6
Mayıs
2024
Pazertesi
İSTANBUL

Sürgün kenti İstanbul

Dünyanın en pahalı şehirleri sıralamasında 18’inciliğe yükselen İstanbul, öğretmenlerin, memurların tayin edilmeye korktuğu bir şehir haline geldi. Maaşları 636 milyon lirayla 769 milyon lira arasında değişen öğretmenler artık Hakkari, Şrrnak’ı değil, dünyanın en pahalı 18’inci şehri haline gelen İstanbul’u ’bir sürgün yeri’ olarak görüyor. Öğretmenler, Anadolu’ya tayinlerinin çıkması için torpil arıyor. KESK Başkanı Sami Evren AKP yönetiminin son dönemde 100 bin kamu çalışanının görev yerini değiştirdiğini ve bunların çoğunun ’sürgün yerinin’ İstanbul olduğunu söyledi. Evren, şöyle konuştu:

"Sürgün yeri olarak eskiden Hakkari, Şırnak ifade edilirdi, şimdi İstanbul sürgün yeri deniyor. Gelir dağılımındaki adaletsizlik arttıkça büyük kentlerde yaşam zorlaşıyor. İstanbul’da yaşamak ev kirasından, ulaşıma kadar diğer tüm şehirlerden daha külfetlidir. AKP iktidarı 100 bin kamu çalışanının görev yerini değiştirdi. Bunların çoğu İstanbul’a gönderildi. Vatandaş zaten ekonomik olarak sıkıntıda, sen iki kat daha sıkıntı çeksin diye İstanbul’a sürüyorsun."

Sur’un içindekiler ve dışındakiler...
Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Şuayip Özcan da İstanbul’un öğretmenler için geçinmesi en zor şehir haline geldiğini ve ikinci bir iş yapmadan geçinmenin neredeyse imkansız olduğunu vurguladı.

"Geçinemeyen öğretmenlerimiz Anadolu’ya geri dönmek istiyor" diyen Özcan şöyle devam etti: "İstanbul’da çalışan öğretmenler için "Sur’un içindekiler ve dışındakiler" gibi bir ayrım yapılıyor... Sur’un içindekiler ikinci bir işi olan, seyyar satıcılık da yapan öğretmenler. Bunun dışındakiler elinden başka bir iş gelmeyen sadece öğretmenlikle geçinmeye çalışanlar. Bunlar geçinemedikleri için İstanbul’dan gitmek istiyor. Öğretmenlerimiz 636 milyon lirayla 769 milyon lira arasında maaş alıyorlar. İnsanların yaşayamayacakları yerlere gönderilmesi, o insanlar için sürgün demektir. Öğretmenlerimiz Güneydoğu’da, Doğu’da sosyal aktivitelerden mahrum ama, ev kirasıyla, yakıtıyla, yemesiyle, yol parasıyla İstanbul’dakinin neredeyse yarısına geçinebiliyor."

Öğretmen pazarcılık, boyacılık yapmasa maaşıyla geçinemiyor
Adı Hamdi Çalık... 38 yaşında. 12 yıllık öğretmen. Coğrafya öğretmeni olan Çalık, iki göz odalı evinde kızı Duygu ve vergi memuru olan eşi Zeliha Hanım’la birlikte ’geçim savaşı’ veriyor: "Coğrafya öğretmeniyim ama Çanakkale Boğazı’nı bile görmedim." Öğretmenlerin ek iş yapmak zorunda bırakıldığını anlatırken farkında olmadan yumruğunu sıkıyor: "Kimi arkadaşlarım var, bir elinde ders notları diğerinde bizlere satma umuduyla getirdiği pirinç, bulgur var. Kimisi boyacılık, kimi pazarcılık yapıyor. Bir de devlet memurlarının ek iş yapması yasak. Bize verdikleri maaş yetse hiçbir öğretmen ek iş yapmaz. Ne yapalım, yetmiyor!"

"Ben öğretmenim" diyor, sonra da devam ediyor: "Ama evime her gün gazete alamıyorum. Hükümet yüzde 6 zam öneriyor. Yani 40-45 milyon lira. Sadece doğalgaza 100 bin lira zam geldi mi, zam uçtu gitti demek. Hesabımız 100 milyon lira açık verdi mi toparlayana kadar 4 ay geçiyor. Mecburen yemekten içmekten kesiyoruz."

Damatlığımın ve balayının taksitklerini hala ödüyoruz
Murat ve Nilay Durmuş henüz çiçeği burnunda evli bir çift. İkisi de sınıf öğretmeni. Murat Durmuş 33 yaşında, 7 yıllık öğretmen. Nilay Durmuş ise 25 yaşında. Ve hesap defterleri açılıyor... Murat öğretmen 701 milyon, eşi 664 milyon kazanıyor. Toplam 1 milyar 365 milyon lira. Kiralar yüksek olduğu için kardeşlerinin evinde oturuyorlar. Murat öğretmen anlatıyor: "Balayına gittik, her ay 120 milyon taksit yatırıyoruz. Yatak odası taksidi 320 milyon, telefon 100, elektrik 50, su 40 milyon. Mutfak masrafı 250 milyon, öğlen yemeği 150 milyon, yakıt 50 milyon, damatlık taksitleri 260 milyon. 1 milyar 340 milyon etti. Geriye 25 milyon kaldı. Ama yol parasını eklemedik, ufak tefek giderleri, sigarayı... Bu hesaptan çıkılmaz."

Bülent GÜNAL- Mert İNAN-Vatan
Yayın Tarihi : 26 Eylül 2004 Pazar 09:27:14


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?