4
Mayıs
2024
Cumartesi
İSTANBUL

Marmara Cafe, Restaurant'laşıyor

İstanbul denilince ilk akla gelen yer Taksim Meydanı'dır. Meydanda adeta bir kule gibi yükselen The Marmara Oteli, tarihe tanıklık etmiş mekânlar arasında yer alır. Otelin giriş katında bulunan Marmara Cafe ise ünlülerin uğrak yeridir. Ama bu efsane kısa bir süre sonra bitecek, kafe, restoran olacak.

İstanbul’da, bazı semtler ya da mekânlar ünlü kişilerin isimleriyle birlikte anılır. Barış Manço deyince akıllara Moda gelir. Tevfik Fikret ismi, Aşiyan’la ikiz kardeş olmuştur adeta. Attila İlhan’ın Divan Pastanesi’ndeki masası, en az şiirleri kadar nam salmıştır. Bazı mekânlarda ise durum biraz farklıdır. Bu yerler, aynı anda birden fazla ünlüye misafirlik etmenin ağırlığını omuzlarında taşır.

Taksim’deki Marmara Cafe, tam da bu tarife uyan bir buluşma noktasıdır. Kimler yoktur ki buraya gün aşırı uğramayan. Hilmi Yavuz, Rutkay Aziz, Uğur Dündar, Lale Mansur, Selda Alkor… Ama ünlüler arasındaki bu ‘The Marmara Cafe’ efsanesi, maalesef kısa bir süre sonra son bulacak. Çünkü Marmara Cafe’nin yerini aylık 85 bin Euro’ya kiralayan Doors Grup, burayı restorana dönüştürecek. Böylece İstanbul’la sembolleşen kafe, müdavimlerinin zihninde yaşamaya başlayacak.

Bu durumdan en fazla rahatsız olanlardan biri de edebiyatçı Hilmi Yavuz. 1990 yılında açılan kafe, ikincsi bir ev olmuş, adeta Yavuz’a. Kitabını burada okuyor, dostlarıyla burada buluşuyor, kahvesini içiyor, gazetesini okuyor, kısacası burada yaşıyor. Marmara Cafe’ye yaklaşık 15 yıldır aralıksız olarak her gün uğramaya çalıştığını söyleyen Hilmi Yavuz, bu süre içerisinde kafenin iki kez tadilata uğradığını anlatıyor. İlkinde belirli oranda genişletilen kafe, ikinci tadilatta ise birazcık boyut değiştirmiş. Son düzenlemeden bir hayli rahatsız olan Yavuz, “Güzelim çini süslemeli masalar kaldırıldı. Yerine çok sıradan tahta masalar konuldu. Kendine özgü albenisi olan içyapı değiştirildi.” diyor. Attila İlhan’ın da, ölümünden birkaç yıl önce yine böyle bir nedenden dolayı Divan Pastanesi’ni bıraktığını belirten Yavuz, kendi kaderini Attila İlhan’ınkine benzetiyor ve “Biz de artık mart ayından sonra kendimize yeni bir yerler bakacağız.” ifadelerini kullanıyor. Yavuz’un buraya ait unutamadığı hatıraları da var elbette. Bunların başında ise 30 Aralık 1994 tarihinde The Marmara Oteli’ne düzenlenen bombalı saldırı geliyor. Yavuz’un değerli dostu Onat Kutlar, saldırı sonucunda ağır yaralanır ve kısa süre sonra hayatını kaybeder.

Kafe, en çok da Uğur Dündar üzerinde derin izler bırakmışa benziyor. 2001 yılındaki ekonomik kriz sonrasında Star Televizyonu’ndan ayrılan ve bir süre işsiz kalan Dündar, kafeyi adeta ikinci adresi olarak seçmiş. Kendisi gibi işten çıkarılan arkadaşlarıyla birlikte kafede vakit geçiren Dündar, “Burası benim ve arkadaşlarımın, hayaller kurduğu, üzüldüğü, belki biraz da sevindiği bir yerdi. Kafe, o dönemde adeta işçi bulma kurumu gibiydi!” yorumunu yapıyor. İkinci tadilat sonrasında kafenin eski sıcaklığını kaybettiğini belirten Uğur Dündar, değişiklikten sonra, Taksim’in bu gözde mekanından eline eteğini çekmiş. Şu aralar, sadece dostlarının ısrarıyla mekâna giden Dündar, ortak kültüre mal olmuş sembol bir ismin öyle kolayca değiştirilmemesi gerektiğine vurgu yapıyor.

zaman/Bünyamin Köseli
Yayın Tarihi : 9 Şubat 2008 Cumartesi 17:11:33
Güncelleme :9 Şubat 2008 Cumartesi 17:22:44


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?