Türkiye Kalite Derneği'nin (KalDer) ev sahipliğinde Koç Holding sponsorluğunda düzenlenen "Küresel İlkeler Sözleşmesi Liderler Buluşması" toplantısında Türkiye'nin önde gelen 35 kuruluşu daha Küresel İlkeler Sözleşmesi'ne imza attı. Böylece ülkemizdeki Küresel İlkeler Sözleşmesi'ne imza atan kuruluş sayısı 100'ü aştı.
Toplantıya, Birleşmiş Milletler (BM) eski Genel Sekreteri ve Nobel Barış Ödülü sahibi Kofi Annan, Kal-Der Başkanı Çetin Nuhoğlu ve Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa V. Koç katıldı. KalDer Başkanı Çetin Nuhoğlu yaptığı konuşmada, "KalDer, kalite kavramının yaşamın tüm alanlarına yerleşmesine öncülük ederek, çalışmalarıyla iş yaşamına vizyon kazandırarak, kalkınmada kamu kurumlarının en önemli paydaşlarından biri olarak, küresel vizyonuyla ülkemizin yönetim ve kalite alanında referans noktasıdır.
Bu kapsamda kalite kongrelerinde değişen ekonomik, sosyal ve ekolojik koşulları ele alan temalar seçilmekte; kuruluşlarımıza ve yöneticilerimize başarı stratejilerini bulmaları ve uygulamaları için esin kaynağı olacak oturumlar düzenlenmektedir" dedi.
16. Kalite Kongresi'nin son 3 yılın kongre temalarını tamamlayacak şekilde "Küresel Rekabet ve Dünya Vatandaşlığı" temasıyla düzenlendiğini söyleyen Nuhoğlu, 2004 yılında "Geleceği Şekillendirmek", 2005 yılında "Vizyondan Eyleme", 2006 yılında "Düşünce Kalitesi" ile bu yıl tartışacak tema için alt yapıyı oluşturduğunu kaydetti. "Rekabetçi olma arayışı bize özgü değil, tüm ülkeler, tüm kuruluşlar, tüm bireyler daha rekabetçi olmak için çalışıyorlar. Bu çalışmaların kuralları ve sınırları olmalı. Aynı dünyayı paylaşıyoruz, kuralsız ve sınırsız olmak hepimize zarar veriyor" diyen KalDer Başkanı, "Rekabetçi olmak için çalışırken, sürdürülebilir bir dünya yaratmayı da başarmalıyız. KalDer olarak 'Dünya Vatandaşlığı' ile bu anlayışı tanımlıyoruz. Sürdürülebilir bir yaşam için dünyadaki sorunların çözümüne katkıda bulunmanın birinci adımı kendimizi değiştirmektir. İkinci adımı ise sosyal paydaşlarımızın değişmelerine yardımcı olmak, onları bu anlamda bilgilendirmek, teşvik etmek ve desteklemektir. BM Küresel İlkeler Sözleşmesi bu kapsamda yapılan en anlamlı girişimdir" diye konuştu.
Nuhoğlu, "Küresel rekabet esnasında insan hakları ve çalışan haklarının ihlali, çevre kirliliği ve ahlaki yozlaşma riskleri ortaya çıkınca BM, Kofi Annan döneminde iş hayatını şekillendiren ve yönlendiren kuralların ülkeler üstü bir platformda ele alınması gerekliliğini ortaya koymuş; sürdürülebilirlik için küresel ticaret ve iş yaşamının ana ilkelerini 10 madde altında tanımlamıştır" şeklinde konuştu.
"KalDer olarak 2002 yılında imzaladığımız Küresel İlkeler Sözleşmesi'ndeki sorumluluğumuzu yerine getirebilmek yaptığımız çalışmalardan örnekler vermek istiyorum" diyen Çetin Nuhoğlu şunları söyledi:
"Ulusal Kalite Hareketi ile kuruluşlarımızın daha etkili ve verimli çalışmalarını desteklerken, kuruluşların çevre ve toplum üzerindeki etkilerini ölçmelerini ve iyileştirmelerini teşvik ediyoruz. Ulusal Kalite Ödülü değerlendirmesinde kullandığımız yönetim modelinin 8 temel ilkesinden birisi, Kurumsal Sosyal Sorumluluktur. Ulusal Kalite Ödülü sürecinde ödüle aday kuruluşların sistematik Kurumsal Sosyal Sorumluluk uygulamalarını ve elde ettikleri somut sonuçlarını değerlendiriyoruz. İyi uygulamaları üyelerimizin kullanımına açık Kıyaslama (benchmark) Veri Tabanına koyuyoruz. Vatandaş Memnuniyeti'nin kamu hizmetlerinin performans ölçümlenmesinde ve kaynak tahsisinde esas alınması gereken en önemli gösterge olması için çalışıyoruz. Böylece rekabetin düzenlenmesinde kamu kuruluşlarının uygulamalarına, vatandaşımızın duyarlılıklarının yansıtılmasını hedefliyoruz." 7 sivil toplum kuruluşuyla birlikte Sürdürülebilir Çevre Platformu'nu oluşturduklarını söyleyen Nuhoğlu, "Bu platform aracılığıyla sürdürülebilirlik bilincini oluşturmayı hedefliyoruz. Bu kapsamda platform olarak ürün, süreç ve kurum bazında AB Çevre Ödülleri'nin sürecini destekliyor, kuruluşlarımızı ödüle aday olmaya teşvik ediyoruz" dedi.
