31
Mayıs
2024
Cuma
İSTANBUL

Kravatlı mafya adliyede

Türkiye’deki kabadayılık, çete, organize suç olaylarının anlatıldığı Kravatlı Mafya isimli kitaba dava açıldı. Selis Yayınları’ndan çıkan kitabın “Bir Savcının Unutulan Macerası – 1. Susurluk’un akıbeti = 2. Susurluk’un akıbeti” başlıklı bölümünde adı geçen eski HSYK Başkan Vekili, avukatı aracılığıyla, Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi’ne baş vurdu.


Türkiye’deki kabadayılık, çete, organize suç olaylarının anlatıldığı Kravatlı Mafya isimli kitaba dava açıldı. Selis Yayınları’ndan çıkan kitabın “Bir Savcının Unutulan Macerası – 1. Susurluk’un akıbeti = 2. Susurluk’un akıbeti” başlıklı bölümünde adı geçen eski HSYK Başkan Vekili, avukatı aracılığıyla, Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi’ne baş vurdu.

Gazeteci Yazar Birol Aydın’ın kaleme aldığı, Selis Yayınları’ndan çıkan Kravatlı Mafya adlı kitapta; Kabadayılık, kabadayılığın tarihi, Türkiye’de çeteleşme, organize suç örgütü ve mafya gibi kavramlar ele alınıyor. Kitapta, artık kabadayılık devrinin bittiğine, uluslar arası bir suç yapılanmasının başladığına dikkat çekiliyor. Gerçek mafyanın ne olduğunun anlatıldığı kitapta; mafyanın sadece eli silahlı birkaç tetikçiden oluşmadığı, bürokratlara, bakanlara, başbakanlara, büyük işadamlarına kadar uzandığı belgelerle açıklanıyor. Son yıllarda güvenlik güçlerinin yaptığı bazı büyük operasyonlara atıf yapılarak mafyanın izi sürülüyor. Polis ve Jandarma’nın yaptığı operasyonlarda mafyanın bazen bakan, bazen bürokrat bazen işadamı kimliğiyle ortaya çıktığının altı çiziliyor.

Kitabın dava konusu ‘Bir Savcının Unutulan Macerası’ adlı bölümde de bazı kirli ilişkilere işaret ediliyor. Olayın aktörlerinin ilişkilerinden dolayı kamuoyunda ve medya dünyasında 2. Susurluk olarak tanımlanan olay, kitapta şöyle anlatılıyor:
“Türkiye, 3 Kasım 1996’da Susurluk’ta meydana gelen ve sonuçları itibariyle ’Susurluk Skandalı’ olarak meşhur olan kazadan sonra, 2000 yılında İkinci Susurluk’la karşı karşıya geldi. Tarihler, 2 Mayıs 2000’i gösterirken, Eski İstanbul DGM Baş Savcısı M. Oktar Çakır, Ankara yolunda bir kaza geçiriyordu... Tıpkı Susurluk’un Mercedes’in de olduğu gibi, Savcı Bey’in içinde bulunduğu otomobilde, yanında bulunan şahıs da şüpheler doluydu. Dahası bu işadamı, kirli bağlantıları bulunan bir ’Et mafyası’ olarak biliniyordu. İşadamının adı Melik Giray’dı. Giray, İstanbul Polisi’nin ’sakıncalılar’ listesinde yer alıyordu.

... olay sonrası ortaya çıkan Bond tipi çantadan çıkan paralar, kazanın kamuoyunda ’İkinci Susurluk’ olarak tanımlanmasına yol açtı... 60 yaşındaki baş savcının içinde bulunduğu lüks BMW’yi birlikte yola çıktıkları, İstanbul’daki Giray Marketler Zinciri’nin sahibi, Öz Giray Et ve Et Mamulleri Ticareti Pazarlama ve Limited Şirketi’nin ortaklarından Melik Giray kullanıyordu.

... Kazadan sonra otomobilden çıkan iki adet bond tipi çanta ise tutanaklara geçirilmemişti... Çanta resmen uçmuştu!.. delilleri ortadan kaldıranların hakkında da bir işlem yapılmadı. Niye yapılmadı? Bunun cevabı da kazanın adında yatıyor:"İkinci Susurluk..."

... Baş savcıların şehir dışına çıkmalarında tek yetkili, izin alacakları mercii, aslında Adalet Bakanı’nın da yer aldığı, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK)’dır. Ayrıca DGM savcılarının bu tür gezilerde korumayla dolaşmaları da yasal zorunluluktur. Kendi korumalarını götürmezlerse bile, gittikleri ilin valilikleri savcılara koruma verir. Halbuki baş savcı HSYK’dan izin almadığı gibi, yanına koruma da almamıştı.

... Bütün soru işaretlerine bir de Mercedes araba ekleniyordu. Çakır’ın, "... gezisinin kim tarafından Adliye’ye hibe edildiği bilinmeyen Mercedes marka cipi teslim almak amaçlı olduğu iddia edildi.
... Adalet Bakanlığı Müsteşarı İhsan Erbaş’ın açıklamaları ise kazayla ilgili kuşkuları daha da artırıyordu. Baş Savcı Çakır’ın Ankara’ya görevli gelmediğni belirten Müsteşar, ’Başsavcı bakanlıktan izinsiz görev yerini terk edebilir mi bir idari soruşturma söz konusu olacak mı’ sorusuna şu açıklığı getiriyordu:"Bakanlık genelgeleri uyarınca Baş Savcılar, bizden izin almadıkça görev yerlerini terk edemezler. Bakanlıkta da bu izni ben veriyorum . Sayın İstanbul DGM Baş Savcısı Oktay Çakır’ın benden böyle bir izin istemi olmadı."




Kenthaber
Yayın Tarihi : 15 Haziran 2005 Çarşamba 10:54:24
Güncelleme :16 Haziran 2005 Perşembe 13:55:56


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?