3
Mayıs
2024
Cuma
İSTANBUL

Reina'da tek gündem kriz

Zaman zaman Türk ve dünya sosyetesini ağırlayan Reina da krizden etkilenince müşteri sayısında yüzde 30'luk düşüş oldu. Reina'nın sahibi Mehmet Koçarslan, Reina'ya gelenlerin parasızlıktan değil ama moralsizlikten azaldığını söylüyor.

Paris Hilton'dan Cecilia Sarkozy'e, Gürcistan Başbakanı'ndan Makedonya Başbakanı'na kadar İstanbul'a gelen sanatçı ya da siyasetçi ünlülerin uğramadan ayrılamadığı bir mekân Reina. Türkiye'de yatırım yapmayı planlayan ya da ortaklık görüşmeleri yapmaya gelen ünlü işadamlarının da uğrak yeri. Türkiye'nin en ünlü restoran zincirlerinin yer aldığı Boğaziçi Köprüsü'nün hemen altındaki Reina, Türk sosyetesinin ve sermayesinin de vazgeçilmezleri arasında. Hatta Fortis Bank ve Dexia'nın CEO'larının "Türkiye'ye gelmemizde Renia'nın katkısı var" dedikleri bile söyleniyor!

Peki dünyayı çalkalayan küresel kriz Reina'yı nasıl etkiledi? Reina'nın sahibi Mehmet Koçarslan, kriz yüzünden müşterilerinin moralinin kalmadığını söylüyor. Reina'ya gelenlerin parasızlıktan değil ama moralsizlikten azaldığını söyleyen Koçarslan, "Yüzde 30'a yakın düşüş var" diyor.

Reina'nın, işini bağlamak isteyen yatırımcının yabancı müşterisini getirdiği bir mekân olduğunu da hatırlatan Koçarslan, yapılan sohbetlere dayanarak gelişmeleri şöyle anlatıyor:

"Tasarruf tedbirleri başladı. Herkes tedbir almaya çalışıyor. Genel olarak küçülmeden söz ediyorlar. Dikkatli olmak zorundalar. Her akşam yabancı yatırımcılar gelirdi. Artık yabancı yatırımcı da kesildi."
Reina'daki gelişme, aslında krizin günlük hayata ne kadar yansıdığının önemli bir göstergesi.

İtalyan KOBİ'ler AB fonuyla yerel ürünlerini tanıtıyor

Salam, peynir, şarap, zeytinyağı.. İtalya'nın güneyinden küçük ve orta ölçekli firmaların oluşturduğu bir konsorsiyumun, CNR'da sergilediği ürünlerden söz ediyorum. Puglia bölgesinden İstanbul'daki Gıda Fuarı'na katılan 15 şirket, 5 ticaret odası ve Lecce Üniversitesi'nin oluşturduğu konsorsiyum, kriz ortamında bunalan Türk şirketleri için de ilginç bir örnek olabilir.

Consorzio Puglia Senza Frontiere adını verdikleri konsorsiyumu oluşturan şirketlerin temsilcisi olarak fuara Marco Bolognini ve Pınar Bolognini gelmiş.
Marco Bolognini, 600 yıldır şarap üreten bir aileye mensup. Babasının resmi de şarap şişelerinin üzerinde yer alıyor. Bolognini, fuara daha önce de katılmış ve karısı Pınar Hanım sayesinde Türkiye'yi de çok yakından tanıyor. Konsorsiyumun kuruluşunu şöyle anlatıyor Bolognini:
"Puglia bölgesinde gıda ürünleri üreten 15 şirket bir araya geldik. Avrupa Birliği'nin bölgelerin ürünlerini tanıtmak üzere ayırdığı fonlar var. Bu fona başvurduk. 160 bin euro aldık. Türkiye'yi tercih ettik ve Gıda Fuarı'na geldik. Amacımız ürünlerimizi tanıtıp Türk pazarına girmek."

Konsorsiyum sadece bu fuara katılmakla yetinmeyecek. Beş şehirde; İzmir, Antalya, İstanbul, Ankara ve Bursa'da da tanıtım programları yapacak. Ayrıca bu ürünlere yönelik formasyon kursları da düzenleyecek. Ayrıca ilgilenenleri Puglia'da üretim bölgelerine götürecekler.

Marco Bolognini, kendi şirketlerinin amacını ise Türkiye'de şarap pazarına girmek olarak anlatıyor. İstanbul'un dünyanın en lüks kentlerinden biri haline geldiğini, Gucci'den Armani'ye kadar lüks mağazaların bu kenti tercih ettiğini söyleyen Bolognini, yıl sonuna doğru İstanbul'da bir showroom açacaklarını, ilgi olursa da mağaza zinciri kuracaklarını dile getiriyor.

Bu planlarının kriz nedeniyle etkilenmediğini de söylüyor Bolognini ve devam ediyor:
"Türk insanı kaliteli şarabı öğrendi. Kriz nedeniyle tüketimin düşeceğini sanmıyorum. Zengin, her zaman zengindir. Biz şarabımıza güveniyoruz, çok kaliteli. Tüketici de beğenecektir."

Marco ve Pınar Bolognini'ye Türk şaraplarını nasıl bulduklarını soruyor ve yanıtlarını alıyorum:
"Türk şarapları güzel ama daha gideceği çok yol var. Daha iyi olabilir. Dünyada önemli bir yeri olmaya başladı. Kaliforniya şaraplarından daha iyi, ancak İtalyan ve Fransız şarapları kadar da iyi değil. Markalarınız da henüz tanınmıyor. Zaten Türk markası olarak dünyada henüz sadece Galatasaray var!"

Avrupa uçak biletinde yanıltıcı bilgiye dur dedi

Avrupa Birliği'nde tüketici haklarını korumak için yeni bir yasa hazırlandı. Yeni kanun hava yolu şirketlerinin uçak bilet fiyatları ile ilgili yanıltıcı uygulamalarına son verdi. Uygulama 1 Kasım'da yürürlüğe girdi ve bundan sonra hava yolu şirketleri, kampanyalı olarak sattıkları biletlerin fiyatını vergi ve harçlar hariç şekilde ilan edemeyecek.

AB'nin yeni düzenlemesi, reklamlarda ilan edilen bilet fiyatlarıyla birlikte, internet üzerinden satışları da kapsıyor. Uygulamanın hedefi, tüm aşamalarda daha şeffaf olmak. Kanuna göre online satışlarda satış yapan şirketin son fiyatı, ilk başta belirtmesi gerekiyor. Böylelikle tüketicilerin karar verme sürecinin kolaylaştırılması amaçlanıyor. Yeni düzenlemeye göre şirketler ek bagaj ücretlerini de açıklayacak. Düzenlemeler, merkezi Avrupa Birliği ülkelerinde olan şirketlerin tamamını kapsıyor.

AB'deki bu düzenleme konusunda Türkiye'nin ne yapacağı ise henüz açıklanmadı. THY Yönetim Kurulu Başkanı Candan Karlıtekin'le yaptığımız röportajda bu düzenlemenin Türkiye'de uygulanıp uygulanamayacağını sormuştum. "Olabilir" demişti. İlanlarda 59 YTL'den başlayan bileti almaya gittiğinizde cebinizden çıkan, 100 YTL'yi buluyor. Tüketici AB'deki bu uygulamayı Türkiye'de de bekliyor.

Referans
Yayın Tarihi : 8 Kasım 2008 Cumartesi 14:14:25


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?