30
Nisan
2024
Salı
İSTANBUL

Yaşasın özgürlük!

218 gündür cezaevinde bulunan şarkıcı Deniz Seki, ilk kez hakim karşısına çıktığı İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nde tahliye edildi.

15’i tutuklu 16 sanığın katıldığı duruşma öncesi ”Benim için dua edin” şeklinde konuşmuştu. Uyuşturucu ticareti ve kullanmak suçlarını işlediği iddiasıyla hakkında 8,5 yıldan 24 yıla kadar hapis cezası istenen Deniz Seki avukatlarının işlemlerini tamamlamasından sonra Bakırköy Kadın ve Çocuk Cezaevinden akşam ayrıldı.

YAŞASIN ÖZGÜRLÜK

Deniz Seki, adliye çıkışında cezaevi aracına bindirilirken, Özgürlük kadar daha önemli hiç birşeyin olmadığını belirterek “Yaşasın özgürlük” diye bağırdı. Deniz Seki ile birlikte Tamer Kılıç ve İbrahim Kaya da tahliye edildi. Duruşma 18 Şubat 2010 tarihine ertelenirken, dosyanın esas hakkındaki mütalaa için Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesine karar verildi. Ayrıca Hakim İdris Asan, sanıklar Deniz Seki, Tamer Kılıç ve İbrahim Kaya'nın üzerlerine atılı suçu işlediklerine dair haklarında kuvvetli suç şüphesini gösteren bulguların varlığı, bu sanıklar hakkındaki delil durumunun diğer sanıklarla aynı düzeyde olması ve yasal yaptırımı dikkate alınarak çoğunluğun tahliye görüşüne katılmayarak muhalefet şerhi koydu.

SEKİ “BİR HATA YAPTIM BEDELİNİ AĞIR ÖDEDİM“

İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesinde gözyaşları içinde savunmasını yapan Deniz Seki, çok utandığını, çok pişman olduğunu söyleyerek, “Yaşadığım bir ilişki yüzünden adını anmak istemediğim bu maddeyi kullandım. Bir hata yaptım ve bedelini de çok ağır ödedim. Herkesten özür diliyorum“ dedi.

Üç sayfadan oluşan yazılı savunmasını mahkeme heyetine sunan Deniz Seki, savunmasında şunları söyledi: “Öncelikle hepinizi saygıyla selamlıyorum. 218 gündür bu duruşmaya çıkmak için bekliyorum. Sadece kendime verdiğim bir zarar söz konusudur. Adını anmak istemediğim bu maddeyi 7-8 aydır kullanıyordum. Çok duygusalım. Müzisyenim. Yaşadığım ilişki nedeniyle çok üzüldüm, asosyal oldum. Bir daha adını bile anmak istemediğim o maddeyi kimseye vererek aracılık etmedim. Yaşadığım ilişkinin toplum tarafından kabul edilmemesi beni buna itti. Çok utanıyorum, çok pişmanım. Hiçbir şekilde yalan söylemiyorum, hayatta da yalan söylemedim. Nöbetçi mahkemede serbest bırakılıp sonra neden tutuklandım anlamadım. Ben Kuruçeşme’de oturuyorum. jandarma beni aldı neden aldı Kilyos’a götürdü. Ben bir hata yaptım bedelini de çok ağır ödedim. Şu tablonun içine hiç yakışmıyorum. Önce ailemden sonra beni seven herkesten özür diliyorum.“

SOSYAL PROJELERDE YER ALACAĞIM

Gözyaşlarını tutamayan Deniz Seki, mahkeme başkanından su içmek için izin istedi. Arkadaşlarına uyuşturucu temin etmediğini sadece kendisine zarar verdiğini de belirten Seki, “Buna bile hakkım yoktu aslında. Bundan böyle çok değiştim. Zaten bağımlı olmadım. Kendime olan kızgınlığımdan dolayı bu maddeyi kullandım. Bu alkol de olabilirdi ama yüzüne bile görmek istemediğim bu maddeyi kullandım. Ben ölene kadar bu maddenin karşısında olacağım. Bununla ilgili ne kadar sosyal proje varsa içinde olacağım. Tahliyemi ve yargılamanın ardından da beraatimi istiyorum“ dedi.

Sanıklardan Sinan Yüksel ve Abdullah Haner’den kokain maddesini aldığını kabul eden Deniz Seki, “Yüzünü hiç görmediğim ’Diyar’ diye bir adam vardı. Onu da aradım birkaç kez ama hiç tanışmadım. Abdullah Hanel hasta kızı olduğu bu işin kendisine yakışmadığını bu işi yapmak istemediğini ve çok utandığını söyledi. Şoförüm ise benim babam gibidir. Bana ne getirdiğini hiç bilmedi. Çünkü yüzgöz olmadım“ dedi. Seki dinlemeye takılan telefon görüşmelerinden birçoğunu da kabul etmediğini belirtti.

SEKİ ALEYHİNE İFADE VERMEM İSTENDİ

Deniz Seki 7 yıl şoförlüğünü yaptığını söyleyen tutuksuz sanık Mecit Çam savunmasında, “Deniz hanım’ın bütün işleriyle ben ilgileniyordum. Elbiselerini, market alışverişini, müzik CD’lerini, aranje şarkılarını kapalı zarf ve kutu içinde kendisine getirir götürdüm. Bunu birçok kez yaptım. Sanıklardan Sinan Yüksel’i Murat olarak tanırım. Deniz Seki bana bu kişiyi yeni albüm aranjörü olarak tanıştırdı. Bana ’Mecit, Murat ile birlikte çalışacağız’ dedi. Deniz hanım bana para verirdi ben de Abdullah Haner’e verirdim. Bu yaptığım rutin işlerden biriydi. Kapalı zarf ve kutularda ne olduğunu bilmiyordum.“ dedi. Jandarma ve savcılık ifadesini kabul etmeyen Mecit Çam ayrıca jandarmada kendisine Seki aleyhine ifade vermesi için tehdit edildiğini öne sürdü.
 

Hürriyet
Yayın Tarihi : 2 Ekim 2009 Cuma 00:47:04
Güncelleme :2 Ekim 2009 Cuma 00:49:22


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?