4
Mayıs
2024
Cumartesi
İSTANBUL

Tarihi pazar tarih oluyor

Perşembe Pazarı, meslek öğrenmek için ‘bir tas çorba, bir kuru şilte’ye yıllarca bir ustaya çıraklık edenlerin, geleneği sürdürdüğü bir miras. 

Demokrat Parti döneminden bu yana yıkımlarla iç içe yaşayan Perşembe Pazarı’nda paydosa az kaldı. Kimi esnaf, ‘modern gecekondu’ Perpa’ya çoktan taşındı. Kimisi taşınmaktansa dükkanını kapatmayı yeğ buluyor. 

FOKUS Duvarda asılı duran heybetli karakalem portreyi göstererek şöyle diyordu Bedros Ovagimyan, “Babamın dedesidir O.” Karaköy Perşembe Pazarı’nın en eski esnaflarından biri olan Ovagimyan büyük büyük babasından bahsederken gururla anlatıyordu hikayesini: 

“Türkiye’de kurşunculuk bizimle başlar. Babamın dedesi Kırım’dan göç edip Perşembe Pazarı’na gelmiş. Para yok, meslek yok. Demiş ki, bana sadece yatacak yer ve yemek verin, para istemem. Ben meslek öğrenmek istiyorum.” Geceleri bile parasız çalışan genç adam hemen ustalarının gözüne girmiş ve kısa bir süre sonra kendi dükkanını açmış. Seksen iki yaşındaki Ovagimyan, fabrikalarından geçmişte Koç firmasıyla ortaklıklarına kadar anlattığı birçok hikayeyle İstanbul’daki ticaretin de canlı tanığı. Ovagimyan, Perşembe Pazarı’nda şu anda gerçekleşen ticaretten şikayetçi olduğunu söylüyor ve ekliyor, “Piyasayı hiç beğenmiyorum, para şeytandır. Artık insanlar paraya tapıyorlar.” 

 

 

 

 

 

 

 

 

 



İstanbul’un en büyük motor, torna, yedek parça, hırdavat, musluk gibi malzemelerin bulunduğu ticaret merkezi olan Perşembe Pazarı, Unkapanı Köprüsü’nün Galata ayağının dibindeki bir Mimar Sinan eseri olan Sokollu Camii’nden, Galata Köprüsü’ne kadar uzanan kıyı alanını kapsar. Pazar içerisinde bulunan tarihi hanlardan biri olan Mimar Sinan’ın inşa ettiği Rüstem Paşa Hanı’nda üretici olarak faaliyet gösteren birçok esnaf var. 1975’de Han’a çırak olarak giren Aydoğan Aslan, ustasının dükkanından emekli olmuş ve dükkanı devralmış. Yaklaşık otuz iki senedir Han’da çalışan Aslan, zorla çıkmak zorunda kalırlarsa Perpa’ya gitmeyeceğini söyleyen esnaflardan. Aslan, “Perpa’ya gitmek bizi öldürür. Üretici olarak çalışanların orada varolması çok zor. Tabi artık hiçbir şeyin tadı tuzu kalmadı, eskiden Perşembe Pazarı’nda işsiz durmak akla uymazdı. Hiç işimiz olmasa iki senelik yapacak iş, köşede beklerdi” diyor. Klasik Osmanlı modeli taşıyan ve ortası açık avlu şeklinde olan Han 16. yüzyılda yapılmış. Hala gözalıcı ve estetik. Aydoğan Aslan, “Eskiden Han’da güvercinlerin yuvaları vardı. Bizim iş saat sekizde başlardı. Ben yedide gelip güvercin sesleriyle bir saatlik bir uyku çekerdim. Zamanla onlar da gitti” diyor. Yaklaşık elli senedir Pazar’a alışverişe gelen ve yirmi senedir de Han’da esnaflık yapan yetmiş dört yaşındaki Cavit Korap’a göre mecbur kalmayan hiç kimse Perpa’ya gitmek istemiyor. Korap, “Ticaret elli sene öncesine göre öyle bozuldu ki… Özellikle 6-7 Eylül olayları sonrası yabancı uyruklu vatandaşlar gittikten sonra potansiyel çok düştü. Bu yapılan yıkımlar da tam yapılamadı. Sadece yaraya neşter vurmak gibi bir şey oldu bu” diyor. 

