Sakarya İşitme Konuşma Engelliler ve Aileleri Derneği Başkanı Turan Ayra ve üyeleri, hazırladıkları AB projesi kapsamında Almanya'da işitme engellilerin durumlarını, pozisyonlarını ve eğitim şartlarını incelediler. Şubat 2009 tarihinde Avrupa Birliği Hayat Boyu Öğrenme Programı olan Leonardo da Vinci Hareketlilik Projeleri'ne, işitme ve konuşma engelli bireylere verilen özel eğitim çalışmalarının Avrupa düzeyinde incelenmesi projesi ile başvurduklarını ifade eden Dernek Başkanı Turan Ayra, "Bu proje, engelli bireylerin devlet memuru olarak atananlarının dışında toplum dışına itildikleri ve topluma herhangi maddi bir katkı sağlamadıkları için de tüketici konumda olmaları gerçeğinin, onların topluma entegrasyonunun sağlanması yönünde değiştirilmesi isteğinden doğmuştur. İşitme ve konuşma engelli bireylere özel eğitim sayesinde onlara da yaşam boyu öğrenme ve fırsat eşitliği hakkı sağlanması arzusuyla hazırlanan bu proje sonunda Avrupa'daki uygulamaların önce bölgemize sonra ülkemize yaygınlaştırılması hedeflenmektedir" dedi.

Ayra, projede ilk adımın Avrupa'daki uygulamaların görülmesi olduğunu ifade ederek, "Bu kapsamda alıcı ortak olan Almanya'daki kurumlarda incelemelerde bulunduk. Yapılan ziyaret sonucu sonrasında ne tür kursların açılacağı, Avrupa'daki uygulamalar ve bölge ihtiyaçları doğrultusunda tespitler yapıldı. Engelli bireylere yönelik meslek ve özel eğitim kursların açılması uygulaması Avrupa'daki örneklerin görülmesinin ardından yapılacağı gibi önce bölge çapında, sonra da ülke çapında duyurulması için de çalışmalar yürütülecektir. Bu proje örgün eğitime katılan ve katılmayan engelli bireylere yönelik olsa da örgün eğitime dahil olan engelli bireylerin de entegrasyonunun ve psikolojik açıdan sağlıklı bireyler olarak yetişmelerinin sağlanması, onlara gerektiği gibi davranılması konusunda bize yol gösterici olacaktır. Örgün eğitime katılan ve katılamayan bu bireylerin yaygın eğitimle meslek sahibi bireyler haline getirilmeleri, topluma katılımlarının sağlanması ve ailelerince desteklenerek hayatını sürdüren bireyler olmaktan çıkıp hayatlarını gerekirse tek başlarına sürdürebilecek yeterliliğe sahip bireyler haline gelmeleri projemizin amaçları arasında yer alıyor. Biz de derneğimizdeki engelli bireylere yönelik meslek edindirme ve özel eğitim kursları başlatılmasını hedeflemekteyiz" diye konuştu.

Almanya'da İşitme engellilerin hayatın her alanında olduklarını ve diğer bireylerin de onları engelleri ile kabul edip saygı gösterdiklerini ifade eden Ayra, "Alman eğitim sisteminde işitme engellilerin eğitimi çok erken yaş dönemlerinde başlamaktadır. Doğacak çocuğun engelli olup olmadığı, engelli ise ne tür bir engele sahip olduğu daha doğum olayı gerçekleşmeden tespit edilmektedir. Çocuğun dünyaya gelmesi ile birlikte son derece uzun, zorlu ve fedakarlık gerektiren süreç başlıyor. Bu süreç; çocuğu, aileyi, okulu, toplumu kapsayan son derece geniş bir alanda gerçekleşmektedir. Süreç içerisinde sorumluluğu bulunan tüm birimler üzerlerine düşenleri yapmakla yükümlüler. Çünkü engellilerin eğitiminden sadece aile, sadece okul ya da sadece engellinin kendisi değil tüm bu birimlerin ortak çalışması halinde sonuç alınabilmektedir. Almanya'da doğan bir işitme engelli, mesleki eğitim alacağı lise dönemine gelene kadar gerekli olan temel eğitimi almakta, topluma adaptasyonunu tamamlamaktadır" dedi.

Ayra, Almanya ve Türkiye'deki işitme engellilere uygulanan eğitim sistemi karsılaştırıldığında ise şu sonuçların elde edildiğini ifade etti: "İşitme engelli bireylerde erken teşhis çok önemli. İşitme engelli bireylere verilen özel eğitimin çalışmalarında çok zengin materyallerin kullanılması eğitim kalitesini artırmaktadır. Almanya'da işitme engelliler için kullanılan FM sistemleri, eğitim sistemini olumlu yönde etkilemektedir. Türkiye'de de bu sistem uygulanmalıdır. Fakat Türkiye'deki işitme engelliler

için kullanılan bu cihazlar teknolojik olarak yeterli seviyede olmamakla birlikte, okullarda kullanılmamaktadır. Fiziki mekanların işitme engelli bireylerin ihtiyaçları doğrultusunda düzenlenmesi de çok önemlidir. Öğrencilerin özür durumlarına göre bireysel destek sağlanması gereklidir."