6
Mayıs
2024
Pazertesi
İSTANBUL

Prof. Dr. Ercan 'İstanbul'da kızılca kıyamet kopmayacak'

İstanbul’da dün akşam saatlerinde meydana gelen 4.0 büyüklüğündeki depremin ardından, İHA muhabirine açıklamada bulunan Prof. Dr. Ahmet Ercan, deprem gerçeğini ve halkı bekleyen tehlikeleri anlattı.

Dün meydana gelen depremin, Deprem Şurası’nın olduğu bir güne denk geldiğini söyleyen Prof. Dr. Ercan, "Depremin büyüklüğü 4.0 olarak kaydedildi. Ana merkezi, Adalar’ın güneyinde, tam Kuzey Anadolu kırığının 1999 depreminde Yalova’da çatal yaptığı yerde oldu. Burada yaşanan, boşalmayan bir gerilimin boşalması olayıdır. Artçı demeye hiç gerek yok. Bu konuda tartışmak bile anlamsız. Marmara’nın gerildiğinin belirtilerinden biridir. Küçük bir deprem daha büyük bir depremi tetiklemez. Bu deprem Marmara’da bir gerilme olduğunu belirtir, artçı ya da öncü diyemeyiz. Jeofizik Mühendisleri açısından önem taşır. Bu depremi inceleyerek, kırılmanın işleyişini, depremin odak derinliğini öğreniyoruz. Halkı ilgilendiren bir yönü yok" dedi.

İstanbul’da son 2300 yıllık istatistiklere göre, yüzde 71 olasılıkla 6.5’lik bir deprem olacağını, yüzde 24 olasılıkla da 7-7.2 arasında bir deprem meydana geleceğini belirten Ercan, "İstanbul’da bazılarının söylemiş olduğu gibi 7.5’lik bir depremin olma olasılığı yüzde 1’den daha düşük bir ihtimal. Son yaptığım araştırmalara göre, Gölcük depreminden sonraki kırılmanın çatal biçimde olduğunu ve Adalar depreminin olduğunu söylemiştim. Dolayısıyla kırık boyu küçülmüştür. Kırık boyutu 7.5 şiddetinde bir depremi oluşturacak bir güçte değildir. Onun için İstanbul’da beklenen iki tane deprem vardır. Bunlardan biri Sivriada Bakırköy yönünde 6.4 şiddetinde. Bu 1894 depreminin yinelenmesi olacaktır. Bir tanesi de Silivri Körfezi ile Tekirdağ Körfezi arasında, Marmara Ereğlisi’nin önünde, 7.2 şiddetinde olacaktır. Bu da aşağı yukarı 1912 depreminin yinelenmesi olacaktır.

Enerji birikmesi ve gerilim birikmesi dışında herhangi bir çalışma yapılmamaktadır. Bizim yaptığımız çalışmalara göre, 6.4’lük depremin süresi çoktan dolmuştur. Bu deprem her an olabilir. Yerde yaklaşık 3 metrelik bir kayma belirtisi vardır. Ancak 7.2 şiddetindeki deprem için ise duyarlı yıllar 2007 yılından itibaren başlıyor. 2025 ile 2035 arasında son buluyor. Biz bu iki depremi en geç 2035 yılına kadar yaşayacağız. Eğer fay hattı iki parça değil de tek parça olarak kırılırsa, 7.5 şiddetinde bir depremin 2100 yılından önce olma olasılığı yok. Benim kişisel kanaatim. Kendi çalışmalarıma göre büyük deprem beklemiyorum" şeklinde konuştu.

"İSTANBUL’UN HAZIR OLDUĞU DEPREMİN BÜYÜKLÜĞÜ 5.7’DİR"
İstanbul’un belli büyüklükte bir depreme hazır olduğunu, bunun büyüklüğünün de 5.7 olduğunu ifade eden Ercan, "Bu büyüklükte bir deprem olursa bazı yapılarda bir çatlama olacaktır ama herhangi bir göçme olmaz. İstanbul 7.5 şiddetinde bir depreme hazır değildir. Eğer olursa 75 bin ile 120 bin arası insan ölecektir. 50-60 bin civarında da yapı çökecektir. İstanbul böyle bir depreme hazır değildir. İstanbul’daki yapıların yüzde 75’i C türü, yüzde 16’sı B türü, yüzde 2’si de A türü yapılardır. 6.4 şiddetindeki deprem kırılma noktasının bulunduğu yerde olacaktır. Eğer 6.4 şiddetinde bir deprem olursa, yapıların yüzde 2’si ağır hasar görecek, bir kısmı da çökecektir. Şiddetli bir deprem olursa Türkiye ekonomisi bu yükün altından kalkamaz. En çok da Marmara kıyıları etkilenir. Gölcük depremini görmüş olan bölgeler, depremden daha fazla etkilenecektir. Avrupa yakasında; Eminönü, Fatih, Bakırköy, Zeytinburnu, Küçükçekmece, Avcılar, Yakutlu, Gürpınar, Büyükçekmece ve Esenyurt, Anadolu yakasında; Kartal, Rahmanlar, Pendik, Tuzla ve deniz kıyıları hasar görecek bölgelerdir. Özellikle Esenyurt ve Küçükçekmece binaların kötü olması nedeniyle fazla hasar görecektir. Depremin süresi ise bazılarının söylediği gibi 2 dakika değildir. Hiç bir zaman bu kadar olmaz. 6.4’lük depremin süresi 16-18 saniyedir. 7.2 şiddetindeki depremin süresi ise 25 saniyedir" şeklinde bilgi verdi.
Prof. Dr. Ahmet Ercan, sözlerini şöyle tamamladı:

"İstanbul hiç bir zaman kızılca kıyamet kopmayacaktır. Mesela bizde Tusinami olmaz. En fazla deniz üzerinde 2.5 metrelik dalgalar oluşur. Bizim denizlerimiz açık değil, iç deniz. Zaten şu an Dolmabahçe’de deniz kenarındayız. En fazla ayaklarımız ıslanır. Yapılan araştırmalar da Marmara’da hiçbir zaman büyük dalgaların oluşmadığını gösteriyor. Benim insanlara tavsiyem, deprem olduğu zaman deniz kenarından uzak dursunlar. Adnan Menderes zamanından başlayarak kıyı dolguları yapılmıştır. Bu dolgular dalgaları engelleyecek bir görev üstlenecek. Mahalle mahalle nerelerin yıkılacağını da biliyoruz. Gerek Bakanlar Kurulu’na gerekse yerel yönetimlere tavsiyemiz, madem yıkılacak yerler belli, buradaki binaları deprem yıkmadan biz yıkalım. Yerine depremde yıkılmayacak binalar yapalım. Bu önerimiz gerçekleştirilinceye kadar insanlara yapılarına baktırmasını, evlerinde deprem çantası bulundurmalarını ve bina içinde kitaplık gibi sabit duran eşyaları sağlamlaştırmalarını tavsiye ederim. Kimse paniğe kapılmasın, sakin davransınlar."

İSTANBUL (İHA) -
Yayın Tarihi : 30 Eylül 2004 Perşembe 17:43:12


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?