19
Mayıs
2024
Pazar
BEŞİKTAŞ - İSTANBUL
Belediye Sayfaları

Türkiyemizin tüm annelerinin

BİR ÇOCUĞUN MELEĞİ

-Bir zamanlar dünyaya gelmeye hazırlanan bir çocuk varmış. Bir gün Tanrı’ya sormuş:
Tanrım, beni yarın dünyaya göndereceğini söylediler, fakat ben o kadar küçük ve güçsüzüm ki, orada nasıl yaşayacağım?
-Tüm meleklerin arasından bir tanesini senin için seçtim. O seni bekliyor olacak ve seni koruyacak. Meleğin sana her gün şarkı söyleyecek ve gülümseyecek. Böylece sen onun sevgisini hissedecek ve mutlu olacaksın.
- Peki insanlar bana bir şey söylediklerinde dillerini bilmeden söylenenleri nasıl anlayacağım?
- Meleğin sana dünyada duyabileceğin en güzel en tatlı sözcükleri söyleyecek,konuşmayı dikkatle ve sevgiyle sana o öğretecek.
- Dünyada kötü adamlar olduğunu duydum,beni kim koruyacak?
- Meleğin seni kendi hayatı pahasına dahi olsa daima koruyacak. Fakat ben seni bir daha göremeyeceğim için çok üzgünüm ama biliyorum ki, meleğin sana sürekli benden söz edecek ve iyi bir insan olmanın yollarını sana öğretecek. O sırada Cennette bir sessizlik olur ve dünyanın sesleri cennete gelmeye başlar. Çocuk artık dünyaya gelmek üzere olduğunu anlar ve son bir soru sorar :
- Tanrım, eğer doğmak üzere isem lütfen çabuk söyle bana meleğimin adı ne ?
- Meleğinin adının önemi yok yavrum sen onu ANNE diye çağıracaksın...



" Anneler Günü "nün kısaca tarihsel gelişiminide sizlere aktarmak ve paylaşmak istiyoruz.



ANNELER GÜNÜNÜN TARİHSEL GEÇMİŞİ :

Bugün alisageldigimiz "anneler günü" anlaminda olmasa da, anneler için yapilan kutlamalar Sümerlere dek dayandirilabilir.
Matriyarkal (anaerkil) düzenin hüküm sürdügü tarihin ilkçaglarindan bu yana Istar, Kybele, Rhea ve daha bir çok yerel ve dönemsel isimlerle analik, dogurganlik niteligiyle ön plana çikmis ve doganin uyandigi, yeniden dogdugu bahar mevsimi ile özdeslesmistir.
Patriyarkal düzenin yerlesmeye baslamasi zaman zaman kutlamalarin içeriginin ve seklinin degismesine ve hatta bazi dönemlerde gizli olarak yapilmasina sebep olmussa da kesintiye ugratamamis; her bahar coskulu kutlamalar ve sunularla bir gelenek halini alarak binlerce yil kesintisiz olarak sürmüstür.
Daha yakin tarihlere uzanacak olursak, günümüzden birkaç yüzyil önce 1600’lü yillarda Ingilizler arasinda "mothering sunday" adi ile, lent döneminin 4. Pazar günü kutlamalar yapilmaya baslandi. Içinde bulunduklari dönemde zor kosullar altinda yasayan ve çogu zaman çalistiklari yerlerde barinan Ingilizler bu özel günde izinli sayilirlar ve tüm günlerini evlerinde anneleri ile geçirirlerdi. Hatta biraz da hristiyan aleminin yortu geleneginin etkisiyle olsa gerek "mothering cake" adini verdikleri bir tür pasta götürme adeti yerlesmisti.
Hristiyanligin Avrupa’da yayginlasmasindan sonra bu kutlama, onlara hayat veren ve kötülüklerden koruyan ruhani bir güç sayilan "Anneler Kilisesi" ni onurlandirmak amaciyla degisti. Zamanla kilise festivali Anneler pazari kutlamalari ile birleserek, beraber kutlanmaya baslandi.
Anneler günüyle ilgili ilk resmi kutlama önerisi, Amerika’da 1872 yilinda Julia Ward Howe tarafindan barisa adanan bir gün olarak tasarlandi. Ilk defa Boston’da bir yürüyüs düzenlenerek kutlandi.

