3
Mayıs
2024
Cuma
SAKARYA

'Açılım süreci devam etmeli'

MÜSİAD SAKARYA ŞUBE BAŞKANI HALİT İNCİ;

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Sakarya Şube Başkanı Halit İnci, yaşanan tüm sorunlara ve sıkıntılara rağmen, milli birlik ve kardeşlik projesine devam edilmesi gerektiğini söyledi.

İnci, yönetim kurulu üyeleri ile birlikte dernek binasında düzenlediği basın toplantısında, terör ve şiddete başvurarak demokratik hak arayışından bahsedilemeyeceğini vurguladı. İnci, “Bu nedenle, son günlerde artan terör ve şiddet olayları, demokratik açılım süreciyle doğrudan ilişkilendirilmemeli, bilakis, yaşanan tüm sorunlara ve sıkıntılara rağmen, milli birlik ve kardeşlik projesine devam edilmeli, bu süreçteki kararlı duruş korunmalıdır. Terör sorunu, ülkemizde yeni bir sorun değil, aksine uzun yıllara sari bir problemdir. Bugün yaşanan sıkıntıları iktidar sorunu olarak görmemek gerekir. Bu, iç politikaya malzemeye edilemeyecek ölçüde ve ülkenin tamamını ilgilendiren, oldukça ciddi bir sorundur. Çözümü için de tek vücut halinde, iktidar, muhalefet ve sivil toplum ile birlikte ortak akıl üretilebilmeli, taraflar sorunu birilerine veya birbirlerine yıkarak çözümsüz hale getirmemelidir” dedi.

Hak ve özgürlüklerin genişletilmesi, demokratikleşme sürecinin önündeki engellerin kaldırılması ve bu konuların çözümüne ilişkin yapılan Anayasanın bazı maddelerinin değişikliğine ilişkin çalışmanın sonuçlandırılması son derece önemli olduğunu ifade eden İnci, şunları söyledi; “Bu bağlamda, Anayasa değişikliği ile ilgili referandum süreci, herhangi bir kesintiye uğratılmaksızın tamamlanmalıdır. Daha önce yaşanan tecrübelere istinaden, bugüne kadar herhangi bir çözüm üretmemiş, sadece belirli bir kesime imtiyaz tanınmasına sebep olan ve bugün tekrar bazı kesimler tarafından dile getirilen OHAL ile ilgili öneriler, kesinlikle sorunun çözümüne katkı sağlamayacaktır. Bilakis, çözümler, ancak, kişisel hak ve özgürlüklerin genişletilerek, demokrasinin tam olarak uygulanması ile mümkündür. Öte yandan bu önerilerin halkın temsilcisi olduğunu iddia eden sivil kuruluşlar tarafından dile getirilmesi ise manidardır.”

İnci, bölgenin istikrara kavuşması yönünde, ekonomik açıdan imkanların artırılmasına yönelik bugüne kadar yapılan çalışmalar oldukça önemli olduğunu belirterek, “Bölgenin kalkınmasına ilişkin verilen teşviklerin sonuç getirmesinin, terör olaylarıyla direk ilgili olduğunun bilinmesi gerekir. Bu nedenle, bu konu bölge halkına net bir şekilde açıklanmalı ve terörün sonlandırılması konusunda halkın desteği alınmalıdır. Terör olayları neticesinde, bölgede oluşabilecek güvensizlik ortamı, yurt içi ve yurt dışı yatırımları olumsuz etkileyecektir. Bu sebeple eğer bölgeye yatırım gelmesi ve bölgenin kalkınması arzu ediliyorsa, bölgeye gelecek yatırımların önündeki en büyük engelin “terör” olduğu halka iyice izah edilmelidir” dedi.

MÜSİAD Ekonomi Danışma Kurulunun katkılarıyla hazırlanan '2010 Yılı Türkiye Ekonomisi Raporunu” da açıklayan İnci, kriz döneminde yaptıkları değerlendirmelerin büyük oranda tuttuğunu vurgulayarak, “Özellikle IMF ile ilgili öngörümüz, 'Türkiye'nin IMF'ye üye hiçbir ülkeden daha kötü konumda olmadığı ve bu yüzden IMF ile haksız koşullar içeren yeni bir stand-by anlaşmasının gerekmediği' idi. Bütün tersi çabalara rağmen bu konuda ne kadar haklı ve isabetli bir noktada olduğumuz, artık tartışma götürmez bir şekilde ortaya çıkmıştır” diye konuştu.

