3
Mayıs
2024
Cuma
İSTANBUL

Yalı kimseye yar olmuyor

Çengelköy Koyu’ndaki Sadullah Paşa Yalısı, bir konut olmasının ötesinde mimarî tarihimiz ve yakın dönem Türk tarihi için bir belge niteliği taşır. Sadullah Paşa Yalısı’nın sadece sahipleri değil kiracıları da pek çok badire atlatmış. Son olarak Tapu Çetesi tarafından öldürülen Vanda Ayaşlı da Sadullah Paşa’nın gelini...
Boğaziçi denilince hemen akla yalılar gelir. Her biri birer sivil mimari şaheseri olan bu yalılar, Boğaz’ın muhteşem güzelliğine zarafet katar. Zaten Yahya Kemal de “Boğaziçi doğrudan doğruya Türklerin eseridir.” der. Boğaziçi’ndeki onlarca yalının içinde bir tanesi vardır ki hem mimarisi hem tarihi hem de tarih boyunca sakinleri açısından ayrı bir önem arz eder. Çengelköy Koyu’ndaki Sadullah Paşa Yalısı, bir konut olmasının ötesinde hem mimarî tarihimiz hem de yakın dönem Türk tarihi için bir belge niteliği taşır. Emel Esin, Ali Akyıldız, Aygül Ağır, M. Baha Tanman, Tarkan Okçuoğlu ve Deniz Mazlum tarafından hazırlanan “Sadullah Paşa ve Yalısı” adlı kitap (Yem Yayın), bize bu tarihî kişiliği ve eseri tanımamıza imkân veriyor.

Sadullah Paşa Yalısı’nın hikâyesi 19. yüzyılın başlarına uzanıyor. Yalının yapım tarihi 1792’dir ve ilk sahibi de Sadrazam Koca Yusuf Paşa’dır. Ondan torunu Hamid Paşa’ya geçer. Hamid Paşa, müsrif bir adamdır. Yalıyı Ayaşlı Esat Muhlis Paşa’ya satar. Muhlis Paşa’dan sonra da oğlu Sadullah Paşa’ya geçen yalı artık ‘Sadullah Paşa Yalısı’ olarak anılmaya başlar. Hariciyeci Sadullah Paşa, dönemin önemli ediplerindendir; ama II. Abdülhamid ile yıldızı hiç barışmaz. Ömrü yurtdışında sefirlik yapmakla geçer. Bu arada önemli anlaşmalara imza tar. Ayastefanos ve Berlin Konferansı gibi tarihî belgeler onun imzasını taşıyor.

Abdülhamid döneminde sadece iki kez İstanbul’a gelmesine izin verilen Sadullah Paşa, çocuklarından, dostlarından ayrı olarak gurbette yaşar. Ailesinden uzakta, Viyana Sefirliği yaptığı sırada gönlünü 24 yaşındaki oda hizmetçisi Anna Schumann’a kaptırır. Schumann’ın hamile kalması zaten psikolojisi iyice bozuk olan Paşa’yı yıkar. Herhangi bir rezalete sebebiyet vermemek için uzun uzun düşünen, ancak işin içinden bir türlü çıkamayan Paşa’nın bulduğu bütün çözüm önerileri sonuçsuz kalır. Avusturya kanunlarına göre Schumann’dan doğacak çocuk Viyana’da Hıristiyan olarak vaftiz edilecektir. Bu durum Sadullah Paşa’yı iyice ürkütür. Schumann ile İstanbul’a gelmek ister; ancak bu da mümkün olmaz. Tam bu sırada İstanbul’daki eşinin ve kızının da ağır hasta olduğu haberlerini alır. Vicdan azabı iyice artar. “Bu iş Viyana’da duyulursa ben ne yaparım. Padişahın ve ailemin yüzüne nasıl bakarım. Ölmek benim için evladır.” diyerek telaşa kapılır. Ve gaz içerek 1891’de hayatına son verir. Olayı öğrenen Abdülhamid, Paşa’nın, ailesinin istediği bir yere defnedilmesini ve cenaze masraflarının da devlet tarafından karşılanmasını emreder.

Sadullah Paşa’nın İstanbul’da yaşayan eşi Necibe Hanım, ölüm haberini duyar duymaz şuurunu kaybeder. Paşa, gençken bir gün pembe bir elbise giyen Necibe Hanım’a bu rengin kendisine çok yakıştığını söylemiştir. Necibe Hanım, 1917’de ölene kadar pembe elbiseler içinde yalıda eşinin dönüşünü bekler.



‘Avrupa zevkine göre’ restorasyon yapıyı yok ediyordu 

Sadullah Paşa Yalısı’nın sadece sahipleri ya da kiracıları değil, mekanın kendisi de birçok badire atlatmış. 19. yüzyılın sonlarına doğru Valori adlı İtalyan mimarın ‘Avrupa zevkine göre’ restore ettiği yapı, eski niteliğini kaybetmiş. Ahşaba yapılmış güzelim kalemişi süslemelerin -Topkapı Sarayı’ndaki süslemeler kadar sanat değeri taşıyorlar- üzeri yağlı boya ile kapatılmış, yerine başka figürler yapılmış. 1949 yılında usta mimar Turgut Cansever, büyük bir gayretle Valori’nin yaptığı tahribatı gidermeye çalışmış.


Yalı kimseye yar olmuyor!

Sadullah Paşa Yalısı ile ilgili sosyetede bir efsane dolaşır durur. Bu efsaneye göre yalı, içinde oturanlara yar olmaz! I. Abdülhamid’in Darüssaade Ağası’na hediye ettiği bu yalıda oturan Seydi Ali Paşa’dan Hamdi Paşa’ya, Sadullah Paşa’dan Ayşegül Nadir’e birçok kişi acılar çekmiş, sürgünde yaşamış, iflas ya da intihar etmiş. Gündemdeki Tapu Çetesi’in kurbanı Vanda Ayaşlı da Sadullah Paşa’nın torunlarından Halim Sadullah’ın eşi.

Zaman
Yayın Tarihi : 21 Haziran 2008 Cumartesi 18:06:49
Güncelleme :23 Haziran 2008 Pazartesi 13:53:04


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?