Güngören'de 27 Temmuz 2008'de yaşanan patlamada çocuklarını kaybeden anneleri Zaman buluştur-du. O gün sıradan bir terör saldırısı yaşanmadığına dikkat çeken anneler, olayı Ergenekon'la ilişkilendiriyor. Onlara göre patlamayı, ülkede kaos çıkarmak isteyen derin güçler gerçekleştirdi.

Geçen yıl Güngören Menderes Çıkmazı'nda yaşanan korkunç patlamada biri doğmamış bebek 18 kişi hayatını kaybetmiş, 154 kişi ise ağır yaralanmıştı. Saatler 21.55'i gösterdiğinde çöp kutusuna konulan parça tesirli bomba büyük bir gürültüyle patladı. Sesin etkisiyle birçok kişi patlamanın meydana geldiği yere yöneldiği an ikinci bomba devreye girdi. En büyük kıyım ise yaralılara yardım için koşan yüzlerce insanın olay yerine gelmesiyle yaşanmıştı.

O gece trafiğe kapalı cadde üzerinde gerçekleşen kanlı saldırının görüntüleri Türkiye'nin hafızasından hiç silinmedi. Ama her zaman olduğu gibi ateş düştüğü yeri yaktı ve sevdiklerini o gün kaybeden birçok kişinin hayatı altüst oldu. Zaman, o gün çocuklarını kaybeden anneleri patlamanın yaşandığı yerde bir araya getirdi. Patlamayı Yasadışı Devrimci Karargâh örgütünün yaptığı yönündeki iddiaların güç kazanması, ailelerin olayı Ergenekon'la ilişkilendirme sebebini kuvvetlendiriyor.

Patlama ile ilgili açılan davanın ilk duruşması geçtiğimiz mayıs ayında yapılmıştı. Davanın ikinci duruşması ekim ayında görülecek. Sekiz tutuklunun bulunduğu davaya aileler müdahil olmak istiyor. Ülkeyi kaosa düşürmek isteyenlerin suçsuz günahsız insanları katlettiğini söyleyen acılı anne Melike Çelik, "Bombanın patlatıldığı tarih çok önemli. Bu olayın Ergenekon'la ilişkili olduğunu düşünüyorum. Özellikle düşünülüp planlanmış bir olay." diyor. Diğer bir acılı anne Şadiye Şentürk ise bu olayın neye hizmet ettiğinin iyi düşünülmesi gerektiğine dikkat çekiyor. "Masum insanları öldürerek toplumda kargaşaya sebebiyet vermek istediler. Olayı, yakalanan birkaç kişinin yapması mümkün değil. Mutlaka arkalarında başka güçler var." ifadelerini kullanıyor.

48 yaşındaki Şadiye Şentürk ve 46 yaşındaki Perihan Ağca'nın hayattaki tek isteği terör olaylarının bitmesi. Türkiye'nin birlik ve beraberliği için herkesin üzerine düşeni yapması gerektiğini vurgulayan Şadiye Şentürk, "Oğlumun kitaplarını Muş'ta adına kurulan kütüphaneye bağışladım. Bunu, ülke insanı olarak aramızda hiçbir husumetin olmadığını göstermek için yaptım. O bombalar bizim hayatımızı mahvetti; ama bütünlüğümüze zarar veremez." dedi.

Nergihan Çelen - Zaman

Yayın Tarihi : 23 Temmuz 2009 Perşembe 18:27:00