İnci, Türkiye'nin finans sektöründe ve genel olarak mali disiplini koruyarak dünyadan pozitif şekilde ayrıştığı görüşlerinin de kriz döneminde ispatlandığını ifade ederek, “Bilindiği üzere krizin başında ülkeler, ekonomilerin küçülmesini ve işsizlikteki artışı değil, ülkelerin mali açıdan iflas edip etmeyeceklerini konuşuyorlardı. Bu bağlamda, MÜSİAD, ikinci bir tespit olarak da, 'Türkiye'de bir finansal krizin çıkma ihtimalinin olmadığını' gerekçeleriyle ortaya koymuştu. Herkesin mali sektörde çöküş beklediği bir ortamda 2009 yılı verileri, korunan mali disiplin sayesinde, finans kuruluşlarının kaydettiği büyüme ve açıkladığı rekor karlara da bakarak, Türkiye'nin finansal kanaldan krizi 'teğet geçtiği' söylemini fazlasıyla doğrulamıştır. Bugün geldiğimiz aşamada Türkiye'nin ilk defa kendi ürettiği krizlerin altında ezilmediğini, tersine küresel krizde pozitif yönde ayrıştığını görüyoruz” dedi.

MÜSİAD'ın, kriz ortamında şirketler için izlemeleri gereken bir yol haritası çıkartarak acil, orta ve uzun vadeli tedbirleri kamuoyuyla paylaştığını belirten İnci, “Bu meyanda MÜSİAD, bankalara dönüp 'krizden sonra bu müşterilerin kapısını nasıl çalacaksınız' diyerek şirketlere sahip çıkmaları gerektiğine işaret ederken, firmalara da, 'krizden sonra nitelikli beşeri sermaye kritik bir paydaşınız olacak, asla yetişmiş elemanlarınızı ve bu arada müşterilerinizi kaybetmeyin, derhal işçi çıkartmak yerine mevcut imkânlarınızı çalışanlarınızla paylaşın' çağrısını yapmıştı. İşsizliğin yüzde 14'leri bulduğu bir ortamda bugün toplumsal ve ekonomik tartışmaların merkezine oturan işsizlik konusunda ne kadar isabetli bir duruş benimsediğimiz şimdi açıkça anlaşılmaktadır. Prensipte işçi çıkartarak bir ekonominin tümü ayakta kalamaz, tam tersine toplam talebi baltalayarak binilen dal kesilmiş olur” diye konuştu.

Krizin yeni bir düzeni tetiklediğini söyleyen İnci, “MÜSİAD'ın beşinci tespiti ise, küresel krizin yeni bir küresel ekonomik düzeni tetiklediği söylemidir. Şimdi artık tüm dünya, çeşitli parametrelere göre gerileyen ve yükselen ülkeleri, şehirleri, sektörleri öngörmeye çalışmaktadır ve yenidünya düzeninde nasıl konumlanacaklarını konuşmaktadır. Sonuçta genel anlamda başarılı kabul edilen bu tedbirler sayesinde Türkiye, krizde ayakta kalabilen nadir ülkeler arasında yer almaktadır. Ancak bu tedbirlerin istihdam açısından arzu edilen neticeleri vermediği de bilinmektedir. Türkiye, bu dönemde ağırlıklı olarak yerli girdi kullanan, istihdam yoğun sektörleri ön plana çıkartamamıştır. Piyasayı canlandırmak adına yapılan çalışmalar daha ziyade istihdam katkısı göreceli olarak düşük kalan, ithalat bağımlılığı bir hayli yüksek olan sektörleri hareketlendirmiştir” dedi.

Bu dönemde, kısa çalışma ödeneğinin hem süresinin hem de miktarının artırılması ve sınırlı kaynaklarla KOSGEB ve EXIMBANK üzerinden sürdürülen destek ve teşviklerin yararlı olduğunu ifade eden İnci, “Bu bağlamda üretici KOBİ'lere ilaveten, hizmet sektörü KOBİ'lerinin de KOSGEB destekleri kapsamına alınmış olması çok isabetli ve büyük bir adımdır. Ancak bundan sonrası için, KOSGEB'in bunun altından kalkacak bir bütçeye, uygulama gücü ve otonomisine, beşeri kadrolara ve kurumsal yapılara kavuşturulması gerekmektedir. Bunun için KOSGEB adına gündeme getirilen yeniden yapılanma çabaları son derece yerinde olup, biran evvel etkinlikle sonuçlandırılmalıdır. Ayrıca EXIMBANK'ın da benzer bir mantıkla ihracat, pazar ve ürün çeşitlendirme, markalaşma önceliklerine göre piyasa koşullarında yeniden yapılandırılması gerekmektedir” diye konuştu.

MÜSİAD SAKARYA ŞUBE BAŞKANI HALİT İNCİ;
İHA
Yayın Tarihi : 30 Haziran 2010 Çarşamba 13:18:04
Güncelleme :30 Haziran 2010 Çarşamba 13:42:44


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?