3
Mayıs
2024
Cuma
İSTANBUL

Uluslararası Otomotiv Kongresi

Otomotiv Endüstrisi Tanıtım Komitesi (OETK) Başkanı Cengiz Kabatepe, "2015'deki 2 milyon üretim hedefi ile dünyanın ilk 10 büyük otomotiv üretici ülkesi arasına girmeyi planlıyoruz" dedi. 

Türkiye ve dünyadan sektör liderlerinin otomotivin geleceğini konuştuğu automotivİST - 2. Uluslararası İstanbul Otomotiv Kongresi; 40 konuşmacı, 17 panel ve oturumuyla bugün Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda düzenlendi. 

Kongre çerçevesinde Otomotiv Endüstrisi Tanıtım Komitesi (OETK) Başkanı ve Uludağ Taşıt Araçları ve Yan Sanayi İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi olan, Ford Otosan Genel Müdür Yrd. Cengiz Kabatepe de, "Türk Otomotiv Endüstrisinin Gelişimi, Algılanma Eksikleri ve OETK" başlıklı bir sunum gerçekleştirdi. 

1928'de, hükümet ile Ford Motor Company arasında 25 yıl geçerli olacak bir anlaşma imzalanmasıyla başlayan Türkiye otomotiv endüstrisi tarihinin, 1960'lı yıllarda lisanslı montaj hatlarıyla ilk dönemeci aldığını belirten Kabatepe, Türkiye otomotiv endüstrisinin, 70'li yıllarda yan sanayinin de gelişmesiyle birlikte yerelleşme sürecine girdiğini ifade etti. Otomotiv endüstrisinin 1995'e kadar olan süreçte geçiş dönemini tamamlayarak dünyanın çağdaş koşullarına ulaştığını dile getiren Cengiz Kabatepe, 2000'li yıllarla birlikte Ar-Ge, Tasarım ve Teknolojik Yönetim ile Fikri ve Sınai Haklar alanlarında elde edilen başarılarla 2010 yılında Mükemmeliyet Merkezi Olmak hedefine emin adımlarla ilerlendiği kaydetti. 

Özellikle 1990'dan itibaren günümüze dek uzanan dönemde küresel başarılara doğru yol alındığını söyleyen OETK Başkanı, Ar-Ge ve dizaynın öne çıkması ve yeni fabrika yatırımları sayesinde, Transit Connect ve Corolla Verso gibi dünya üretim merkezleriyle aynı modellerin üretimine geçildiğini dile getirdi. Türkiye'nin motorlu araçlar toplam üretim kapasitesinin 2007'de yıllık 1,1 milyon adede ulaştığını belirten Kabatepe, endüstrinin 2015 yılı için hedefinin yıllık 2 milyon adet üretim ve 1,5 milyon adet ihracat olduğunu vurguladı. 

Türk otomotiv endüstrisinin ihraç odaklı üretim yapmasının bir sonucunun da, Türkiye'nin lider ihracat endüstrisi olması olduğunu kaydeden Kabatepe, "1999'da 5'nci sırada bulunan otomotiv, bugün ihracat yapan sektörler sıralamasında son iki yıldır liderliği kimseye bırakmıyor. 2007 yılı sonunda Türk Otomotiv Endüstrisi 21 milyar dolar ihracat ile Türkiye ihracatının yüzde 20'sini yapmıştır. Türkiye'nin ihraç odaklı üretimi Türkiye'yi 1 milyon 99 bin üretim ile dünyada 16. ülke haline getirmiştir. 2015'deki 2 milyon üretim hedefi ile dünyanın ilk 10 büyük otomotiv üretici ülkesi arasına girmeyi planlıyoruz" şeklinde konuştu. 

Türkiye otomotiv endüstrisinin, ülkeye olan katkılarından da bahseden OETK Başkanı Kabatepe, otomotivin güçlü yönleri olarak yüksek kapasite ve uluslararası düzeydeki teknolojik altyapısı ile, 2006 yılında 600 milyon dolar, 2007 yılında da 3,5 milyar dolar dış ticaret fazlası vererek, net ihracatçı kimliğiyle dünya piyasalarında boy gösterdiğini ve 2008 yılı sonunda 7 milyar dolar fazla dış ticaret fazlası vermesinin beklendiğini ifade etti.

