4
Mayıs
2024
Cumartesi
İSTANBUL

Tuzla’da ölümler durmayacak

Deniz Ticaret Odası Başkanı Kalkavan, son yedi ayda 14 işçinin öldüğü Tuzla tersaneleriyle ilgili "İşlediğin çelik, pamuk değil. Biz tekstil atölyesi değiliz. İşçinin ölebileceğini bilmesi lazım" dedi..

Deniz Ticaret Odası'nın haziran ayı olağan meclis toplantısında 1985'ten bu yana 97, 2008'de 14 işçinin öldüğü tersaneler ele alındı. İşverenler, sendikalar ve hükümet yetkililerinin de olduğu toplantıda Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Metin Kalkavan, tersanelerdeki ölümleri hiç kimsenin tek başına durduramayacağını, işveren, sendikalar, devlet ve medyanın ortak çalışması gerektiğini söyledi. "Öngöremediğimizden fazla ve hızlı büyüdük'' diyen Kalkavan, şöyle dedi: "Tersanelerin içinden sorumluyuz, dışından nasıl sorumlu oluruz? Çalışan insanların nerede kaldığını, nereden geldiğini biz de medyadan öğrendik, ama ciddi kazanım olmazsa gelirler mi? Güneydoğu'dan bu kadar işçi aldığımızı hiç bilmiyorduk. Siz bilerek ölüme gider misiniz? Veya siz herhangi bir işverenin bilerek veya isteyerek birisini öldürebileceğini düşünüyor musunuz? Biz ölüm taciri olduk. 58 yaşında ağabeyim var, gece uykusu kaçtı.''

İŞÇİ SAYISI 5 BİNDEN 34 BİNE ÇIKTI
Gemi inşa sanayisinde 2000'de 5 bin işçi çalışırken, 2008'de 34 bine çıktığını belirten Kalkavan, tersanelerde bir dönemin kapandığını ve yeni bir dönemin açıldığını vurguladı. Kalkavan, ayrıca işçilerin "bana bir şey olmaz'' sendromunu aşması gerektiğini dile getirdi. Kalkavan, "İşlediğin çelik, pamuk değil. Biz tekstil atölyesi değiliz. İşçinin ölebileceğini bilmesi lazım'' diye konuştu. GİSBİR Danışma Kurulu Başkanı Kenan Torlak da tersane kazalarının artış eğiliminde olduğu ve bunun işverenin tedbirsizliği veya kayıtsızlığından kaynaklandığı yolundaki değerlendirmeleri "safsata" olarak nitelendirerek, "Bu sorumsuzluktur, yaygaradır ve çalışma barışını bozmaya yönelik nifaklardır'' dedi.

'Tersaneler acaba rakibi mi ürküttü'

Sanayi Bakanı Zafer Çağlayan da toplantıda yaptığı konuşmada Türk gemi inşa sanayisinin dünyada herkesi kıskandıracak seviyeye geldiğini vurgulayarak ilginç bir yorum yaptı: Çağlayan, "Türk işgücünün, girişimcisinin bu kadar iş kapasitesine sahip olması acaba bizim dışarıdaki rakiplerimizi ürkütüyor mu? Bunları söylerken, sorunları halının altına atalım diye söylemiyorum. Söylediklerimi siz anlıyorsunuz, ben anlamak istemeyen basın mensuplarına, kavramak istemeyene söylüyorum" dedi. Çağlayan, tersanelerde her hayatını kaybedenin kendi canından kopan can olduğunu söyledi.

Meral: 400 işçiye 5 tuvalet düşüyor
Meclis Araştırma Komisyonu üyesi Bayram Meral, Tuzla'daki koşulların çok ağır ve ilkel olduğunu ifade ederek şöyle dedi: "Bir işçinin kaza yapmaması için kafasının rahat olması lazım, ama değil. İşçinin oturup dinleneceği sandalye yok. İşten çıkarılma korkusu var. Taşeronlar Anadolu'dan işsizleri getiriyor, çalıştırıyor. Bu işçi çalışacak, köyüne, eşine, çocuklarına bir şeyler götürecek. Gezdiğimiz bir tersanede 400 işçi çalışıyor, 5 tuvalet var. Bunun mantığa sığar yanı yok.''

Soysal: 19'uncu yüzyıl şartları

Meclis Komisyonu üyesi Çetin Soysal da ölümler karşısında işverenin töhmet altında bırakılmaması gerektiğini söyledi. "Tersanelerdeki ölümler, 19. yüzyıl şartları içinde gerçekleşen ölümler. Bunlar ilkel, önlenebilir ölümler'' diyen Soysal, "günah keçisi'' aramadıklarını ifade ederek, taşeronluğun sistemin ana parçası haline geldiğini, bunun da beraberinde sorunlar getirdiğini anlattı.

Sabah
Yayın Tarihi : 13 Haziran 2008 Cuma 08:55:29


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?