeki günlerde İstanbullu boğazın yeni görüntüsünü görecek" diyor. Şehir Markaları Uzmanı Muhterem İlgüner, yapılan ışıklandırmayı İstanbul markasının iyi yönetilemediğinin bir göstergesi olarak yorumluyor.
"Bunları bir aspirin olarak görüyorum" diyen İlgüner, şöyle devam ediyor: "İstanbul'un bir marka olma yolunda ilerlemesi için önce check-up'a ve sonra tedaviye ihtiyacı var. Şu anda İstanbul'un elinde marka-pazarlama stratjesi yok. Onun için de bu marka iyi yönetilemiyor. İyi yönetilen İstanbul'da boğazda seyir teknelerine 15 YTL'ye değil 150 YTL'ye binilirdi. İşin bu çerçevesi varken bu aydınlatma belki hoşluk yaratabilir ama Boğaziçi Köprüsü anıtsal bir yapıdır ve iki kıtayı birleştirme simgesi var. Eğer İstanbul 'Ey dünya ben şunun başkentiyim, beni şu şu özelliklerimden dolayı ziyaret et' diyebilseydi, köprüde de ona uygun ışıklandırma olurdu. İki kıtayı birleştiren, üç imparatorluğa başkentlik yapmış bir kentin disko gibi algılanması hoş değil."

Gün geçirmiş kentin tarihi kimliğine uymadı

Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Üyesi ve Mimarlar Odası eski başkanı Oktay Ekinci ise mevcut ışıklandırmanın İstanbul'un asalatine yakışmadığını söylüyor. Boğaziçi Köprü'sünün böyle bir aydınlatmaya ihtiyacı olmadığını savunan Ekinci, "İstanbul görmüş geçirmiş ağır başlı bir kenttir. O nedenle bu kent Uzakdoğu'nun sonradan görme hafif meşrep kentleriyle bir tutulamaz. Buna benzer animasyonlar tarihsel kimlikleri ve uygarlık derinliği olmayan, sadece turist çekmek için ve göz kamaştırmak için çaba gösteren kentlerde olabilir. İstanbul gibi tarih boyunca insanlığa mimarlık ve uygarlık dersi vermiş, sadece doğal güzellikleriyle değil kültürel zenginliğiyle de nam salmış bir kenttir. Bu aydınlatma biçimi bir tür sirk kültürü içinde belki hoş karşılanabilir" açıklamasını yapıyor.
Şehir Planlamacıları Odası İstanbul Şubesi Genel Sekreteri Ali Rıza Nurhan ise aydınlatmanın bir amacının olmadığı görüşünü savunuyor. "Bu projenin maksadı ne? Tanıtım amacıyla mı yapıldı? Eğer İstanbul'un tanıtımına katkı sunacağı düşünülüyorsa yanlış. Ne turizmi ne de başka bir amaca hizmet etmiyor. Sadece kaynak harcamak için yapılmış bir proje" diyen Nurhan, köprünün bu haliyle trafik üzerinde de olumsuz bir etki yaratacağını kaydediyor.

Gemilere hoş görünür Turizme katkı sunar

Tüm eleştirilere rağmen boğazın yeni görüntüsünü beğenenler de var. İnanlar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Serdar İnan, ışıklandırmanın hem boğaz hem de İstanbul'a yakıştığını belirtirken, "Bence çok hoş bir görüntü oluştu. Turizm açısından katkı sunacağını düşünüyorum. Ayrıca İstanbul'a gelen gemiler için de çok hoş bir görüntü olacak" diyor. Mimar Haldun Bağbakan ise ışıklandırmada çok fazla rengin kullanılmasında hiçbir sakınca bulunmadığını şöyle anlatıyor: "Brüksel'de ana bir meydan vardır. Meydandaki yapılarda ışık şovu yapılır. Bir yandan klasik müzik çalarken diğer tarafta yapıların alt katlarından yukarılara doğru farklı renklerde ışıklar müziğin ritmine uygun biçimde tırmanıp iner. Muhteşem bir görüntüdür. Boğaziçi Köprüsü de benzer bir görüntüye kavuştu. Ben çok beğendim."

Kırmızı renk intiharların artmasına neden olabilir

Boğaziçi Köprüsü'nün ışıklandırılmasına renk bilimci gözlüğü ile bakan Renk Bilimci Metin Yahya Üster, İstanbul'un adeta tehlikenin kucağına itildiği uyarısında bulunuyor. Işıklandırmada kullanılacak tek rengin mavi olduğunu belirten Üster, "Köprünün bilinçsizce renk cümbüşü şeklinde boyanmasına bir bilim adamı olarak karşıyım. Bu köprüde bir sürü kazaya neden olacaktır. Her rengin bir karakteri vardır. Mavi bizim caydırıcı ve tedavi edici rengimizdir. Kırmızı ise içimizdeki şeytan. Gerçek intaharlar gece olur. Çünkü ne günün ne de denizin mavisi görünür" dedi. İntihar köprüsü olarak da bilinen Londa'daki Tower Bridge'ın kendi tavsiyesi üzerine mavi renge boyandığını ve intiharların azaldığını kaydeden Üster, Türkiye'de bu bilinmediği için köprünün kırmızılara büründüğünü kaydetti.

Sürüş gücü azalacak

Öte yandan, köprüdeki ışıkların trafik kazaları açısından da son derece tehlikeli olduğunu anlatan Üster, "Renkli ışıkların şoförlerin sürüş güçlerini zayıflatarak hata yapma oranlarını artıracak bir faktör. Kaza kaçınılmaz" diyerek uyarıyor. Renk uzmanı Rana Nuhoğlu'na göre ise köprü bu haliyle bir lunapark ya da panayır yerini andırıyor. "Tek pozitif yanı her zamankinden farklı bir görüntü içinde olması" diye konuşan Nuhoğlu da köprünün boyanması gereken tek rengin mavi olduğunu savunuyor. Nuhoğlu, "Kırmızı ışıkta durulur, futbolda kırmızı kart oyun dışı kalmaktır, kırmızı alarm tehlike sinyalidir. Yani kırmızı hep tehlikenin varlığını gösterir" diye konuştu.
Referans
Yayın Tarihi : 29 Nisan 2007 Pazar 12:55:19


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?