Nuhoğlu, Türkiye'de 2004 yılında kişi başı günlük 8,60 kg olan CO2 salınımının hızla artmasına dikkat çekebilmek için yeni bir proje başlattıklarını söyledi. Nuhoğlu, "Bu yıl kongre katılımcılarını, kongreye katılarak neden oldukları CO2 salınımı hakkında bilgilendiriyor; bu salınımı dengelemek için Doğal Hayatı Koruma Vakfı'nın Orman Programı'na katkıda bulunmalarını öneriyoruz" diye konuştu.
Çetin Nuhoğlu, "Bugün imza atan 35 kuruluş ile daha da büyük bir Küresel İlkeler Sözleşmesi ailesi olduk. Yaşanabilir bir dünyada daha rekabetçi olmak için birlikte çalışmaya devam etmeliyiz. Kurumsal vicdanlarımız, yaptıklarımızın takipçisi olmalı, sözlerimiz kağıt üzerinde kalmamalı, günlük işlerimize yansıtılabilmeli. Kurumsal vicdanlarımızın yanı sıra toplumsal bir gözetim mekanizmasına da ihtiyaç var. Bu mekanizma ile Küresel İlkeler'in uygulanmasını sağlayabiliriz. Yasalar, yönetmelikler bu tür bir kontrolün sağlanmasında yetersiz kalacaktır; hiçbir kurum kontrol işlevini tek başına yapamaz. Sistemin katılımcı bir ortak girişimle kurulması gerektiğini düşünüyorum. Bu konuda iş dünyası, sivil toplum kuruluşları, medya, kamu kuruluşları birlikte çalışmalılar. KalDer de bu anlamda üzerine düşeni yapacaktır. Buradan sizlere bunun sözünü veriyorum" dedi. Nuhoğlu geceye emeği geçen herkese teşekkür ederek konuşmasını tamamladı.
Küresel İlkeler Sözleşmesi'ni 31 Mart 2006'da dönemin BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın katıldığı bir törenle imzalayan Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa V. Koç da, böyle bir etkinliğe sponsor olmaktan mutlu olduklarını belirtti. Koç, topluluk olarak ilkeleri imzalama sebeplerini şöyle sıraladı:
"Her şeyden önce küresel ilkeler kurucumuz Vehbi Koç'un ilkeleri ile paralel bir yaklaşım taşımaktadır. İkinci ana neden, dünya şirketi olma hedefimiz doğrultusunda dünyadaki en iyi uygulamaları bünyemize yansıtabilme çabamız ve şu anda bile pek çok girişimimiz olmasına rağmen daha gidecek çok yolumuz olduğunu bilmemizdir. Son olarak da, sorumlu işletmecilik alanında önerdiği sistematik ve verimli model ile çalışmalarımızı daha ileri boyutlara taşımamızın yolunu göstermesidir. Koç Topluluğu olarak biz bu açılardan hareket ettik. Topluluk olarak bu ilkeleri günlük işlerin bir parçası olarak ve daha güzel uygulamalarla hayata geçirebilmek için mevcut durumun resmini çıkarıyoruz. Ardından, bu süreçleri tüm değer zincirimize, yani iş ortaklarımız, bayilerimiz ve tedarikçilerimize yayarak çarpan etkisi ile toplumsal katkı oluşturmayı hedefliyoruz."
Mustafa V. Koç, Küresel İlkeler Sözleşmesi'nin başarısı için özel sektör, STK'lar, vatandaşlar ve BM ile işbirlikleri geliştirilmesi gerektiğini dile getirerek, devletlerin liderliğinin önemine dikkat çekti. Koç, "Özellikle de bizimki gibi gelişmekte olan ülkelerde devletler, bu sürece daha etkin bir biçimde katılmalıdır. Devlet, sağlam bir hukuki ve yargısal çerçeve ile etkin yönetim mekanizmalarını sağlayarak, katılım ve liderlik göstermezse işletmelerin yapabilecekleri sınırlıdır. Bu; şeffaflık, yolsuzluk, kayıt dışı ekonomi ve haksız rekabet konularında özellikle geçerlidir" dedi.
Mustafa Koç, hayatta hiçbir şeyin garantisi olmadığı gibi, bu ilkelerle de küresel bazı dengesizliklerin tümden ortadan kalkmasının söz konusu olmayabileceğini ama değişimin bir yerden başlatılması gerektiğini ve bunun denenmeye değer bir süreç olduğunu ifade etti.