2
Mayıs
2024
Perşembe
KOCAELİ

TUBİTAK'la DEİK arasında protokol

TÜBİTAK ile Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) arasında iş birliği protokolü imzalandı.

TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi (MAM) konferans salonunda düzenlenen imza töreni, TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Nüket Yetiş'in konuşması ile başladı. Bir ülkenin gelişmesinde bilgiyi, "olmazsa olmaz" olarak tanımlayan TÜBİTAK Başkanı Yetiş, "Bununla birlikte ne bildiğimiz değil, bilgimizi nasıl kullandığımız önemlidir. Bilgiyi ticarileştirip satma modelleri geliştirmeliyiz. Bu krizi Türkiye için en büyük bir fırsat vesilesi haline getirmek için çalışmalıyız. Sanayici, devlet teşvik ediyor diye değil, ihtiyaç duyduğu için araştırma geliştirme yapmalıdır. Kriz sonrası başka bir dünya kurulacak ve bu dünyada araştırma geliştirme yapmayan sanayiciye yer olmayacak" diye konuştu.

Bilime daha çok yatırım yapanların en fazla milli gelire sahip ülkeler olduğunu vurgulayan Yetiş, Türkiye'de son dönemde bu alana daha çok pay ayrıldığını söyledi. Yetiş, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Türkiye 2002 yılına ait istatistiklerde, Avrupa ve dünya ortalamasına göre bilimsel yayın sayısında iyi, ancak bilim adamı sayısı ve yatırımlar açısından çok düşük durumdaydı. 2004 yılından itibaren Türkiye'nin bu göstergelerde daha iyiye götürülmesi yönünde çalışmalar yürütüyoruz. Bu çalışmalar ışığında Ar-Ge programlarına daha fazla kaynak ayrılmaya başlandı. TÜBİTAK sadece araştırma yapan değil, aynı zamanda araştırma yaptıran bir kurum haline getirildi. 2002'de Türkiye 3 milyar dolarlık Ar-Ge harcaması yapmışken bu rakam 2006'da 4,9 milyar dolara, 2007'de ise 6,6 milyar dolara yükselmiştir. Türkiye'nin milli gelirden Ar-Ge'ye ayırdığı pay 2003'te binde 4 iken, 2007'de bu oran binde 7,1 oldu. Bu oranın 2013 yılında yüzde 2'ye çıkarılması hedefleniyor" ifadelerini kullandı.

Ar-Ge harcamalarında özel sektör payının arttığını da ifade eden Yetiş, "2002'de Ar-Ge harcamalarının yüzde 41,3'ü özel sektör tarafından finanse edilmişken, 2007'de yüzde 48.3'ü özel sektör tarafından finanse edilmiştir. Bu da sevindirici bir gelişmedir" dedi.

TÜBİTAK ile DEİK arasında imzalanan iş birliği protokolünün Türkiye'de Ar-Ge ve yenilikçi faaliyetlerinin artmasını sağlayacağını ifade eden Yetiş, "Bu protokol ile iki kurum, sahip olduğu bilgi birikimi ve iş birliği ağını birbirleri ile paylaşacak ve ortak amaçlar için kullanacak. Bu iş birliği protokolü, Türkiye'de bilim ve teknolojinin gelişimi için çok önemli katkılar sağlayacak" şeklinde konuştu.

TOBB ve DEİK Yönetim Kurulu Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da Türk iş camiası olarak hedeflerinin bölgesel aktörden küresel aktör haline gelmek olduğunu söyledi. Bunun için dünyanın en büyük 10 ekonomisi haline gelmeyi, yıllık 500 milyar dolarlık ihracat yapmayı, dünyada tanınan 10 markayı üretmeyi, en az 3 sektörde dünya lideri olmayı hedef olarak koyduklarını belirten Hisarcıklıoğlu, "Bunu nasıl yapacağız? Bilim ve teknolojiye hakim, yeni teknolojiler üretebilen, teknolojik gelişmeleri toplumsal ve ekonomik faydaya dönüştürme yeteneği kazanmış bir ülke olarak başarabiliriz. Bir yandan ekonomimiz büyürken aynı zamanda dönüştürülmelidir. Türk özel sektörünün bu yolda gerçekleştirdikleri göz ardı edilemez. 25 yıl önce ülke olarak tarım ürünlerinden sadece 3 milyar dolar ihracat yapabilirken, bugün yüzde 92'si sanayi ürünü olan 135 milyar dolarlık ihracat yapabilir hale geldik. Neredeyse dünyanın tüm ülkelerine ihracat yapar hale geldik. Ama bunlar yeterli değil. Türk sanayicisi yüksek teknoloji ürünleri tasarlamayı, üretmeyi ve pazarlamayı da öğrenecektir. Bu amaç doğrultusunda bugün bir iş birliği protokolü imzalıyoruz. Türkiye'nin toplam ihracatında ileri teknoloji ürünlerin payı yüzde 7, orta seviyeli teknolojinin payı yüzde 31 ve düşük teknolojinin payı yüzde 44'tür. Bu yapıyı iyileştirmek zorundayız, bu da araştırmaya yapılacak yatırımla mümkün olacaktır. Türkiye'de Ar-Ge harcamalarını artırma konusunda önemli başarılar elde ettik. 1990'da Ar-Ge harcamalarının milli gelire oranı binde 32 iken, 2006 sonu itibarıyla bu rakam binde 76'ya yükseldi, ama bu oranın OECD ülkelerinde ortalama yüzde 2,25 olduğunu unutmamalıyız. Öte yandan rakibimiz olan yükselen piyasa ülkelerinden Çek Cumhuriyeti, Macaristan, İspanya ve İsrail'den geriyiz. Ar-Ge harcamalarında özel sektör payı yüzde 25 oranında ve daha fazla Ar-Ge yapması için yeni mekanizmalara ihtiyaç var. Bu konuda hükümetimizin çıkardığı Ar-Ge Yasası bize büyük teşvik ve fırsatlar sunmaktadır. Yetiş'in gayretleriyle yakın zamanda yürürlüğe girmesi büyük bir aşamadır" şeklinde konuştu.

Türkiye'nin genç ve dinamik nüfusun önemli bir avantaj olduğunu kaydeden Hisarcıklıoğlu, "Bu kaynağı en iyi şekilde değerlendirmek için eğitimimizin kalitesini artırmalı, gerçek bir eğitim reformu gerçekleştirmeliyiz. Bilgiye yapılan yatırımın önemi anlaşılmaya başlanmıştır. Hükümetimiz, özel sektörün Ar-ge çalışmalarına destek olmak kaydıyla önemli bir kaynağı TÜBİTAK'a aktarmaktadır. TÜBİTAK da önemli bir dönüşüm geçirmektedir. Türk iş camiası olarak TÜBİTAK'ın bu konuda liderliği üstlenmesinden memnuniyet duyuyoruz. TÜBİTAK'ın sanayiden ve özel sektörden kopuk, bürokrasiye boğulmuş eski yapısından kurtarılarak bilimi ve inovasyonu destekleyen çağdaş yapıya kavuşturulmasında payı olan Yetiş'e de teşekkür ediyoruz" dedi.

Konuşmaların ardından Yetiş ve Hisarcıklıoğlu iş birliği protokolünü imzaladı.

İHA
Yayın Tarihi : 17 Kasım 2008 Pazartesi 16:59:50


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?