4
Mayıs
2024
Cumartesi
İSTANBUL

Sulukule'den Erdoğan'a yanıt

“Sulukule’yi ucube halinden kurtaracağız” diyen Başbakan’a, Sulukule Platformu şöyle seslendi: Ne bu insanlar ucube doğdu, ne bu mahalle ucube olarak tasarlandı. Ucube, yönetimlerin ayıbı.Sulukule...

Sulukule için “Ucube halinden kurtaracağız” diyen, projeye karşı çıkanlar için de “Garip garip şeyler konuşuyorlar. Bunu konuşanlar daha bir kere gidip orayı görmüş değildir” diyen Başbakan’a, Sulukule Platformu’ndan cevap geldi. Başbakan’a hitaben yazılan açıklama, “Sayın Başbakan Bizler hep Sulukule’deyiz... Sokaklarını, evlerini ve hatta içlerindeki hayatları tek tek biliriz” diye başlıyor.
Haberin devamı

Açıklamadan satır başları şöyle:

BİR ZAMANLARIN ZENGİN SEMTİ
...Sulukule’deki sefalet ve ‘ucubelik’, burada yaşayanların değil, mahalle ile tek ilgileri yıkıp yok etmek olan yönetimlerin ayıbı olduğunu düşünüyoruz. Bir zamanlar, zenginliğiyle ünlü bu semtin (Sepetçiler Kasrı’nın, Sulukuleli sepetçiler tarafindan III. Murat’a hediye olarak yaptırıldığı söylenir), giderek çökmesi, bizzat devlet eliyle gercekleştirilmiştir.

“ESMER VATANDAŞLAR” DİYE DIŞLANDILAR
...Yakın tarihte, devlet elinin buraya, sadece, evleri, işyerlerini yıkmak, insanların geçim kaynaklarını kurutmak, toplum içinde ayırımcılığa uğrayan bu insanları ‘esmer vatandaşlar’ diye niteleyerek daha da dışlamak için uzandığını hatırlatmak istiyoruz.
"Kırk gün Kırk gece Sulukule" etkinlikleri sırasında...

Sulukule ‘ucubesi’, işyerlerinin yerle bir edilmesi, yaşam ekonomisinin yok edilmesi, insanların sokaklarda sürüklenerek hortumlarla dövülmesi, kadınların zührevi hastalıklara sevkedilmesi, müzik aletlerinin sokaklarda parçalanması ve çocukların bu şiddetin ortasında büyümeye mahkum edilmesi sayesinde yaratıldı Sayın Başbakan! Sulukule ucubesi, kendinden menkul bir ucube değildir. Ne bu insanlar ‘ucube’ doğmuştur, ne de mahalle ‘ucube’ olarak tasarlanıp inşa edilmiştir.



SİZDEN DUYMAK İSTEDİĞİMİZ TEK SÖZ
...Size gerçekten teşekkür etmek isteriz. “Sulukule, Sulukuleliler için yenileniyor”... Sizden duymak istediğimiz tek söz bu. Bizler Sulukule’ye gitmeye, orada olmaya devam edeceğiz ve şimdiye kadar defalarca belirttiğimiz ve kanıtladığımız gibi, sivil toplum kuruluşları olarak, katılımcı bir proje için işbirliğine hazır olduğumuzu bir kez daha duyuruyoruz. Size yansıtılmayan bu bilgiler ışığında, durumu yeniden gözden geçireceğinize inanıyoruz Sayın Başbakan...”

SULUKULE’YLE İLGİLİ TARİHÎ BİLGİLER
Açıklamada, Sulukule’nin tarihine ilişkin bilgiler de veriliyor:
...Romanların büyük göçten sonra ilk yerleştikleri ve bazılarının tekrar yola koyularak dünyaya dağıldıkları mekandır. Tarihte de adı Sulukule kapısı olarak anılan, beşinci sur kapısından şehre 1054 yılı dolaylarında girdikleri yazılır. 




...Bin yılı aşkın bir süredir nesilden nesile aktarılan bu kültürün yok edilmesine izin vermeyiniz. Bu kültürün, Osmanlı döneminde, yok edilmek, sürülmek bir yana, tam aksine korunduğunu, saygın bir konumda olduğunu hatırlatmak isteriz. Fatih Sultan Mehmet, Bizans zamanında Balkanlara göç eden Romanları, zanaatlarını (demircilik, bakırcılık, el sanatları, müzik, sepetçilik vs) icra edip ülkeyi gelistirmeleri için tekrar İstanbul’a davet etmiş ve onları, bugün yok edilmek istenen mahalleye yerleştirmiştir. Kanuni Sultan Süleyman ise, Osmanlı ordusu yanında savaşlara katılmak anlamına gelen Sancak’ı vermiştir.

MÜZİKTE DÜNYA ÇAPINDA BİR EKOL
Bu mahallenin, kimi dünya çapında, kimi ülke çapında çok saygın sanatçılar yetiştirdiğini bilmeyen yoktur. Müzik alanında Sulukule dünya çapında bir ekol olarak kabul edilmektedir ve dünyada biricik örnektir. Burada, nesilden nesile aktarılan ve Sulukuleli Romanların birarada yaşamaları sayesinde sürekli ve yeniden üretilen bu kültür, yıkılması değil, aksine koruma altına alınması gereken, somut olmayan bir kültür mirasıdır.

GERÇEK SAHİPLERİYLE BİR MÜZE
Tüm istediğimiz bu mirasın korunması, geliştirilmesine fırsat ve olanak sunularak dünya çapında örnek teşkil edecek şekilde yaşatılmasıdır. Ama içindeki gerçek sahipleriyle birlikte! Onları oralardan sürüp, sokaklara mahkum ederek, sonra da heykellerini dikip, “bir zamanlar burada Romanlar yaşardı” denilecek bir proje değil, “Işte bu kültürü biz böyle koruyoruz, bu insanlarımıza ve kültürlerine gerçekten önem veriyoruz” dedirtecek bir projeyle... İlgi ve bilginize...

ntv
Yayın Tarihi : 20 Mart 2008 Perşembe 17:51:20


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?