ANNELER GÜNÜNÜN İLANI :
Amerika’nın Filedelfiya eyaletinde 9 Mayıs 1907 günü Jarvis isimli bir kızın annesi öldü. Annesini çok seven Jarvis’in üzüntüsü aylarca sürdü. Hayatla kimsesi kalmayan Jarvis ölüm olayına bir türlü alışamadı. Yaşama küstü. Canlılığını, yaşama sevincini yitirdi. Yemedi, içmedi bir ara ölmeyi bile düşündü. Jarvis’in bu durumunu yakından izleyen komşusu Jarvis’le arkadaş oldu. Bir gün yaşlı komşu söyleşi sırasında Jarvis’e «İnsanlar doğar, yaşar, ölür. Bu bir doğa kanunudur.» dedi.
Bu iki cümle, Jarvis’i çok etkiledi. Ölümün de doğmak, yaşamak gibi bir doğa olayı olduğunu düşündü. Ancak bu doğruyu bulmak Jarvis’in annesine olan sevgisini azaltmadı. Aradan geçen süre içinde ölüm sözcüğünün soğukluğu gitti. Yerine anne sevgisinin sıcaklığı geldi. Artık Jarvis annesini gözyaşları ile değil, severek anmaya başladı. Acıları azaldı. İçinde arı, duru bir sevgi oluştu.
Aradan bir yıl geçti. Bu süre içinde Jarvis, hemen her gün annesinin mezarına çiçekler götürdü. Jarvis’in annesinin ölüm yıldönümünde bütün arkadaşları eve geldi. O gün Jarvis arkadaşlarına :

— Geçen bir yıl içinde çektiğim acılar bana şunu öğretti «Dünyada anne sevgisinin yerini dolduracak hiçbir sevgi yoktur. Yılın bir gününü annelere ayıralım. O günü annelerimizle ilgili anılarla dolduralım. Böylece annelerimize olan sevgi borcumuzu ödeyelim.» dedi.
Arkadaşları Jarvis’in önerisini çok beğendiler. Birlikte hemen kentin Belediye Başkanına gittiler. Başkan onları dinledi. Öneriyi içtenlikle benimsedi. Daha sonra bu öneri gazetelere, yazarlara anlatıldı. Jarvis ve arkadaşlarının çalışmaları kısa sürede sonuç verdi. Amerika Birleşik Devletleri Kongresi mayıs ayının ikinci pazar gününün Anneler Günü olarak kutlanmasını kararlaştırdı.
Anneler günü ilk kez 1908 yılında kutlandı. Daha sonra bütün uygar ülkelerde kutlanmaya başlandı.
1911 yilina gelindiginde hemen hemen her ülkede kutlanmaya baslanmisti. 1914 yilinda ABD baskani Wilson tarafindan resmi bir açiklamayla Mayis ayinin ikinci pazari Anneler Günü olarak duyuruldu.
Böylece Mezopotamya ve Anadolu uygarliklarinin binlerce yil önce baslattigi gelenek 20.yüzyilin basindan itibaren dünya çapinda kabul görmüs oldu.
Anneler Günü ülkemizde 1955 yılından bu yana kutlanmaktadır.

TÜRKİYEMİZİN ANNELERİNE SEVGİLERİMİZİ SUNUYORUZ.

Kenthaber-Beşiktaş/İSTANBUL
Yayın Tarihi : 9 Mayıs 2004 Pazar 13:41:45
Güncelleme :10 Eylül 2004 Cuma 15:27:58


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?