Perşembe Pazarı söz konusu olunca akla gelen ünlü mekanlardan biri de Karaköy Balıkçısı. 1923’de kurulan restoran hala ilk günkü kalitesini koruduğu konusunda iddialı. New York Times gazetesinin arka kapağını ayırdığı mekanın hem sahibi hem de işletmecisi olan Hakan Özkaraman, “Biz burada manzara ya da mekan satmıyoruz, balık satıyoruz” diyor. New York Times’taki haberi görüp gelen dış ticaret uzmanı Ahmet Bey, yemeğini yedikten sonra lezzeti tescilliyor. Mekanın kırk yıllık müşterisi reklamcı Ali Bey, “Lezzetten hiçbir ödün vermediler, her fırsat bulduğumda buradayım” diyor. 

Perşembe Pazarı dükkanlarında dolaşan müşteriler, genelde nereden ne alınacağını bilen alışveriş uzmanları. Çekmecelerine yeni bir tutaç arayan 64 yaşındaki Aygül Hanım on dakika kadar sürede bütün modelleri tarıyor. Sonunda aradığı orijinal parçayı bulan Aygül Hanım sevinçle, “Perşembe Pazarı’nda aradığın ne bulunmaz ki” diyerek gülümsüyor. Aradığı bir parça için Adana’dan gelen 26 yaşındaki Ahmet Bey, “Bana Perşembe Pazarı’nın tarifini Adana’da verdiler, al işte elimle koyduğum gibi buldum malzemeyi” diyor elinde tuttuğu poşeti göstererek. Pazarın müdavimlerinden oto yedek parçacısı Güngör Şahbaz ile önce balıkçıda sonra alışverişte karşılaşıyoruz. Şahbaz, “Burası tarihi bir yer. Benim için alışveriş merkezi aynı zamanda. Fiyat ucuz, çok çeşit var. 30 -35 senedir müşteriyim” diyor.
İstanbul’da ticaretin merkezlerinden biri olan Perşembe Pazarı, ya esnafıyla korunarak yeni düzenlemelerle tarihi bir çarşı olarak kalacak ya da büyük bir kısmı ortadan kaldırılacak. Hanlarda çalışan meslek sahipleri, İstanbul’un diğer hanlarında olduğu gibi son demlerini yaşıyorlar. Tarihi mirası sahip olduğu zengin kültürle örülü İstanbul, hiç kimseyi incitmeden gerçek bir kültür başkenti olabilecek
mi? 


Perşembe Pazarı’ndaki tarihi hanlardan biri de Saksı Han’dır. Bu hanın mimarı ve yaptıranı bilinmiyor. Ceneviz yapısı olduğu konusundaki görüş, yapılış amacına gelince çeşitlilik gösterir. Yapının han özelliği taşımadığı konusunda da anlaşan kaynaklardan bazılarına göre mahkeme binası, bazılarına göre ise hapishane olarak inşa edilmiştir. 

Perşembe Pazarı’nda Yıkımlar

Perşembe Pazarı’nın bulunduğu Karaköy Meydanı 1950’lere kadar büyük ölçüde eski halini korudu. 6-7 Eylül 1955 olaylarının tahribatından büyük ölçüde payını alan Meydan, olaylardan üç yıl sonra henüz toparlanamadan Menderes’in ünlü yıkımlarıyla yüzyüze geldi. Trafik sorununu çözmek temelli yapılan yıkımlar, birçok kişinin ev ve iş yerlerini kaybetmelerine sebep oldu. 1958’in Mayıs ayında Hürriyet Gazetesi yıkım haberini şöyle veriyor: “Galata ile Tophane arasındaki istimlak yıkımlarının bir an önce tamamlanması için ekiplerin gece de takviyeli olarak çalışmaları kararlaştırılmıştır. Şehrimizde bulunan Başbakan (Menderes) Galata’daki yıkımları bizzat tetkik etmiştir.” Bu sayede 1958’den sonra eski görüntüsünü kaybeden Karaköy, 1980’lerde Belediye Başkanı Dalan’ın yeni istimlak projeleri ile Tünel yönündeki son mağazalarını da kaybederek son nefesini vermiş ve bugünkü halini almış. Dalan’ın yıkımlara devam etmesiyle, işyerleri istimlak edilen Perşembe Pazarı esnafı için, 127 bin metrekarelik bir araziye 4 bin 500 işyeri ve dükkana sahip Perpa inşa edildi. Piyalepaşa Bulvarı’nda yer alan Perpa 1989 yılında açıldı. Bugün Pazar esnafının bir kısmı Perpa’ya yerleşmiş durumda. Kalan esnaf için ise yıkımların devam edeceği ve kendilerinin de dükkanlarından çıkmak zorunda kalacakları yönünde sürekli bir söylenti var. İstanbul Büyükşehir Belediyesi de, 2010 Kültür Başkenti projesi çerçevesinde yıkımlara devam edileceğinin sinyalini veriyor.
Esnaf, yıkıma rağmen Perpa’ya gitmeyi reddediyor. 

