1
Mayıs
2024
Çarşamba
İSTANBUL

Özgürlük ve güvenlik tartışıldı

Uluslararası Avukatlar Birliği (UIA) Yakın ve Orta Doğu Temsilcisi Sami Akl, ABD’nin bölgedeki varlığının giderek daha müdahaleci hale gelmeye başladığını vurgulayarak, hukukçuların 11 Eylül saldırılarını şiddetle kınadıkları gibi, Afganistan ve Irak işgallerini de kınamaları gerektiğini söyledi. ABD Batı Kentucky Bölge Hakimi Charles R. Simpson, “Terör ne zaman yeni bir yaklaşım ortaya çıkarsa biz de yeni bir güvenlik katmanı yaratıyoruz” dedi. İstanbul Barosu Başkanı Kazım Kolcuoğlu, terörle mücadele gerekçe gösterilerek insanın insan olmasından kaynaklanan haklara dokunulmaması gerektiğini söyledi. Lahey Adalet Divanı Yargıcı Mehmet Güney özgürlük ve güvenliğin hukuka bağlı ülkelerde yeşerebileceğini vurguladı. Bükreş Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Mihai Tanesescu 11 Eylül sonrasında avukatların mesleki sırlarını güvenlik nedeniyle yetkililerle paylaşmasını talep eden yasal düzenlemeler yapılmasını eleştirdi. 

İstanbul Barosu, 129’uncu yıl kutlamaları ve Avukatlar Günü kapsamında bir panel düzenledi. İstanbul Üniversitesi (İÜ) Rektörlük Binası Doktora Salonu’nda gerçekleştirilen “Yeni Gelişmeler Işığında Özgürlük ve Güvenlik” başlıklı panelde, özellikle 11 Eylül sonrası yaşanan hukuki açmazlar irdelendi. 

UIA Yakın ve Orta Doğu temsilcisi Sami Akl ise, hukukçuların 11 Eylül saldırılarını şiddetle kınadıkları gibi, Afganistan ve Irak işgallerini de kınamaları gerektiğini söyledi. Akl, ABD’nin bölgedeki varlığının giderek daha müdahaleci hale gelmeye başladığını ifade etti.
ABD Batı Kentucky Eyaleti Bölge Hakimi Charles R. Simpson ise dünyada terörizmin ilerlemesinin özgürlüğünü seven toplumlar için sorun teşkil ettiğini söyledi. “Terör ne zaman yeni bir yaklaşım ortaya çıkarsa biz de yeni bir güvenlik katmanı yaratıyoruz” diyen Simpson, bu gerilimin artmasının endişe verici olduğunu kaydetti. 

Terör konusunda herkesin büyük bir tehdide maruz kaldığını kaydeden Simpson, “Bu üniforma giymeyen ve nefret dolu bir düşman. Ona karşı nasıl bir tepki vereceğimiz nasıl bir dünyada yaşayacağımızın da cevabını verecektir” diye konuştu.
İstanbul Barosu Başkanı Avukat Kazım Kolcuoğlu, ABD’nin terörü yaratan olayların ortadan kaldırılması için gerekli çabaları göstermek yerine, ‘Teröre karşı olan ve olmayan’ diye yapay ayrımlarla dünyayı ikiye böldüğünü söyledi. Kolcuoğlu, ABD’nin bu tutumundan sonra pek çok ülkenin de teröre karşı hukuka uygunlukları tartışmalı olan iç düzenlemelere gittiğini belirtti.
Tarihsel süreç içerisinde, güvenlik unsurunun temel hak seviyesine yükseltilse de, çoğu kez özgürlükten taviz verildiğinin görüldüğünü kaydeden Kolcuoğlu, şöyle konuştu: 

“İnsan güvenlik ve barış içinde özgürlükleri kullanabilir. Uluslararası sözleşmelerle birinci kuşak ve ikinci kuşak haklar güvence altına alınmıştır. Bunların yanında dayanışma hakları olarak adlandırılan, barış hakkı ve sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı gibi haklar da bireyler için yaşamsal önemdedir.”
Kolcuoğlu, “Terörle mücadele gerekçe gösterilerek masum insanları hedef alan, yıldırma ve korkutma amaçlı, devredilmeyen ve vazgeçilmeyen, insanın insan olmasından kaynaklanan haklara dokunulmamalıdır” diye konuştu.
Lahey Adalet Divanı Yargıcı Mehmet Güney ise özgürlük ve güvenliğin hukuka bağlı ülkelerde yeşerebileceğini söyledi. Özgürlük ve güvenliğin, devletlerin ulusal barıştan hemen sonra gelen önceliği olduğunu kaydeden Güney, bu kavramların 2’nci Dünya Savaşı’ndan sonra ayrıca evrensel bir nitelik kazandığını bildirdi. Güney, özgürlük ve güvenliğin olmadığı yerde halkta korku ve güvensizlik tohumlarının yeşereceğini ifade etti.
Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Turgut Tarhanlı ise, özgürlük ve güvenlik kavramlarını ancak özgürlüğün bulunduğu bir düzen içinde tartışmanın söz konusu olabileceğini söyledi. Bu konuda tartışmak için “Güvenliği korumak amacıyla alınan tedbirlerin özgürlük üstündeki etkisi ne olmalıdır” sorusunun sorulması gerektiğini kaydeden Tarhanlı, demokratik toplumlarda sınırlamanın meşru sınırları olduğunu belirtti.
11 Eylül sonrası bu konunun özellikle gündeme geldiğini anımsatan Tarhanlı, daha büyük bir iyilik için daha küçük bir ihlalde bulunulamayacağını vurguladı.
Bükreş Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Mihai Tanesescu da, avukatlık mesleğinin son dönemde yaşanan gelişmelerden sonra pek çok saldırıyla karşı karşıya kaldığını bildirdi. Avukatların mesleki sırlarını güvenlik nedeniyle yetkililerle paylaşmasını talep eden yasal düzenlemeler olduğunu ifade eden Tanesescu, bu durumun pratiğin bir parçası haline gelmeye başladığını ifade etti.
“Demokratik sistemin temeli olan hukuk sisteminin ortadan kaldırılması, masanın dört ayağından birini kesmek gibidir” diyen Tanesescu, mesleğin temelini oluşturan değerler sisteminin sarsıldığını kaydetti.
Bükreş Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Muhammed Rıza Moctehidi ise“Özgürlük bir bütün olduğu gibi sınırlı olması da düşünülemez” dedi. Özgürlüğün adalet ve mutluluğu araştırma savaşçısı olduğunu belirten Moctehidi, aç, çıplak, okuma yazma ve doğal haklarını bilmeyen bir insanın özgür olamayacağını söyledi.
Özgürlük ve güvenliğin insan haklarına dahil olduğunu belirten Moctehidi, kimsenin onları alma hakkı da olmadığını belirtti.
Gülay Özata
Yayın Tarihi : 9 Nisan 2007 Pazartesi 09:56:32


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?