imamlar, son zamanlarda sanatçı kişilikleri ve entelektüel çalışmaları ile ön plana çıkıyor. Beşiktaş’ın Boğaz’a nazır üç camisinde görev yapan imamlar, sanatçı kişilikleri ve entelektüel yapıları ile çevrelerindekilere örnek oluyorlar. Duygularını kimi zaman bir neyin ucunda musikiye dönüştürürken, kimi zaman hat sanatının kıvrımlı çizgileriyle şekillendiriyorlar. Kimi zaman da düşündüklerini ya da duygularını tiyatro sahnesinde seslendiriyorlar. Toplum her ne kadar bu tür farklı özelliklere sahip imamlara alışık olmasa da, ’entelektüel imamlar’ halkın arasında saygın bir yere sahip...

Boğazın sanatçı imamlarının başındaDikilitaş’taki Ebubekir Camii imamı Mehmet Yüksel geliyor. İmamlığın dışında radyoda DJ’lik yapan Yüksel, aynı zamanda tiyatro oyunu yazıp, oyunculuk yapıyor. Ney çalabilen Yüksel, bir ilköğretim okulunda da din dersi öğretmenliği yapıyor. Evli ve bir çocuk babası olan Yüksel, şehir tiyatrolarında sahnelenen bütün oyunları takip etti. Her oyundan kendisine örnekler yaratıp oyunlar yazdı. Mahalli tiyatro oyunlarında oyunculuk deneyimi de yaşayan Yüksel, "Toplumun önünde olan kişiler olarak her platformda insanları yönlendirmeliyiz" diyor. Beşiktaş’taki Küçük Mecidiye Camii imamı Cavit Coşkun da sanata gönül veren imamlardan... Beşiktaş sahilindeki caminin lojmanında yaşayan Coşkun,evli ve üç çocuk babası. Zamanının büyük bir bölümünü camide geçiren Coşkun, işten arta kalan zamanını da hat sanatına ayırıyor. Lise yıllarından beri aşina olduğu hat sanatıyla ruhunu sakinleştiriyor. Beşiktaş’ın merkezindeki Sinan Paşa Camii’nde müezzinlik yapan Necip Demirel ise musikiye gönül vermiş bir din görevlisi. Fatih Camii müezzinlerinden Ali Rıza Şahin’le İstanbul Müftülüğü’nün ilkorosunu kurmak için çalışan Demirel, yaptıkları çalışmaları çeşitli konserlerde dinleyicilerle buluşturuyor. Müziğe olan ilgisinin dışında şiir okumayı ve yazmayı da seviyor. Demirel, "Ezan, camiye gelmeyen insanı dahi camiye getirebilmeli" ifadelerini kullanıyor.