İstimlak Sonrası
Yeni Merkez: Perpa

Piyalepaşa Bulvarına 127 bin metrekarelik bir alana inşa edilen Perpa, işyerleri istimlak edilen Perşembe Pazarı esnafı için yapılmış, 4 bin 500 işyeri ve dükkana sahip Türkiye’nin en büyük ticaret merkezlerinden biri. Perpa’nın kuruluş çalışmaları Haliç sahilleri düzenleme projesi çerçevesinde 1985’te başladı. Proje kapsamında iş yerleri istimlaka uğrayan esnafa yeni bir yer gösterebilmek amacıyla Perpa’nın inşaatını yaklaşık 10 yıl geçiktiren ve açılışını olaylı bir hale getiren bir problem baş gösterdi. Toplam alana ait arsanın bir bölümünün iki ortaklı özel bir mülk olması dolayısıyla çıkan sorun sürerken Perpa, dönemin belediye başkanı Bedrettin Dalan tarafından 1989 yılında açıldı. 

Sonraki dönemde (1989) yeni göreve gelen Nurettin Sözen ‘dünyanın en büyük gecekondusu’ olarak nitelendirdiği tesisin sorunlarını çözeceğini söyledi. İnşaatta yeterli otopark ve sığınak bulunmaması gibi nedenlerle alınamayan iskan izni, uzun bir aradan sonra bu eksikliklerin tamamlanmasıyla verildi. Böylece esnaf dükkanlara yavaş yavaş taşınmaya başladı. 

Perşembe Pazarı esnafından dükkanları Haliç sahili tarafında kalanların dışındakiler, eski yerlerinde kalmayı tercih ettiler. Perpa’nın iş ve yaşam alanlarından uzak konumu esnafı oraya taşınmak konusunda düşündüren sebeplerin başında geliyor. 

ESNAF DİYOR Kİ
Hasan Hüseyin Özkara (49)
Derya Makine Sanayi

Perpa, hem ulaşımı hem de konumu itibariyle Perşembe Pazarı’nı kaldıracak seviyede değil. Burası Türkiye’nin Cenevizliler’den kalma çok önemli tarihi bir pazarı. Ayrıca yer olarak çok merkezi. Herkes buraya rahatlıkla ulaşabiliyor. Tüketicinin de sanayicinin de uğrak yeri. Çok fazla dükkan olduğu için tüketicinin aradığını daha ucuza bulabildiği bir yer. Türkiye’nin neredeyse yüzde atmışı buradan karşılanıyor.
Şerif Yıldız (40)
Yıldız Hırdavat

Buranın yerini hiçbirşey tutamaz. Burası çok eski bir ticarethane. Anadolu’da herkes burayı bilir. Oradan gelenler buradan mal alırlar. Başka bir yeri bilmez. Hem İstanbul hem de Anadolu, buradan her türlü ihtiyacını karşılayabiliyor. Türkiye genelinin yüzde seksenine yakını buradan alışveriş yapıyor.
Mustafa Çiftçi (46) Doğan
Makine Sanayi

Perpa, 20-25 senedir varolan bir yer. Bizim piyasamıza da çok hitap eden bir yer değil. Oraya giden birçok firma bu yüzden geri döndü. Müşteri orada aradığı şeyi bulamıyor. Biz orada kendi dükkanımızı zor bulurken, müşteriler nasıl bulsun. İnsanlar burada vapurdan, trenden iniyor, doğrudan buraya uğruyor ve ihtiyacını görüyor.

GASTE
Yayın Tarihi : 2 Nisan 2008 Çarşamba 13:54:28


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?