2
Mayıs
2024
Perşembe
İSTANBUL

Rauf Denktaş, İstanbul'a geldi

KKTC eski Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Bülent Ecevit'in Kıbrıs Barış Harekatı'nı tüm dünyayı karşısına alarak gerçekleştirdiğini belirterek, "Kendisine çok şey borçluyuz. Kıbrıs Türkü hayatını borçludur. Barış harekatını yapmamış olsaydı bugün Kıbrıs'ta tek bir Türk kalmayacaktı" dedi.
 
Kıbrıs'a gitmek üzere Dalaman'dan İstanbul'a gelen KKTC eski Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Atatürk Havalimanı Devlet Konuk Evi'nde düzenlediği basın toplantısında, eski Başbakan Bülent Ecevit'in ölümü nedeniyle Türk milletine başsağlığı diledi. Bülent Ecevit'in arkasında Atatürk gençliğinin takip edeceği derin bir iz bıraktığını belirten Denktaş, "Bir liderden beklenen her şey kendisinde vardı. Doğruydu. İşini halletmek için, günü kazanmak için yalana başvurmamıştır. Kararlıydı, vizyonu vardı ve milli davalarda kırmızı çizgileri vardı. Kıbrıs meselesine bakış açısı tarihi bir bakış açısıydı" dedi.
 
Ecevit'in Kıbrıs'ın Türkiye'nin güvenliği için ne kadar gerekli olduğunu sık sık vurguladığını söyleyen Denktaş, "Barış harekatını bütün dünyayı karşısına alarak gerçekleştirdi. Çünkü milli bir davaydı. Türkiye'nin güvenliği ile ilgiliydi. Türkiye'nin namus ve şeref meselesiydi. Kendisine çok şey borçluyuz. Kıbrıs Türkü hayatını borçludur. Barış harekatını yapmamış olsaydı bugün Kıbrıs'ta tek bir Türk kalmayacaktı"diye konuştu.
 
Rauf Denktaş, Kıbrıs Barış Harekatı'nın yapıldığı dönemde Bülent Ecevit ile aralarında geçen konuşmaları da basın mensuplarına anlattı. Denktaş, şunları söyledi:
 
"Kendisi ile benim ilk temasım ilk Başbakan oluşundadır. Elimde kapsamlı bir rapor ile makamında görüştük. Rum lideri Makaryos Yunanlılar tarafından iki kez öldürülmeye çalışılmış ancak başarılı olunamamıştı. Kavga Makaryos'un kralcı oluşuydu. Cunta bunu hazmedemiyordu. Yine benzer bir suikast girişiminin olacağı aşikardı. Raporda da 'Makaryos'u öldürerek Enosis'i ilan edecekler. Yaptıklarında hazır mıyız. Ne yapacağız nasıl hareket edeceğiz' deniyordu. Sayın Ecevit raporu okudu ve 'Bütün raporunuzla hemfikiriz. Türkiye her ihtimale karşı hazırdır merak etmeyiniz' dedi. Darbe yapılınca hemen ben kendisine mesajlar göndermeye başladım. Halkıma 'aman karışmayın' diyor, sayın Ecevit'e 'Eenosis darbesi başlamıştır aman imdat' diyordum. Amerikalılar Nikos Sampson'u tanımaya başladılar. Ben heyecanla daha acı bir mesaj çektim 'vakit geçiyor tanırlarsa bir şey yapamayacağız' dedim. Cevap yazdı 'Sayın Denktaş'a duyurunuz endişe etmesin. Hükümet konjonktürü hazırlıyor' diye. Bundan ben harekatın başlayacağını anladım".
 
Büyükelçi Asaf İnan'a konuyu anlattığını belirten Denktaş, şöyle devam etti:
 
"Asaf Bey'e 'Gelecekler dedim' 'Nerden anladın' dedi. Kendisine hatırlattım, 'İki ay önce ben sana bir sabah geldim heyecanla. Akşam Atatürk'ü rüyamda gördüm dedim. Atatürk Girne kapısından bir grupla giriyordu. Kendisine yürüdük yalvardık paşam bizi kurtar dayanamıyoruz. Gözlerimin içine bakarak 'konjonktüre dikkat et Denktaş konjonktür önemlidir' demişti. Geldim sana söyledim. Akşam Atatürk ile konuştum diye başlayınca çıldırdığımı zannettin. Halbuki etle kemikle insanla konuşan rüyanın üstünde bir şeydi. Konjonktür Atatürk'den konjonktür Ecevit'den. Gelecekler bu tamamdır' dedim ve öyle oldu" 

Harekatın olacağından bir gün önce kendisinin Büyükelçiliğe çağırıldığını belirten Denktaş, "Bana 'Beklediğin gün geliyor yarın sabah 5'de gelecekler' denildi. Kucaklaştık, ağlaştık ve ertesi günün hazırlığını yaptık. Ama aramızda bir saat fark vardı. Saat 5 geldi geçti bir şey yok. Ben hayatımın en acı, en korkunç bir saatini o bir saat içerisinde yaşadım. Acaba geri mi döndüler diye. Saat 6'da top sesleri gelmeye başladı. Karaoğlan sözünü tutmuştu. Milli davada söz vermişti, gereğini yapmıştı. Türk milletinin namusu şerefi addedilen ve güvenliği için önemini bildiği bu milli davada gereğini yaptı. Kahraman bir insandı. Milletperver bin insandı. Allah rahmet eylesin" şeklinde konuştu.
 
Konuşmasının sonunda Avrupa Birliği-Türkiye ilişkilerine de değinen Denktaş, "Tren kazası olacak. Tren kazası oluyor deniliyor. AB, 'Rapor aleyhinize çıkmasın diye bir şey daha verin' şeklinde bir yöntem uyguluyor. Türk hükümeti, raporun kötü çıkmasından korktuğunu hissettirdiği sürece raporlar korkutarak çıkacak. Korkmamak lazımdır. Haklı davayı korumak lazımdır ve meşru hükümet olarak aldıkları Rum idaresinin hiçbir şart altında Avrupalı olmadıklarını, Avrupa normlarına uygun olmadıklarını, terörist bir idare olduğunu, insan haklarını çiğnediklerini, anayasayı çiğnediklerini, toplu mezarlar yapımcıları olduklarını devamlı suretle vurgulayarak AB'yi utandırmak lazımdır. Milli çizgimiz merhum Ecevit'in çizdiği kırmızı çizgidir. Bu yanlışı ortadan kaldırmak için milli davamıza sımsıkı sarılmak lazımdır.
Ecevit'in eser addedilen hürriyetimiz ve bağımsızlığımızın gündeme geldiği bugünde Ecevit'in kemiklerini de sızlatmayacak şekilde milli davamıza, kırmızı çizgimize sahip çıkalım diyorum" dedi.
İHA
Yayın Tarihi : 7 Kasım 2006 Salı 15:51:32


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?