"İTHAL ARAÇ TERCİH ETME ORANLARI, YERLİ ARAÇ TERCİH ETME ORANLARINA GÖRE DAHA YÜKSEK" 

Endüstride yerli parça kullanımının yüzde 65'lere ulaştığını ve yerlileştirme çalışmalarının her geçen gün arttığını söyleyen Kabatepe, bir aracın yüzde 85 oranında tedarikçileri tarafından üretilir durumda olduğunu belirterek, Türkiye'de otomotiv aksam ve parça tedarikçisi 900 firmanın, 200 bin çalışanıyla 4,4 milyar dolar ihracata ve 7,5 milyar dolarlık OEM satışına ulaştığını kaydetti. 

OETK Başkanı Kabatepe, global ölçekte dünyadaki araç üretiminin, batıdan doğuya, kuzeyden güneye doğru kaydığını vurguladı. Türkiye'nin uluslararası başarılarına her geçen gün yenilerini eklediğini belirten Kabatepe, Ford Otosan'ın Avrupa'daki Ford fabrikaları arasında son beş yıldır en iyi motorlu taşıt aracı üreticisi seçilmesini, Adapazarı Toyota Fabrikası'nın 2006'da dünyanın en iyi Toyota üretim üssü olmasını da örnek olarak verdi. 

Otomotiv endüstrisinin Türkiye'de nasıl algılandığının anlaşılması için yapılan algı anketinin sonuçlarını ifade eden Cengiz Kabatepe, anketin bulgularını şöyle aktardı: "Genel olarak görüşülen kişilerin ithal araç tercih etme oranları, yerli araç tercih etme oranlarına göre daha yüksektir. Yerli araç tercih etme nedenleri daha çok duygusal faktörlere dayanırken, ithal araç tercih etme algısı, ürünlere yönelik olumlu algılara dayanmaktadır. Otomotiv sektörü denildiğinde, görüşülen kişiler daha çok
otomotiv markalarını değerlendirmektedirler. Diğer yandan, Türkiye otomotiv sektörünün başarı durumuna ait göstergelerin bilinme düzeyleri ise düşüktür. Müşterilerde yan sanayi kavramı ile ilgili kavram kargaşası söz konusudur. Yan sanayi kavramı; orijinal olmayan (taklit), orijinallerine göre daha ucuz ürünleri ifade etmek için de sıkça kullanılmaktadır." 

Automotivist 2. Uluslararası İstanbul OtomotivİST Kongresi panelistleri arasında yer alan TAYSAD Başkanı Ömer Burhanoğlu da otomotiv yan sanayi ile ilgili gelişmeleri değerlendirdi. Burhanoğlu, 'Maalesef bugün hepimiz daha önce tecrübe etmediğimiz bir küresel kriz ile karşı karşıyayız. Zaten sanayi olarak bizler her gün bir kriz yönetiyorduk. Girdi maliyetlerimizde bu sene yapılan zamlarla birlikte en az yüzde 40 oranında artış oldu" dedi. 

Hem ana sanayinin hem de tedarikçilerin ihracatının yüzde 80'ini Avrupa ülkelerine yapıldığını söyleyen Burhanoğlu, satışların Haziran ayından başlayarak ve her geçen gün artan bir şiddetle yüzde 50'ye varan bir düşüşle azaldığını belirtti. Burhanoğlu, krize rağmen çalışmalara ara vermeyeceklerini vurgulayarak, "Krizin 2010 yılının ortasına dek devam edeceğini düşünmekteyiz. Sanayi olarak zor bir yıl bizi bekliyor. Krizi hükümetimizin de bir an önce devreye alacağına inand nde konuştu. 

Türkiye oığımız eylem planı ile aşarsak ülkemizin sanayimiz ile ilgili çok avantajlı bir konumu yakalayacağına inanmaktayız" diye konuştu.

İHA
Yayın Tarihi : 28 Kasım 2008 Cuma 18:08:45
Güncelleme :28 Kasım 2008 Cuma 18:12:38


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?