Türkiye'nin sahip olduğu zengin mutfak kültürü (gastronomi), Turizm Yazarları ve Gazetecileri Derneği'nin (TUYED) İstanbul Nippon Hotel'de gerçekleştirdiği bir panelde masaya yatırıldı.

TUYED Başkanı Kerem Köfteoğlu'nun yönettiği panele Feriye Lokantası İşletmecisi gurme Vedat Başaran, Yeditepe Üniversitesi Gastronomi Bölümü Öğretim Görevlisi Dilistan Shipman, Mövenpick Hotel Executive Chef'i (şef aşçı) Maximilian J.W. Thomae Radisson Sas Bosphorus Hotel Executive Chef'i Mehmet Soykan ve TÜYAP Fuarcılık İcra Kurulu Başkanı Serdar Yalçın konuşmacı olarak katıldılar.

Panelde söz alan Feriye Lokantası İşletmecisi gurme Vedat Başaran, seyahat acentalarının işin kolayına kaçtığını belirterek, "Acentalar aslında bu alanda çok zengin olan ülkemizi yeterince iyi değerlendiremediler. Tur düzenleyen firma acentaların yemekle ilişkili insanlar olmaları gerekiyor" dedi.

Gurme turlarının yeri ve zamanının iyi ayarlanması gerektiğine işaret eden Başaran şunları söyledi: "Bugüne kadar gurme turları için yeterli mekan yoktu. Dört bin acenta var, çok fazla bir çaba ve emek sarfetmiyor. Gurme turları için ilginç örnekleri bulup ürün geliştiremiyorlar. Üreticimizin ürününü gastronomide iyi değerlendiremezsek tarlada ürün bulamayacak hale geleceğiz. Yabancıdan önce zenginliklerimize biz sahip çıkmalıyız."

Yeditepe Üniversitesi Gastronomi Bölümü Öğretim Görevlisi Dilistan Shipman ise aşçılık bölümünü 2003'te açtıklarını ve geçen yıl 5 mezun verdiklerini anımsattı. Bu yıl 21 mezun vereceklerini belirten Shipman, "Ülke olarak gastronomi konusunda büyük bir potansiyel barındırıyoruz" dedi.

Mövenpick Hotel Executive Chef'i (şef aşçı) Maximilian J.W. Thomae aşçı derkeleri arasındaki dağınıklığın son bulması gerektiğini vurgulayarak, "Türk gastronomisinin revizyona ihtiyacı var. Bu noktada derneklere büyük görev düşüyor. Hep birlikte daha güzel ve disiplinli bir yaşam tarzı yaratmalıyız" diye konuştu.

Radisson Sas Bosphorus Hotel Executive Chef'i Mehmet Soykan ise yabancı aşçıların mutfağımızla kendi mutfaklarını birleştirdiklerini bu yüzden takdir edildiklerine dikkat çekerek, "Ancak, aynı şeyi biz yapınca acımasızca eleştiriyorlar. Bu nedenle yeni şeyler deneyip üretmek çok da kolay olmuyor" dedi.

TÜYAP Fuarcılık İcra Kurulu Başkanı Serdar Yalçın da fuarlarda düzenlenen "Şefler Yarışıyor" etkinliklerinin Türkiye'nin tanıtımına katkı yaptığını belirtti. Türkiye'de fuarcılıın rüştünü ispat ettiğini anımsatan Yalçın konuşmasını şöyle sürdürdü:
"2008'de ülkemizde yaklaşık 650 fuar yapılacak. Biz her yıl TÜYAP'ta 1 milyon 200 bin ziyaretçiyi ağırlıyoruz. İşbirliği yaptığımız fuarcılık şirketlerinin düzenlediği fuarlarla birlikte bu sayı 2 milyonu aşıyor. Yabancı ziyaretçilerin 2 günlük harcaması ortalama 300-600 euro arasında değişiyor. Bu rakamlar turizm açısından önemlidir."

TUYED ARAŞTIRMASI

Panelde dağıtılan TUYED araştırmasında, turizmde başarılı olan ülkelerin mutfaklarını ön plana çıkararak kendilerini tanıttıkları saptaması yapılıyor.

Barselona'nın turizm gelirlerinin dörte birinin gastronomiden oluştuğuna dikkat çekilen araştırmada, "Üç imparatorluğun yemek kültürüne sahip, aynı zamanda Türkiye'nin 7 bölgesinin iyi mutfaklarını bünyesinde barındıran İstanbul, bu alanda kendisinden yeni yeni söz ettirmeye başladı" deniliyor.

TUYED araştırması, dünyada, Fransa peynir ve şaraplarıyla, Amerika'nın California eyaleti şaraplarıyla, İtalya pizza, spagetti ve şaraplarıyla, İspanya ile Meksika'nın da yemekleriyle konuşulurken, Türkiye'nin, mutfak zenginliği açısından sözü geçen ülkelerden daha zengin olmasına karşın, mutfağını turizm ürünü olarak henüz kullanamadığına dikkat çekilerek şu önerilere yer veriyor:
"Yemek ve turizm ilişkisi Türkiye'de henüz emekleme aşamasında. Oteller tekne turu gibi gurme turu düzenleyebilir. Köylerde o köyün ünlü yemeklerini yapacak kadınlar tespit edilip, onlara küçük krediler verilebilir. Evlerinin bir köşesi ya da bahçeleri küçük bir lokantaya çevrilebilir. Gelen turistler de bu lokantalara yönlendirilebilir. Böylece, hem ev ekonomisine katkısı olur, hem yöresel tatlar hep canlı kalır."