7
Mayıs
2024
Salı
İSTANBUL

Metin Kaplan hakim karşısında

Fatih Camii ve Anıtkabir’e uçakla saldırı hazırlığı yaparken yakalanan kişileri azmettirmesinin de aralarında bulunduğu 13 ayrı suçtan yargılanan Metin Kaplan, hakkındaki iddiaların gerçek dışı olduğunu öne sürerek, "Alnımız açık çünkü hırsız değiliz, soyguncu değiliz, hortumcu değiliz, kapkaççı değiliz, devleti de dolandırmadık, yalnız ’Allah birdir’ dedik" ifadelerini kullandı.

Almanya’dan sınır dışı edilen ’Karases’ lakaplı Metin Kaplan’ın yargılanmasına bugün İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ediliyor. Bayrampaşa Cezaevi’nde tutuklu bulunan Kaplan, yoğun güvenlik önlemleri altında adliye binasına getirildi. Duruşmaya, Kaplan’ın Almanya’dan gelen avukatı Fr. Nauwann Ingoberg ve Almanya’dan gelen gözlemciler de katıldı.

Sanık avukatları Hüsnü Tuna ve İsmet Koç, Kaplan hakkında hazırlanan 13 ayrı iddianamenin tek bir iddianame haline getirilmesini ve Kaplan’ın tek bir suçtan yargılanmasını talep etti. Mahkeme heyeti, avukatların bu talebini reddetti. Daha sonra mahkeme heyeti tarafından Metin Kaplan’a yasal hakları hatırlatıldı. Geçen celse savunma yapmayan Metin Kaplan, bu duruşmada 9 sayfalık yazılı savunmasını okudu.

’Müdafaname’ başlıklı savunmasında sık sık Kuran’ı Kerim’den ayetlere yer veren Kaplan, hakkındaki iddiaları reddetti. Kaplan, "Terör ve terörist suçlamasını kabul etmiyorum. Müslüman’ım elhamdülillah. İslam dini terörizme izin vermez, teröristler Müslüman olamaz ve bu iki kavram birbirine tamamen zıttır. İddianamenin birinde Türkiye’yi ’darülharp’ olarak nitelendirdiğimiz söyleniyor. Türkiye darülislamdır. Müslüman’ın insanları öldürmek gibi bir görevi ve hakkı bulunmamaktadır. Hakkımdaki iddialar gerçek dışıdır, komplodur" dedi.
Hakkındaki suçlamaların dayandığı bir temel bulunmadığını ifade eden Kaplan, "Bizi suçlayanlar, Mardin Kızıltepe’de infaz edilen 10 yaşındaki küçük çocuğu terörist olarak ilan edip, rapor hazırlayanlardır. Yaptığımız çalışma tamamen bir tebliğ faaliyetidir. İslam’ı tebliğ etmek görevimizi yerine getirdim. Tebliğ görevini yerine getirmemek, Allah’ın lanetine uğramaktır. İslam hem din, hem devlettir. Bizler kitleleri sulh ve barışa sevk eden insanlarız. Biz bölmek değil, insanları birleştirmek istiyoruz. İslami Cemiyetler ve Cemaatler Derneği, İslam yasalarına göre kurulan bir cemaattir. Bu kuruluşun bugüne kadar karışmış olduğu herhangi bir terör olayı yoktur. Silahlı örgüt olması da mümkün değil. Çalışmalarımızda ölçü olarak Kuran’ı, örnek olarak da peygamberi almış olan bir kuruluşun böyle adlandırılması haksızlıktır. Anıtkabir’e intihar saldırısı eylemi planladığımız söyleniyor, bu meselenin bizimle ilgisi yoktur. Bu tür olayları asla tasvip etmiyoruz. Hilafet meselesi ise tamamen İslami bir meseledir, İslam alemini ilgilendirir" diye konuştu.

Savunmasında, cihat denilince akla önce savaşın geldiğini belirten Kaplan, bunun yanlış olduğunu söyledi. Kaplan, "Cihat sözle de olur ve bizim şu anda yaptığımız savunma da bir cihattır. Silahla yapılan en son olanıdır. O da dünyayı zulümden kurtarıp, adaleti sağlamak için yapılır. Yüzyıllar önce peygamberimizin başlattığı kutsal cihadı biz sadece gündeme getirmişizdir. Kavramlar yanlış telaffuz ediliyor. İslam’la terör özdeşleştiriliyor. Cihatla savaş birbirine karıştırılıyor. Bütün bunlar İslam’ı kötülemek için yapılıyor. Irak’ta vahşet yapanlar değil, vahşete karşı duranlar terörist ilan ediliyor. Sürekli terim kargaşası yaşanıyor. Dinci diye hitap ediliyor. Dinci yanlış bir terimdir, doğrusu dinidir. İslam sadece namaz kılmak, oruç tutmak, hacca gitmek değildir. İslam’ın kendine özel bir siyaseti vardır. Devletsiz İslam düşünülemez. Din ile devlet ikiz kardeştir. Suçlamalar anlamsız ve yersizdir" ifadelerini kullandı.
Kaplan, savunmasını şöyle tamamladı:

"Alnımız açık çünkü hırsız değiliz, soyguncu değiliz, hortumcu değiliz, kapkaççı değiliz, devleti de dolandırmadık, yalnız ’Allah birdir’ dedik. ’Tesettür İslam’da farzdır’ dedik. İslam’ın laik düzenle bağdaşmadığını düşünüyorum. Eğer bağdaşmıyorsa uygun bir devlet kurmak, Müslüman kadın ve erkeğin görevidir. Biz millet düşmanı değiliz, vatan haini de değiliz. Mehmetçikler de bizim insanımızdır. İnsanca ve İslami hassasiyetimizle yaşamak istiyoruz. Bu milletin radikal ve ılımlı İslam diye ayrılmasına karşıyız. Hani düşünce özgürlüğü vardı, hani AB’ye giriyorduk. Bizim düşüncelerimizden rahatsız olsanız bile katlanmanız gerekmiyor mu? İnsanların konuşmasından bu kadar korkmanın nedenini anlamakta güçlük çekiyorum. Fikirlerin çarpışmasından asla korkulmasın."
Savunması sırasında sesini yükselten Metin Kaplan’ı, mahkeme başkanı uyardı. Kaplan, "kulağımız duyuyor" diyerek kendisini uyaran mahkeme başkanından özür diledi. Duuşma sonunda beraatini istemeyen Kaplan'ın yargılandığı duruşma ertelendi.

İstanbul
Yayın Tarihi : 20 Aralık 2004 Pazartesi 11:28:31
Güncelleme :20 Aralık 2004 Pazartesi 17:08:25


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?