Bu aralar hangi arkadaşımla konuşsam “Spora gidiyorum, orada takılacağım” diyor. Allah Allah bu spor merakı nereden çıktı, tembellikten ölenler bile spora gider oldu diye bu işi şöyle bir araştırdım. Evet, millet topyekûn sporda. Sporda da bence orası spor kulübü falan değil cennet, cennet. Merak ettiniz değil mi? Söyleyeceğim ama ne olur hücum etmeyin. Orası öyle tenha tenha dursun istiyor herkes. Evet, bu şahane yer Bebeköy.

Mac Group’un son numarası burası. Bebek sırtında tam 15 dönüm arazi üzerine kurulu bir spor kulübü. Adı spor kulübü de bence tatil köyü. Beni hafta sonu buraya bıraksanız kendimi sayfiyede falan hissedip, tatil moduna girer bir güzelde dinlenirdim. Efendim Bebeköy için Türkiye’nin en pahalı kulübü, sosyete mekânı falan deniliyordu. Hatta bazı üyelik taleplerinin red edildiği herkesin kulübe alınmadığı da söylenenler arasındaydı. Bütün gerçekleri yetkili ağızdan öğrenmek üzere Ortaklardan Muzaffer Yıldırım ile Bebeköy’de buluştum. Kulübe girerken otopark olarak kullanılan bir alan var. Tabiî ki burası da Boğaz görüyor. Bu otopark alanı bundan sonra her hafta sonu pazar organik sebze meyve pazarı olacakmış. Otoparkın sağında bir yamaç var. Orada da yıllardır Alaçatı’da bağcılık yapan Ali Deveci, Bebeköy’ün özel bağını kuracakmış... Kulübe giriyorsunuz; müthiş bir havuz. Etrafındaki zemin uzun uzun tahtalardan yapılmış. Şezlonglara uzanıp yattığınızda boğazı seyredip güneşleniyorsunuz. Evet Mac kalitesi, sonsuz spor imkanı tabiî ki var ama, bence Bebeköy’ü özel yapan bunlar değil. Burada keyif var keyif.

Seçici kurul beğenmezse üye kabul edilmiyor

Muzaffer Bey Bebeköy’de eski İstanbul kulüplerinin havasını daha doğrusu felsefesini yaşatmak istediklerini söylüyor. Yani hatırlarsanız o Cercle d’Orient, taşlık tesis kulübünün bir üye atmosferi, bir yerin bir aidiyet hissi vardı ya ondan bahsediyor işte. Bu da belli bir kaliteyi korumaktan, kulübe herkesi almamaktan geçiyor tabiî ki. Bunu sağlamak içinde şöyle bir çare bulmuşlar. Kulüp ortaklarından ve dışarıdaki insanlardan oluşan 7 kişilik bir kurul başvuruları değerlendiriyor ve evet gerçekten beğenmediklerini almıyorlar. Yani sadece zengin olmanız kulübe girmenize yetmiyor. Ayy bizim zenginler şimdi bir hırs yapar ki sormayın. O öyle gerine gerine koca ciple gezerken sen Bebeköy’e alınma. Skandal, skandal. Ama Muzaffer Bey bunu tamamen üyelerin rahatı ve konforu için yaptıklarını söylüyor.

Üyelik 4 bin dolar kuaför bedava!

Kulübe üyelik tam 4 bin dolar. Evet, Türkiye’nin en pahalı kulübü. Ama bunun içinde ne konforlar var inanamazsınız. Ben en çok SPA’daki jakuziyi kıskandım. Öyle dinlenme bölümüne bir jakuzi koymuşlar önü tamamen cam, çimlerin üstünden Boğaz manzaralı. İşte tabiî ki lüks deyince her şey bir arada azizim. Giyinme bölümünde duşunuzu aldınız, saçınız benimki gibi boyalı, yıkanıncada kafanıza yosun yapışmış gibi oluyorsanız korkmayın. Giyinme bölümünde bedava kuaför var. Saçınızı kurutup fön çekiyor. Çift masajlarımı dersiniz, Türk hamamımı istersiniz, her şey var, her şey. Hal böyle olunca da kulüpte bir sürü kalantor ve ünlü var tabiî ki. Muzaffer Bey bu konuda çok ketum ama ben ordayken özel bir hocayla yoga yapan Ece Sükan’ı gördüm, ayrıca Beyazıt Öztürk’üde girerken görür gibi oldum. Evet, burası gerçek cennet gerçek kulüp olmuş ve ben daha iyisini yapabileceklerini zannetmiyorum. Çünkü böyle bir lokasyon başka hiçbir yerde yok. İyi tarafı da herkesin alınmaması tabi. Yani kromaj ağabeyler salınamayacak gibi duruyor şimdilik.

Ayşe Brav - Vatan

Yayın Tarihi : 14 Kasım 2009 Cumartesi 15:59:13